
YAKUP'UN SESSİZ ÇIĞLIĞI: DUYARSIZ KALMAYIN!
Hayat, bazen en masum yüzlere en ağır yükleri yükler. Henüz yolun başında küçük bir beden olan,koşmayı, oynamayı, yaşamayı yeni yeni keşfeden minik bir kahraman o: Yakup. Onun bu minicik bedeni, Duchenne Musküler Distrofi (DMD) adında, acımasız ve ilerleyici bir hastalıkla mücadele ediyor. Yakup'un kasları yavaş yavaş eriyor ve zaman, onun aleyhine işleyen acımasız bir kum saati gibi akıp gidiyor. Ailesi, bu korkunç gerçekle yüzleşmek zorunda kaldı. Evlatlarının gözlerinin önünde erimesini izlemek, bir anne-babanın yaşayabileceği en büyük imtihan.
Fakat her karanlık tünelin sonunda bir ışık vardır. Yakup için de bir umut ışığı var: Dünyanın diğer ucunda, bu hastalığın seyrini yavaşlatacak ve ona daha kaliteli bir yaşam sunacak bir tedavi mevcut. Bu tedavi, Yakup'un koşabilmesi, bisiklete binebilmesi ve en önemlisi, gelecekteki hayallerini kurabilmesi için bir fırsat sunuyor. Ancak bu umudun maliyeti, Yakup'un ailesinin tek başına altından kalkamayacağı kadar büyük. Bu durum, onların omuzlarına, kaldıramayacakları kadar ağır bir yük bindiriyor.
Yakup'un hikayesi, sadece bir ailenin acı dolu öyküsü değil, aynı zamanda bizim de vicdan sınavımızdır. İnsanlık, başkasının derdine ortak oldukça anlam kazanır. Bir avuç insan değil, koca bir toplum olarak el ele verdiğimizde, en zorlu engelleri bile aşabiliriz. Bugün Yakup için atacağımız her adım, o minik bedene can suyu olacak.
Bir çocuğun gülüşünü geri kazanmasına vesile olmak, bu dünyadaki en büyük mutluluktur. Her birimiz, cebimizden çıkan küçücük bir meblağ ile Yakup'un hayatında büyük bir fark yaratabiliriz.
Bu bir yardım çağrısı değil, bu bir insanlık çağrısıdır. Yakup'un minik yüreğinden yükselen bu feryada kulak verelim. O, belki de geleceğin bir bilim insanı, bir sanatçı veya bir sporcusu olacak. Ama tüm bu hayaller, onun sağlıklı bir bedene sahip olmasına bağlı. Geleceğini kaybetmek üzere olan bu masum çocuğa sırtımızı dönemeyiz.
Sıklıkla söylemiş olduğum bir söz var; İyilik iyidir, iyilik bulaşıcıdır ve atacağımız her küçük adım, dev bir umut seline dönüşebilir. Yakup'un hikayesi, bu umut selinin başlangıcı olabilir. Lütfen, bu çağrıya kayıtsız kalmayın. Yakup'a el uzatalım ve ona geleceğini geri verelim.
İnstagram'dan Yakup için canlı yayına katılarak, sesine ses olmaya, gücümüzün yettiği kadar yardımcı olmaya ve yardım toplamaya çalıştık. Bu konuda üzerine düşenin fazlasını yapan, "Kayseri İyilik Abisi Derneği'ne ve dernek başkanıYaşar ağabeye,ihtiyaç sahibi ailelere sağladıkları destekler için çok teşekkür ediyorum."Bir çocuğun hayatına dokunmak, tüm dünyayı daha güzel bir yer haline getirmektir.Bu tür çabalar, gerçekten de insanlığa olan inancımızı taze tutmamızı sağlıyor. Özellikle zor zamanlarda, fedakarlık yapan ve başkaları için çalışan insanları görmek, umudun hala var olduğunu hatırlatıyor.Bu zor günlerde Yakup için bir gönül köprüsü kurarak ona destek olmak, bir araya gelmek, ona yalnız olmadığını hissettirmek bir şehrin borcudur.
“Peki siz, bu umut köprüsünü kurmaya hazır mısınız?”