MUTLULUĞU ÇOK GÖRME KENDİNE …

MUTLULUĞU ÇOK GÖRME KENDİNE …


Herkes mutsuz, dünya sinir krizi geçiriyor. Pandemi ve ekonomi sendromu. Toplum geneli bu yüzden mutsuz, umutsuz, keyifsiz,

Parası olanda, parası olmayan da bu durumda. Bu dönem biraz zor geçiyor, dışarıda bir hastalık var ona göre yaşamaya çalışıyoruz.

Geleceğe ne kadar çabuk varırsak o kadar mutlu olacağımızı sandığımız ama nedense bir türlü mutluluğa varamadığımız bir çağda yaşıyoruz. Asıl sorunumuz neden bu zamanda daha fazla mutsuzuz? İstediğimiz her şeyi elde etmedik mi? Hedeflerimize varmadık mı?

Yoksa her hedeften sonra bir yenisi mi eklendi? Çok çalışırsan zengin olursun hayalleriyle yaşayıp mutsuzluk çukuruna mı düştük? Sorular böyle uzar gider. Cevaplar… cevaplar yok.

Mutlu olmakta şükretmektir bir yerde, artık daha iyisinde daha fazlasında gözü olmamaktır. İsteklerimiz ve ihtiyaçlarımız arttıkça onları elde edemeyişimiz de artıyor. Aza kanaat etmek, başka yaşamlara girmemek, gözlememek..

Kendi dünyamızda elimizdekilerle yetinebilmek mutluluğu getiriyor.Dünyanın hali ortadayken mutluyum demek anormal olurdu zaten.

 Hepimizin ruh sağlığı, sinirleri bozuldu ne yazık ki, yorulduk her şeyden  usandık.

 Belki de bu yüzden bu duygulardayız, yine de sağlığınız yerindeyse diğer mutsuzluklar gelip geçici,en güzel kendini ikna ettiren sözcük..

Gerçekten mutsuz muyuz yoksa mutsuzluğumuzu abartıyor muyuz? Ya da hassas ve kırılgan yapımız nedeniyle küçük mutsuzlukları derin mi yaşıyoruz?

Hayır; aslında geleceği çok çabuk istiyoruz; mutluluğun anahtarının orada olduğunu düşünüyoruz. Şunun farkına varmamız çok önemli,

 Mutluluk ne bugündedir ne de yarında. Bizlerin mutluluğu doyumsuz zevklerimizde….Avuç içi kadar mutluğu çok görme kendine …

Yüzlerce kilometrelik yolculuklar, küçük bir adımla başlar.

Google+ WhatsApp