GÖNÜL ÇİZGİSİNDE KALMASINI BİLMELİ..
İyi niyet neydi birinin elinden tutmak mı yoksa çamura düşürdüğünüz insanlara yardım ediyormuş gibi görünmek mi. Anlamıyorum kalplerinizdeki iyilikleri anlamakta istemiyorum aslında. Aklım bilmese kalplerinizi, gönlüm inanacak sanki…
Toprağa ekilmiş küçücük tohum nasıl filizleniyorsa, gönlünüzdeki sevgi fideleri gözyaşlarınızla çiçek açsın.
Bazı şeyleri zaman yeşertse de yaşadığımız şartları kabullenmek büyütüyor insanı. Yolun kıyısında kimi geleceğine bakar, kimiyse geçmişine. Aslında yolun sonu hep bellidir. Mutlak yerde bütün sevdiklerimizin beklediğini bile bile umut denizinde hayallere sarılmakta güzel değil mi?
Mutsuzluğun sebebi aslında memnun olmamakmış. Yoksa hep mutluymuşum oysa ki, boşuna üzülmüşüm. Geçen zaman mı anlatıyor insana kaybettiği değerleri yoksa değişen zaman şartları mı. Bir fincan kahveyle bile mutlu olan insanları sevin, küçük şeylerle mutlu olan, bulunduğu şartlardan memnun olan insanları. Memnunsuzluğun bir çizgisi yok aslında bir insan her şeye sahipken bile mutsuz olabilir, bazıları da hiçbir şeyi yokken elindekilerle dünyadaki en mutlu insan olabilir. Her şeyin en iyisine sahip olan değil, sahip olduklarının tadını çıkaran mutludur.
Ağırlamasını bilmediğin her şey bir gün senden gider. Sonra hüzün kalır sana ya da bir damla gözyaşı. Gönül çizgisi vardır orada kalmasını bilirsen rüzgar hep aynı yönden eser. Ama biz o çizgiyi eşit kılamıyoruz galiba. Benden selam söyleyin küçücük mahallede elindeki şekeriyle mutlu olan çocuğa.