VEFA (LI) SIZ

VEFA (LI) SIZ


Merhaba diyerek başlamak istedim bu yazımda sizlere..Takip eden herkese kocaman bir  merhaba... Sosyal medyada denk geldiğim bir paylaşımdan konu açacağım bugün.

“Affetmeyin! Size sıradan biri gibi davranan, önceliği siz olmayan, varlığınızı unutan ve KIRILDIĞINIZI BİLDİĞİ HALDE UMURSAMAYAN insanları affetmeyin! Çünkü vefasızlık bazılarının kişiliğidir.”

Nedir bu vefasızlık? Bana göre insanı insan yapan özellikten yoksun olmak daha ilerisi insanlıktan çıkmaktır. Hani deriz ya hep “insanlıktan nasibini almamış” diye işte o kişilerden bahsedicem biraz ve. Nankör, benmerkezci, bencil, kendi keyif ve rahatından başka hiçbir şeyi düşünmeden yalnızca kendini tatmin eden davranışları yapıp bu davranış ve tutumun bir başkasını rahatsız ediyor olması umrunda bile olmayan gamsız insanlardan. Karşısındakini zerre kadar düşünmeyip bir de düşünüyormuş gibi davranma tutumu. Hatta bu uğurda hiç gocunmadan yalan söyleme. Yani hainlik yapma. Kendini tatmin edeceği çıkarı uğruna en önemsiz yalanları bir profesyonel edasıyla sıralama! Çünkü en önemli şey kendi menfaatleridir. Bir vefasızın çıkarı yoksa dünya yıkılsa umrunda olmaz. Değer verdiğim insanlar benden bir şey bekliyor mu? Benim onlara karşı almam gereken sorumluluklar, yapmam gereken davranışlar var mı? Diye düşünmez vefasızlar. Çünkü onların değer verdiği şey yalnızca kendileridir.

Eğer yaşanmış güzel günlerin hatırına onlarca hatasını affettiğiniz, sevginizle başınız üstüne koyduğunuz kişi menfaatine ters düşen çirkinliğini savunmak için sizi gözden çıkarabiliyorsa; ruhunuzu acıtmak için dilini ve yüreğini keskinleştirip bir bıçak gibi kullanabiliyorsa size karşı sevgi ve merhamet duymuyordur. Bu sebeple kimseye hak ettiğinden fazla değer vermeyin derim.Ne demişler: “Fazla fedakarlık fazla vefasızlık getirir.”

Vefasız insanlarda ne merhameti ne de sevgiyi göremezsiniz. Ama dillerinde sevgi sözleri çoktur. Sevgilerini anlata anlata bitiremezler. Sanırsınız ki dünyada en doğru seven, en çok seven onlardır. Bu tamamen kalp çirkinliklerini ört bas etmeye yarayan bir savunma mekanizmasıdır. Kendilerini hep daha kötü karakterler ile kıyaslayıp ne kadar da değerli olduklarını vurgulamaya çalışırlar. 

En kötüsü de bu insanlara hiçbir zaman ne yaptıklarını bir türlü anlatamayacak olmanızdır. Çünkü sevdiklerinize bir şeyleri sürekli sunarsanız bir süre sonra sunduklarınız görev halini alır. Yaptıklarınızın bir nezaket olduğu anlaşılmaz. Sırf sevdiğiniz için yaptığınız onlarca şeyden sadece ufacık birini yapmayı bırakırsanız tepki görürsünüz. Karşınızdaki “Her zaman sen benim için bir şeyler yapıyorsun ben de senin için bir şey yapmak istiyorum” demez. Ama sürekli sizi ne kadar çok sevdiğinden bahseder. Sevgi soyut bir kelime olsa da gösterilebilen, somutlaştırılabilen bir duygudur. Siz bunu somutlaştırırsınız da karşınızdaki en küçük nazınızda bırakır elinizi. Koyar tozlu valizine kıyafetlerini verdiği hiçbir zararı telafi etmeden sanki hiç iyi gün hatrı yokmuş gibi daha da acıtarak vurur kapıyı gider. Bu kimi zaman bir eştir, kimi zaman evlat, kimi zaman ebeveyn, kimi zaman kardeş. Yaşanabilecek en zor acılardan biridir. ‘’Ah vefasızlık sen bir yüreğin başına gelebilecek en büyük ağrısın’’

Muhakkak okumuşsunuzdur ama bir de benim yazımdan okuyun “BİR VEFA ÖYKÜSÜ”nü:

Yaşlı bir adama sokakta yürürken bisikletli çarpmış ve hafif yaralanmış.

Etraftakiler hastaneye götürmüşler.Hemşireler, röntgen çekerek her hangi bir kırık veya çatlak olup olmadığını inceleyeceklerini söylemişler.

Yaşlı adam huzursuzlanmış, acelesi olduğunu, röntgen istemediğini söylemiş.

Hemşireler merakla acelesinin nedenini sormuşlar.

“Eşim huzur evinde kalıyor. Her sabah birlikte kahvaltı etmeye giderim, gecikmek istemiyorum” demiş.

Hemşire “Eşinize haber iletir gecikeceğinizi söyleriz” deyince;

Yaşlı adam üzgün bir ifade ile:

“Ne yazık ki karım alzheimer hastası ve hiç bir şey anlamıyor, hatta benim kim olduğumu dahi bilmiyor” demiş.

Hemşireler hayretle:

“Madem sizin kim olduğunuzu bilmiyor, neden her gün onunla kahvaltı yapmak için koşuşturuyorsunuz?” diye sormuşlar.

Adam cevaplamış: “Ben onun kim olduğunu biliyorum yetmez mi?

Google+ WhatsApp