Sevgili Süleyman abinin anısına
Köşe yazmayı çok sever ve değer verirdi.
Bende son köşe yazısını sizinle paylaşmak istedim. Yazı Aynen şöyle
Kayserispor’da imzalar noterde atıldı
İzin verirseniz bugün biraz nostaljik takılacağım.
Kısacası eski günlere, yani maziye döneceğim.
Sizleri eski günlere ve eskilere götüreceğim.
O günler Süper Lig’in icat edilmediği günler.
Birinci Lig ve İkinci Lig günlerine gidelim.
Galibiyete iki, beraberliğe bir puan verilen günler.
İki grupta oynanan İkinci Lig günlerine gidelim.
Kaleciye geri pasın serbest olduğu günlere gidelim.
Hakemlere “kara gömlekliler” dediğimiz günlere gidelim.
Yabancı oyuncuların oynamadığı günlere gidelim.
Kayserispor’un ilk yabancı oyuncuları Romanya’dandı.
O günleri bilenler Cheorghe Constantın’ı hatırlar.
O günleri bilenler Emerich Jenei’i iyi bilirler.
Bırakalım yabancı oyuncularımızı konumuza gelelim.
Transferlerin yılda bir defa yapılan günlere gidelim.
Ara transfer döneminin icat edilmediği günlere gidelim.
Kiralık oyuncuların yılda bir kez kulüp değiştirdiği günlere gidelim.
Transfer imzalarının noterde atıldığı günlere gidelim.
Transfer edilecek oyuncuların kaçırıldığı günlere gidelim.
Futbolcuların kaçırılarak saklandığı günlere gidelim.
“Nasıl olur, futbolcu nasıl kaçırılır?” diyenler olacaktır.
O günlerde kulüplerdn futbolcu kaçırmak moda idi.
Kulüp başkanları transfer için Ankara’da buluşurdu.
O dönemin meşhur bir Yeni Ankara oteli vardı.
Kulüp başkanları transfer görüşmelerini burada yapardı.
Sizin anlayacağınız menajerlik bir durum yoktu.
Anlaşılan oyunculara harçlıkları verilip, tatile gönderilirlerdi.
Kaçırılan oyuncuları transfer gününe kadar saklamak moda idi.
Oyunculara peşinat olarak çek ve senet verilirdi.
Abim mekânın cennet olsun inşallah
Devamı sonraki sayımızda