Yaşam giderek zorlaşırken, Sokaktaki insanın en önemli konusu hayat pahalılığı! 

Bu pahalı gidişat  daha da korkutuyor insanları!

Aslında hepimiz kaygılıyız! Bu arada işini kaybedenler, işi olup da asgari ücretle çalışanlar,  yada insafsızca çalıştırılanlar 

Dolar arttı, doğal olarak pahalılık da arttı. Zamlar ardı ardına geliyor!

 Pahalılık sadece yiyeceklerde değil, elektrik, doğalgaz, akaryakıt, odun ve kömür de çok pahalı! Kışlık giysiler ve ayakkabılar da öyle  Kışın okul masrafları da, anne babalar için zor olmaya devam ediyor! Okullarda çıkan ekstra masraflari söylemiyorum bile  problem her geçen gün büyüyor..Ardı ardına gelen zamlar da haliyle  kışı nasıl geçiririz sorusunu da beraberinde getiriyor.Fıkrayla bağlamak isterim konuyu

 Nasreddin Hoca’nın iki oğlu varmış. Oğullarından biri çömlekçilik yaparak geçimini sağlarmış. Hoca bir gün oğlunun yanına onu ziyarete gitmiş. Oğlu dertli bir şekilde:

 – Baba çok heyecanlıyım çünkü bütün paramı bu çömleklere yatırdım. Hava güneşli olur da kururlarsa zengin olacağım. Yağmur yağarsa hepsi çatlayacak ve anam ağlayacak, demiş.

Hoca dertli bir şekilde diğer oğluna gitmiş. Oğlu o sırada tarlasında oturmuş düşünüyormuş:

– Ah baba hoş geldin. Bütün paramı bu tarlaya yatırdım. Eğer yağmur yağarsa zenginim ama kuraklık olursa her şeyimi kaybederim ve anam ağlar, demiş.

Nasreddin Hoca eve dönmüş. Sıkıntılı olduğunu gören karısı:

– Ne oldu Hoca canın sıkkın, demiş.

– Asıl dert senin, halini düşün. Çünkü yağmur yağsa da yağmasa da oğlanlardan birinin anası ağlayacak.