Aylardır uluslararası kamuoyunu meşgul eden ‘Ukrayna Krizi’nde beklenen oldu ve Rusya, Ukrayna’ya karşı saldırıya başladı. Kiev’e doğru kararlı bir şekilde akın başlatan Rusya lideri Putin, bir anlamda Amerika’ya ve NATO’ya gözdağı vermiş oldu. Amerika başkanı ‘Biden’ ve diğer batılı ülke liderleri Ukrayna’yı savaşta yalnız bıraktılar ve Rusya’yı kınamakla yetindiler. Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski, “Yalnız Bırakıldık” şeklinde sitemini dile getirdi.

Kuzey sınırımızda patlak veren bu savaş en çok bizi olumsuz etkiledi. Savaşın kazananı olmaz derler. Bizimle hiçbir alakası olmayan bu savaşta, “Kaybedenler Kulübü”nde yer alan ülkelerden birisi maalesef biz olacağız. Türkiye’nin hem Rusya hem de Ukrayna ile olan toplam ticaret hacmi 42 milyar dolar. Ülkemiz, yıllık 49 milyar metreküp olan doğalgaz tüketiminin yüzde 55’ini Rusya’dan temin ediyor. Kuraklık ve ihracat nedeniyle almak zorunda olduğumuz buğdayın yüzde 64.6’sını Rusya’dan, yüzde 13.4’ünü Ukrayna’dan temin ediyoruz. Arpa, mısır, ayçiçeği, nohut ve kepek gibi ürünlerde bu iki ülkeden ithalatımız önemli yer tutuyor. Türkiye’nin müteahhitleri Rusya ve Ukrayna pazarında ilk sırada yer alıyorlar. 2020 yılında Rusya pazarında müteahhitler 4.5 milyar dolarlık yeni proje üstlenmiş durumda. Ukrayna’da 700 Türk firması 3.6 milyar dolarlık yatırıma sahip.          

Savaşın ilk gününden itibaren petrolün varil fiyatı 100 doları aştı ve akaryakıta 1.50-TL zam geldi. Dolar kuru 14.00-TL’ye yükseldi. Zaten yolunda gitmeyen Türkiye Ekonomisinde savaşın olumsuz etkileri şimdiden can yakmaya başladı. Savaş halinin uzun sürmesi durumunda doğalgaza, Ayçiçek yağına, una, arpaya ve mısıra çok ciddi zamlar gelmesi bekleniyor. Türkiye turizmi için can damarı olan bu iki ülkenin eksikliği turizmimize neşter vuracak. Yani olacakları anlatmaya ne kalem yeter ne de kağıt.

Dilerim ki tez zamanda bu savaş hali son bulur ve sular durulur. Olayın barışçıl bir şekilde çözülememesi halinde dünya savaşı bile çıkması olası senaryo.  Şimdiye kadar bu krizde biz Ukrayna’dan yana tavır sergiledik. Nato üyesi olmamızdan dolayı Rusya’nın karşısında tavır sergiledik. Önümüzdeki günler ne getirecek ne götürecek hep birlikte bekleyip göreceğiz. Ama dediğim gibi şimdiden ülke olarak biz “Kaybedenler Kulübünde” kendimize istemeden de olsa bir yer bulduk.