Kime İnanalım?
Kahramanmaraş merkezli iki deprem tüm Türkiye'yi sarstı...
Depremin üzerinden 33 gün geçti, Türkiye yitirilen 'canlarına' ağlıyor.
6 Şubat saat 04.17’de 7,7'lik sarsıntı ardından 13.24'te sonrası 7,6 büyüklüğündeki iki deprem sonrası saniyeler içinde binlerce can enkaz altında kaldı. Onlarla birlikte kurulan hayaller, bin bir özenle kurulan yuvalar yerle bir oldu.
85 milyon ‘asrın felaketi’nin acısını yüreğinde hissetti.
O sabah Türkiye’nin uyandığı en acı günlerden biri oldu.
Artık hiçbir şey eskisi gibi değildi...
Gereği yapılmayan zemin etütlerinin
Esamisi okunmayan betonun, göstermelik demirin.
Taşıyacağı yükün minimum seviyesine indirilmiş kolon ve kirişlerin
Depreme dayanıklı radyan temel reklamlarının
Santim santim çalınmış kolon, kiriş, yükseklik, duvar, temel ebatlarının.
Rant uğruna imara açılmaması gereken alanların imara açılmasını.
Millet olarak unutmayı çok seviyoruz.
Sorunlarımızı halı altına süpürerek gözden ırak tutma konusunda oldukça mahiriz.
Deprem bir kader midir?
Evet, bana göre kaderdir.
Lakin depremde yıkılan binaların altında can vermek kader değildir.
İnsan, toplum ve yönetim kadrolarının, değer, ilke, kural tanımayan zihniyetiyle kadere dönüşmektedir.
Yılkı atları gibiyiz.
Hırçın ve kabına sığmayan.
Sistem tanımayız.
İsteklerimiz kendimizle sınırlıdır çoğu kez…
Sevgimiz ve nefretimiz de sınır tanımaz…
En iyi kurallar, insan elinde en kötü uygulamalarla felakete dönüşebiliyor.
Felaket deyince felaketin boyutu büyük, Bakan Soylu, Kahramanmaraş merkezli depremlerde şuana kadar 47 bin 932 kişinin nüfusta ölüm tescil işlemlerinin gerçekleştirildiğini, bunların 6 bin 265'inin yabancı uyruklu olduğunu bildirdi.
Gel gelelim Kayseri’ye deprem Kayseri’yi de etkiledi.
İnsanlar tedirgin, peş peşe gerçekleşen şiddetli depremler insanları sokaklara döktü…
Kayseri halkı evine giremiyor çünkü tedirgin.
Depremlerin çokluğundan hasar gören yapıların sayısı günden güne artıyor.
Her ne kadar devletin yetkili kurumları insanların tedirgin yüreğine açıklamaları ile su serpse de, bazı yapılan açıklamalar insanları ister istemez huzursun ediyor.
Vali bey geçtiğimiz günlerde yapmış olduğu basın toplantısında kendisine verilen bilgilere göre her ne kadar Kayseri’de 5,5 den büyük deprem beklemiyoruz ifadesini kullansa da, Gazi Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi Kurucu Başkanı Prof. Dr. Süleyman Pampal, Kayseri'den meydana gelen peş peşe depremlerle ilgili “Ecemiş fayı üzerinde 7'den büyük, 7,5'e ulaşacak tarihsel depremler var.” açıklaması yaptı.
Şimdi bu açıklamayı duyan, okuyan bir kişi ne düşünür sizce, soruyorum?
Açıklamanın devamında ise ulusal başında yer alan haberlere göre Pampal, “Depremlerin olduğu yer Kayseri Erciyes fayı. Bu fayın güneyi Ecemiş fayı; Niğde'nin doğusu Pozantı Mersin, Akdeniz'e kadar uzanan büyük bir fay. Kuzeyi ise Deliler fayı; yine Kayseri civarında Sivas'a doğru uzanan Orta Anadolu fay sisteminin en önemli bileşenlerinden biri. Bu tür depremler daha büyük depremlerin olabileceğinin haberdarı, bölgenin hareketli olduğunu gösteren bir durum. Ecemiş fayı üzerinde 7'den büyük, 7,5'e ulaşacak tarihsel depremler var. Bu aktif bir fay, yıkıcı deprem yaratma potansiyeli olan bir fay. Sivas, Kayseri, Niğde, Nevşehir, Mersin, İç Anadolu'yu etkileyecek büyük bir fay. Orada da enerji birikmesi var, uzun zamandır kırılmadığı için daha büyük deprem oluşturması söz konusu.” şeklinde açıklamalar yaptı.
Soruyorum şimdi o bölgede yaşayan insanlar ne yapsın?
İnsanlar hangi açıklamaya inanacak?
Vali beye mi?
Konunun uzmanı, bilim adamı Profesöre mi?
Bir ikilem var.
Kafamda deli sorular.
İnsanlar, dipte, sonda, depresyonda…
Kime inanalım?