Günümüzde tükenmişlik sendromu hayatımızda oldukça önemli bir sağlık...

Günümüzde tükenmişlik sendromu hayatımızda oldukça önemli bir sağlık...


sorunu haline geldi. Genellikle hayata daha anlamlı ve ümitli bir şekilde hazırlanması ve tutunması gereken gençlerden, geleceğin planını yapan siyasetçi ve iş adamlarına kadar herkeste görülen bu sağlık sorunu kişi önlem almazsa ciddi problemlere neden olmaktadır. Tükenmişlik; ciddi fiziksel, zihinsel ve duygusal tükenmeye yol açan şiddetli bir stres durumu. Sıradan yorgunluktan çok daha ağır bir durum ve insanların günlük sorumluluklarını yerine getirmesini bile zorlaştırabiliyor.

Tükenmişlik yaşayan insanlar genellikle hayatla hiçbir bağları kalmamış gibi hissediyor ve sabahları yataktan çıkmaktan dahi korkar hale geliyorlar. Hayata karamsar bakıyor ve bir umutsuzluk denizinde yüzüyorlar.

Bu durum zamanla kendi kendine geçmez veya tedavi edilmezse depresyon, kalp hastalığı, diyabet gibi ciddi fiziksel ve psikolojik hastalıklara yol açabiliyor. Sürekli yüksek düzeyde strese maruz kalan herkes yaşayabiliyor. Kariyer sorunları, hasta biriyle ya da yeni doğmuş bir bebekle ilgilenmek, ekonomik sıkıntılar, doğal felaketlerin yıkıcı sonuçları gibi pek çok neden saymak mümkün. En yakın örneklerini pandemi nedeniyle sağlık personelinde, sel ve yangın felaketlerinde kurtarma ve söndürme faaliyetlerinde yer alan ekiplerde görmek mümkün.

Yakın zamanda yapılan bir araştırma da, tıpkı profesyoneller gibi anne-babaların da tükenmişlik yaşayabileceğini ortaya koydu. Kontrol takıntısı, mükemmeliyetçilik ve A tipi kişilik özellikleri (Aceleci, aynı anda birden fazla işi yapmak isteyen, başarı odaklı, iktidar sahibi olma amacı taşıyan, tanınmaktan ve rekabetten hoşlanan kişiler) de tükenmişlik riskini artırabiliyor. Peki bu sendromu kabul eden bireyler nasıl eski hallerine dönebilecekler? Hayatına anlam yükleyen herkesin bu ve benzeri sıkıntılardan kurtulmaması mucize olur. Bunun reçetesini aslında seneler öncesinden  Can Yücel düşünceleriyle sevenlerine anlatmış. Gelin bu sözleri tekrar hatırlayalım ve hayatımıza, benliğimize dokunmaya  başlayalım.

Öyle sabah uyanır uyanmaz yataktan fırlama.Yarım saat erkene kurulsun saatin. Kedi gibi gerin, ohh ne güzel yine uyandım diye sevin. Pencereni aç, yağmur da olsa, fırtına da olsa nefes al derin derin. Yüzüne su çarpma, adam akıllı yıka yüzünü serin serin. Geceden hazır olsun, yarın ne giyeceğin. Ona harcayacağın vakitte bir dilim ekmek kızart. Çek kızarmış ekmek kokusunu içine. Bak güzelim kahvaltının keyfine. Ayakkabıların boyalı olsun, kokun mis, önce sana güzel gelsin aynadaki siluetin. Çık evinden neşeyle, karşına ilk çıkana gülümse, aydınlık bir gün dile. Sonra koş git işine, dünden, önceki günden, hatta daha da eskiden yarım ne kadar işin varsa hepsini tamamla,
Ohhh şöyle bir hafifle. Bir güzel kahve ısmarla kendine, seni mutlu eden sesi duymak için alo de. Hiç işin olmasa da öğle üzeri dışarı çık.Yağmur varsa ıslan, güneş varsa ısın, hatta üşü hava soğuksa. Yürü, yürürken sağa sola bak, öylesine değil, görerek bak. Çiçek görürsen kokla, köpek görürsen okşa, çocuk görürsen yanağından makas al.. Sonra, şöyle bir düşün, kimler sana yol açtı, sen çok darda iken kimler seni ferahlattı, hani kapını kimsenin çalmadığı günlerde kimler kapını tıklattı? Ne kadar uzun zamandır aramadın onları değil mi? Hadi hemen uğrayabilirsen uğra, arayabilirsen ara. Hatırlarını sor, öyle laf olsun diye değil, kucaklar gibi sor. Bu sadece onların değil, senin de yüreğini ısıtacak, yüzünde güller açtıracak. Günün güzeldi değil mi? Akşamın da güzel olsun. Yemeğin ne olursa olsun, masanda illaki kumaş örtü olsun. Saklama tabakları, bardakları misafire sizden ala misafir mi var bu dünyada. Ailecek kurulun sofraya, öyle acele acele değil, vazife yapar gibi hiç değil, şöyle keyife keyif katar gibi, lezzete lezzet katar gibi, eksik bıraktıklarını tamamlar gibi
tadına var akşamının. Gece evinde, dostların olsun sohbet şekerin, kahkahan çayın olsun..Arkadaşım, hayat bu daha ne olsun?Ama en önce ve illaki sağlık olsun!

Sağlık ile...

Google+ WhatsApp