Değerin Düştüğü Yer: Para mı, İnsan mı?

Değerin Düştüğü Yer: Para mı, İnsan mı?


Ekonomi büyüyor deniyor.

Rakamlar artıyor, göstergeler parlıyor, ama insanın içi kararıyor.

Çünkü bu ülkenin gerçek kaybı artık kasada değil, karakterde.

Paranın hükmü arttıkça, insanın değeri azaldı.

Kâr hırsı, paylaşma duygusunun üstüne beton gibi örüldü.

Bugün çarşıda fiyat konuşuyoruz ama pazarda kimsenin yüzü gülmüyor.

Bir bardak çay bile “maliyet” olmuş, sohbetin tadı kalmamış.

Toplum yorgun, insanlar gergin.

Bir çocuk okulda düşüyor, diğeri gülüyor.

Bir öğrenci zorbalığa uğruyor, sınıf sessiz kalıyor.

Ve en acısı, yetişkinler bu sessizliğe çoktan alışmış.

Yeni nesil daha zeki belki ama daha hissiz, daha aceleci, daha öfkeli.

Bir “merhaba” bile artık zor söyleniyor.

Empati yerini ekran başı yargılarına bırakmış.

Bir çocuk üzülüyor, diğeri onu “trend” haline getiriyor.

Bu ülke yokluğu gördü ama böylesine değer yoksunluğunu hiç yaşamamıştı.

Ne pahasına olursa olsun kazanalım derken, kaybettiklerimizi fark edemedik.

Evler büyüdü ama aile küçüldü.

Okullar çoğaldı ama öğretmenlerin, öğrencilerin birbirini anlaması zorlaştı.

Bilgi arttı ama bilgelik azaldı.

Bugün ekonomiyi konuşurken aslında toplumu konuşuyoruz.

Zorbalığın sıradanlaştığı, vicdanın sustuğu bir toplumda refahın da anlamı kalmaz.

Bir çocuğun kalbi kırıldığında, bir ülkenin geleceği de kırılır.

O yüzden mesele sadece geçim değil; geçinemediğimiz değerler meselesi.

Çünkü hiçbir başarı, insanlığın eksildiği bir düzeni büyütemez.

Ve hiçbir sistem, sevgisiz bir nesli ayakta tutamaz.

Google+ WhatsApp