Bir bayramı daha geride bıraktık. Dört gün süren mübarek Kurban Bayramı sona erdi, Hani içimizi çekerek çoğumuzun söylediği ve özlediği gibi ‘Ahhh, nerede o eski bayramlar… Aslında değişen biz, zaman ve ekonomi ….Eskisi kadar olmasa da tatlılar ve yemekler yapıldı……

Türkiye’nin en korktuğu, trafiğin en yo¬ğun olduğu bayram dönemi geldi geçti. Eskiye oranla nispeten daha az kaza duyu¬yor olmak yüreklere biraz su serpse de yine maalesef ölümlü kaza haberleri gelmeye de¬vam ediyor.

Yeri gelmişken, asayişin sağlanması ve trafik kazalarının önlenebilmesi için bayram süresince görevde olan polisi, sağlık ve itfaiye mensuplarını, görevlerini yerine getirenleri kutlamak gerek.

Çocukluğumun bayramları geride kaldı, geleceğin bayramlarının nasıl olacağını bilmiyorum. Ama bugünün bayramını yaşıyorum. Onun için bayramlarımız bayram olsun diye temennide bulunuyorum. Eskiden, bayram sabahı olduğunda 7’den 70’e herkesi tatlı bir heyecan ve telaş sarar, özellikle biz çocuklar yeni elbiselerimizi ve yeni ayakkabılarımızı başucumuzda saklar sabahın aydınlanma neşesi ile giyer mutluluğumuza mutluluk katardık. Yaaa... Eskiden gerçekten... Biz eskiden eskiden su içerdik testiden demek geldi birden içimden ve yazıya döktüm... Evet, bayram günleri manevi olarak değil de fiziksel rahatlama anlamında değerlendiriliyor. Hatta şimdi EVDE BAYRAM... Peki, ne oldu da biz kültürümüze bu kadar ters düşer olduk?

Biz de ömrümüz olduğunca yaş alacağız ve çocuklarımızdan bayram günü bizi neden ziyaret etmediklerini sorgular olacağız. Bu dönem için sorguya hiç ihtiyaç yok... MADDİ ZORLUKLARIN GÜNÜ BAYRAM. Ama çocuklarımıza bayram kültürünü sadece Hayat Bilgisi kitaplarındaki teorik bilgilerden öğretirsek, bekleyeceğimiz çok da bir şey olmamalı. Çünkü biz çocuklarımıza bayramların yaşamın içinde birlik, beraberlik, sevgi ve paylaşım ruhu olduğunu öğretmemiştik...  Şimdilerde bayramı bir SMS mesajı ile geçiştirir olduk. Hani teknoloji var ya manevi ve fiziki her bakımdan insanoğlunu rahatlatan. Aaaaa... Var tamam da hatta şimdi iyiki şu teknoloji de var diyorum. Bayramı bayram yapan bizleriz, bizim düşüncelerimiz, bizim bakış açımız… bugün yaşadıklarımızdan ders alabildiysek ve memnun değilsek bunu değiştirmek için ne yapabiliriz? Başımızı ellerimizin arasına alıp şöyle bir soralım. 

Evet, evet soralım…  Biz nerede hata yaptık?”