COVİD-19/ BURUK BAYRAM
Dünya geneline yayılan COVID-19 salgınının Türkiye'deki ilk tespit edilen COVID-19 vakası Sağlık Bakanlığı tarafından 11 Mart 2020 günü Sağlık Bakanı Sayın Fahrettin Koca tarafından açıklanmıştı.
O günden bugüne kadar nelerden ödün vermedik ki neler görüp neler geçirmedik ki, sevdiklerimizi kaybettik, işimizi kaybettik kısacası milletçe çok zor günler geçirdik.
Bu musibetin bedeli ağır oldu ve dünya insanlığı bu bedelin faturasını şimdilerde hala ödemeye devam ediyor. Ülkemizde ise bu salgın hastalığın getirmiş olduğu ekonomik krizin faturası insanlara adeta iliklerine kadar hissettirdi. Öyle ki ekonomik krizin faturası ağır olunca bedeli de ağır oldu. Bu bedele dayanamayan işlerini kaybeden insanlar, borç sarmalının içinde boğulup intihar vakalarının aile yapısının bozarak insanların ekonomilerinin ve psikolojilerinin bozulması sebebi ile boşanma davalarının çoğaldığına şahit olduk.
Bu yalan dünyada daha neleri göreceğiz, yaşayacağız, şahit olacağız kim bilir.
İnsanlar umutlarını yitirmiş başlar eğik ve kafa hep yerde bu durumu düzeltmek adına her bireyin aşılanmasının yanı sıra psikolojik destek alması düşüncesi kanısındayım.
Başka türlü bu savaştan sağlam çıkma sansımız yok…
Haklısınız tablo çok karamsar içimiz şişti ve bu karamsar tabloya rağmen, insanlık, her şeyi talan eden bir salgınla ilk defa böylesine etkili bir mücadele verdi, veriyor. Şöyle bir düşünecek olursak önceden verilen mücadeleleri veba, çiçek, tifüs, kolera salgınlarını hatırlayınca; yaklaşık 17 ayda, bazı kaynaklara göre 45-50 milyon kişinin ölümüne yol açan İspanyol gribini düşününce...
15 ayda verilen mücadele, “başarı” tablosu olarak görünüyor. Biz ülke olarak bu durumda başarı tablosunda neredeyiz derseniz bence henüz uzaktayız. Gelişmekte olan fakir ülkeler başta olmak üzere aşı temininde ve aşılamada daha gidilecek uzunca bir yol var.
Evet, doğrusu her güçlüğün yanında bir kolaylık vardır.
Aşılanmaya önem verir ve aşılanmayı daha hızlandırırsak öyle zannediyorum ki;
Haziran ortalarında toparlanırız.
Ekim’de kendimize geliriz.
Yeni yıla 2022’ye girerken de rahatlarız diye düşünüyorum.
Her ne kadar ramazanı, “eski ramazanlar” gibi yaşayamasak ta elbette umudumuz, duamız bir sonraki ramazanın daha güzel olması. Ne demiş şair Nedim: “Gece gündüz geçe asayiş ile evkâtın (vakitlerin) Her şebin (gecen) kadr senin, her günün olsun bayram”.
Aynı sofralarda buluşup kucaklaştığımız nice sağlıklı ramazanlara...
Bu bayramda her ne kadar covid-19 belasının gölgesinde evlerimizde sevdiklerimiz ve sevenlerimizden uzak olsak ta ilk kıblemiz Mescid-i Aksa’nın ve tüm dünyadaki müslümanların huzura kavuştuğu, çocukların ölmediği, insanlığa zulmün son bulduğu her gecemizin aydınlık, her günümüzün bayram neşesiyle geçmesi dileğiyle...
İyi bayramlar diliyorum.
Mehmet GENÇSOY 12/05/2021