Eğitimin Ekonomik Yükü ve Geleceğimiz

Eğitimin Ekonomik Yükü ve Geleceğimiz


Okullar açıldı… Her evde benzer bir koşuşturma, benzer bir telaş var. Çocukların heyecanı bir yana, ailelerin yükü ağır. Defterinden kalemine, üniformasından servis ücretine kadar her şey hesap kitapla ilerliyor. Oysa eğitim dediğimiz şey, bir ülkenin geleceği, en temel hakkı… Ama bugün geldiğimiz noktada ne yazık ki, eğitim artık büyük bir ekonomik külfete dönüşmüş durumda.

 

Kendi çevremde de görüyorum; bir aile gülümseyerek çocuğunu okula uğurlarken, öbür aile kara kara “Acaba eksik bir şey kaldı mı, bütçeyi nasıl denkleştireceğiz?” diye düşünüyor. Bu çelişki, aslında fırsat eşitsizliğinin en net fotoğrafı. Çocuklardan biri yeni çantasıyla ders başı yaparken, bir başkası hala geçen seneki defterini kullanmak zorunda kalıyor.

 

İçimden hep şu geçiyor: Eğitim bir yarış olmamalıydı, ama biz farkında olmadan çocukları daha yolun başında yarışa soktuk. Ekonomi zorlaştıkça, o yarışta geride kalanların sayısı artıyor.

 

Şunu unutmamalıyız; eğitim sadece ailelerin değil, devletin omuzlarında taşınması gereken bir sorumluluk. Çünkü biz çocuklarımıza ne kadar eşit imkan sunarsak, geleceğe de o kadar güçlü yürüyebiliriz.

 

Bugün kırtasiye masrafını ödeyemeyen bir aile, yarın çocuğunu iyi bir üniversitede görmekten mahrum kalıyor. Ve bu sadece bir ailenin değil, bir ülkenin kaybı oluyor. Eğitim; ders kitaplarından çok daha fazlası… Bir ülkenin kaderini, geleceğini, umudunu belirliyor.

Google+ WhatsApp