
KANDIRMALI KAZANÇ PEŞİNDEKİ ESNAF
Esnaflık, yüzyıllardır süregelen bir gelenek, bir zanaat, hatta bir sanattır. Alın teriyle kazanmak, helalinden rızık temin etmek, müşterisiyle sıcak bir bağ kurmak esnafın temel düsturudur. Ancak son zamanlarda, bu köklü geleneğe gölge düşüren, kısa yoldan haksız kazanç elde etme peşindeki bazı "oyuncular" türedi. Bunların oynadığı oyunlar ise ne yazık ki sadece cüzdanlarımızı değil, aynı zamanda esnafımıza duyduğumuz güveni de derinden sarsıyor.
Nedir bu tezgahın gölgesindeki oyunlar? Bir bakıyorsunuz, etikette bambaşka bir fiyat yazarken kasada sürpriz bir rakamla karşılaşıyorsunuz. Bir diğerinde, "indirim" diye sunulan ürünün aslında şişirilmiş fiyattan düşüldüğünü fark ediyorsunuz. Taze diye aldığınız meyve sebzenin altı çürük çıkıyor, gramajla oynanmış ürünlerle eksik alışveriş yapıyorsunuz. Özellikle turistik bölgelerde ise bu oyunların dozu artıyor; kalitesiz ürünler fahiş fiyatlarla "turist kazığı" adı altında satılıyor.
Bu türden kandırmalı kazanç yöntemleri, ilk bakışta uyanık bir esnafın kârını artırma çabası gibi görünebilir. Ancak gerçek hiç de öyle değil. Kısa vadede elde edilen haksız kazanç, uzun vadede itibarın ve müşteri güveninin kaybına yol açar. Bir kere aldatılan müşteri, o dükkanın önünden bir daha geçmez, çevresine de yaşadığı olumsuz deneyimi anlatır. Sonuç olarak, hile yapan esnaf kendi kuyusunu kazar.
Oysa dürüstlük, esnafın en değerli sermayesidir. Müşterisine karşı şeffaf olan, kaliteli ürün sunan, helal kazancı ilke edinen esnaf, her zaman saygı görür ve tercih edilir. Komşuluk ilişkilerinin sıcaklığını, samimiyetini koruyan, müşterisiyle dertleşen, hatta yeri geldiğinde ufak tefek ikramlarda bulunan "gerçek" esnaf, sadece ticaret yapmaz, aynı zamanda topluma değer katar.
Bu noktada hem esnafa hem de tüketiciye önemli görevler düşüyor. Dürüst esnaf, bu türden haksız kazanç peşinde olanlara karşı durmalı, meslektaşlarını etik değerlere uymaya teşvik etmelidir. Tüketici ise bilinçli olmalı, alışveriş yaparken sorgulamalı, fişini kontrol etmeli ve hakkını aramaktan çekinmemelidir. Yerel yönetimlerin ve esnaf odalarının da bu konuda denetimleri sıklaştırması ve caydırıcı önlemler alması gerekmektedir.
Unutmayalım ki, esnaflık sadece bir geçim kaynağı değil, aynı zamanda bir ahlak meselesidir. Tezgahın arkasında dürüstlükle duran, müşterisinin hakkını gözeten, helal kazancıyla gurur duyan tüm esnafımıza selam olsun. Onlar, bu kadim geleneği onurla taşıyan, toplumun vicdanını temsil eden değerli insanlardır. Kandırmalı kazanç oyunlarına prim vermeyerek, hem kendi itibarlarını koruyacaklar hem de esnafımıza duyulan güvenin yeniden tesis edilmesine katkı sağlayacaklardır.