Allah'ı bilen herkesi bilir. Allah’ı bilmeyen, bilmek istemeyen, bunun için hatta kendisiyle ve çevresiyle mücadele eden bir nesil güruh eyledi. Yaratılış gayesini bilmeden yaşayan, din  ve islâm duygusunu yüreğine kabul ettiremeyen, hatta başka dinleri araştırmadan onları bile reddeden, nereden geldik ve nereye gidiyoruz sorusuna, hiçtik hiç olacağız gibi kelimelerle kendilerini pervasız  gösteren bir nesil ne yazık ki günden güne artarak önümüze çıkmaktadır. Bir evlât aile kavramıyla yetişmezse, sıcak yuvanın duası onun yüreğine işlemezse, o evlâdın kararmış duygu ve düşüncelerini eğitim camiasına emanet edip düzelmesini beklemek çok zordur.  Bir binanın temelini ne kadar sağlam  yaparsak o kadar dayanıklı olur, kat çıkıldıkça yoksa her katta zemin zorlanır ve yıkılması için hafif bir titreşim yeterli olur. Bir bünyenin yetişmesi de bu denli önem arz etmektedir. Eğer ki ilk yaşlarından itibaren din ve islam sevgisini yüreğine nakış nakış  dokumaya başlarsan işte o vakit her şey kendi yolunda gitmeye başlar. İslam da oruç tutma, namaz kılma gibi ibadetleri yerine getirmenin farz olduğu zaman kişinin ergenlik cağına girdiği yaş olarak bilinmektedir. Peki bu yaşa girildiğinde kaç aile evlâdını namaz, oruç gibi yapması gereken ibadetlere yöneltiyor? Okulda ödevlerini yap evlâdım dediğimiz kadar, kaç ailemiz bu ibadetlerini yap evlâdım neden yapmıyorsun diyerek soru yöneltmiyor ? Hatta sınavların var, şu var, bu var diyerek ibadetlerini yapmak isteyenleri  bile engelleyenler oluyor? Sonrasında neden bu kadar ateist gençlik var diyoruz. Herkes çuvaldızı önce kendisine batırmalıdır. Bu kadar İmam Hatip liselerinin olduğu,  İlâhiyat fakültelerinin bulunduğu ülkemizde Allah’ın varlığını  inkar eden neslin yetişmesi yüreğimizi  kanatmaktadır. Evlâtlarında din duygusunda eksiklik gören aileler yavrularını neden bu fakültelere yönlendirmez? Veyahut ayrı din dersleri aldırmaz? Yabancı dil öğrenmek elbette çok önemlidir peki neden din için özel dersler alınmaz? Din ahlak bilgisi almayan bireyden gelecek için hayır beklenebilir mı? Bu hissiyatı yaşamayanların gönlünde merhamet duygusu alınmış gibi olur. Ondandır ki şiddet ve cana kıymanın, hakka geçmenin ne kadar yaygın olduğunu görebiliyoruz. İnsan canına kıymak son zamanlarda ne kadar yaygın bir şekilde kendini göstermeye başladı. Allah’ını  bilmeyen kendini elbette bilemez, kendini bilmeyenden de bu insanlık için fayda beklenemez. Maide Suresi  32. Ayette “Kim, bir cana kıymayan veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmayan bir nefsi öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir nefsin yaşamasına sebep olursa, bütün insanları yaşatmış gibi olur.”  Bu ayetleri gönlünde hissetmeyenlere yazıklar olsun.

İslâmî duygularla kalmanız dileğiyle...