YAKIŞANI YAPMAK

YAKIŞANI YAPMAK


 

Hayat bu bazen hüzün dolu, bazen mutluluklar içerisinde, bazen kızgın, bazen kırgın, bazen de yürek okşayan haliyle kapından ayrılmıyor.  Önemli olan kapına gelen misafiri nasıl ağırladığında saklıdır. İnsan yaşantısı boyunca kendinden sorumlu bir mahlukattır. Elbette hataları  olacaktır  ama önemli olan yapılan hataların yanlış olduğunu  bilerek ders çıkarmaktır. Günümüzde ne yazık ki insan olmanın hakkını veremiyoruz. İnsan olmak nedir dediğimizde tarifini bile yapamıyoruz. En güvendiğimiz, sırtımızı  dayadığımız, ondan bize zarar gelmez diyerek sözüne,  özüne  inandığımız  insanların aslında bir hiç olduklarını  gördüğümüzde ne kadar da pişmanlıklar denizinde yüzeriz öyle. Aslında pişmanlık  da fayda vermez, çünkü  herkes kendisine yakışanı  yapar bu hayatta. Kendisine yakışanı  diyorum içerisini  siz doldurun doldurabildiğiniz kadar. Hayatı  kendine yakışır şekilde doldurursan eğer  o zaman ahir zaman yolculuğuna  çıktığında  hocanın sorduğu  o soruda cevabı  güzel almış olursun. “Nasıl bilirdiniz? İyi  bilirdik” her zaman kendisine yakışan neyse onu yapardı, sözü  bedenimizi olmasa da ruhumuzu oksayacağı kesin. Bu düşüncelerimize  ortak olan bir hikayeyle yazımı  taçlandırmak isterim.

Zamanın birinde adamın birisinin eşeği yolda çamura batmış. Oldukça sulak olan araziden eşeğini bir türlü çıkaramayan gariban köylü, öfkeyle hem eşeğe hem Padişaha sövmeye başlamış. Tam o sırada tesadüfen ordan geçmekte olan Padişah, köylünün söylediklerini duymuş. Maiyetindekiler hemen, Padişaha küfreden kişinin kellesinin vurulması gerektiğini söyleseler de Padişah onlara kulak asmamış, içinden;
‘Ne ister ki benden? Ben mi batırdım eşeğini çamura? Hele bir soralım demiş.
Köylüyü getirmişler padişahın huzuruna,demişler: ‘Anlat bakalım, nedir bu celalli halin? Ne diye küfredersin kudretli Hükümdara?’. Köylü korkmuş, sıkılmış, kapanmış Padişahın eteğine, af dilemiş çaresizce. Görenler iç geçirmişler haline, demişler:’Yakındır kellesine veda etmeye’. Ama öyle olmamış, Padişah, bekledikleri gibi vurun dememiş kellesini, üstelik affetmiş bu gariban köylüyü. Şaşırmışlar görenler. Nasıl oldu da affetti diye meraklanmışlar. Önce sormuşlar köylüye: Niye küfür ediyordun Padişaha? Çok sinirliydim demiş gariban köylü. O anda kendime yakışanı yapıyordum. Peki demişler nasıl oldu da affetti Padişah seni?O ‘da aynısını yaptı demiş köylü. Yani? Yani O da kendisine yakışanı yaptı.

 

Hayatta her zaman yakışanı  yapmanız  temennisiyle...

Google+ WhatsApp