Peygamberimiz  Hz Muhammed Aleyhisselatü Vesselam’ın  Doğumu ile Dünyayı   Işıklandırması..

Peygamberimiz Hz Muhammed Aleyhisselatü Vesselam’ın Doğumu ile Dünyayı Işıklandırması..


Rasul-ü Ekrem Aleyhisselatü Vesselam Miladi 571 yılında, Hicri Rebi-ül Evvel ayının 12.   gecesi  tanyeri ağarırken dünyaya teşrif etmişlerdir. Doğumu esnasında meydana gelen bazı mucizeler;

“Birincisi:Veladet-i nebevi(peygamberimizin doğum)  gecesinde; hem annesi hem annesinin yanında bulunan Osman İbn-i As ‘ın annesi, Abdurrahman İbn-i Avf’ın annesinin gördükleri azim(büyük) bir nurdur ki; üçü de demişler. Veladeti anında biz öyle bir nur gördük ki; o nur maşrık ve mağribi(doğu ve batıyı) bize aydınlattırdı.

İkincisi: O gece Kabe’deki sanemlerin(İlah diye tapılan putların) çoğu baş aşağı düşmüş.

Üçüncüsü: Meşhur Kisra’nın Eyvanı(İran Kralının Sarayı) o gece sallanıp inşikak etmesi(ikiye ayrılması) ve on dört şerefesinin düşmesidir.

Dördüncüsü: Sava’nın takdis edilen(kendisine tapılan ) küçük denizinin o gecede yere batması ve İstahr-Abad’da (Ateşe tapan  Mecusilerin o zamanki yaşadıkları şehir,İslamiyetten önce İran’ın bir şehri)bin senedir daima işal edilen (Yakılan)yanan ve sönmeyen, Mecusilerin(Ateşe tapanların) mabud ittihaz ettikleri (taptıkları) ateşin veladet gecesinde   sönmesi…

İşte şu üç- dört hadise işarettir ki; O yeni dünyaya gelen Zât(peygamberimizASM) Ateşperestliği kaldıracak, Fars Saltanatının Sarayını Parçalıyacak, izn-i İlahi(Rabbimizin izni) ile olmayan şeylerin takdisini men edecek. ”(Bediüzzaman Said Nursi , Mektubat 19. Mektup  16. İşaret)  

Beşincisi: Peygamberimiz doğmadan biraz önce  Kabeyi tahribe gelen Ebrehe’nin ordusu ve fillerinin mağlup olduğu (Elemtere  suresinde bahsedilen)”FİL Vakıası’dır.”Ve hakeza… ”Elhasıl:Rasul-ü Ekrem Aleyhisselatü Vesselamın Nübüvvetinden evvel nübüvvetini tasdik ettiren ve tasdik eden pek çok vakıalar, pek çok zatlar zahir olmuşlar. Evet dünyaya manen reis olacak ve dünyanın manevi şeklini değiştirecek ve dünyayı ahirete mezra yapacak(Dünya ahiretin tarlasıdır, burada ne ekersen orada onu biçersin anlamında)dünyanın mahlukatının kıymetlerini ilan edecek, cin ve inse(Cinlere ve İnsanlara) saadet-i ebediyeye yol gösterecek ve fani cin ve insi idam-ı ebediden kurtaracak ve dünyanın hikmet-i hilkatini (yaradılışının sebebini) ve tılsım-ı muğlakını ve muammasını(Kainat niçin yaratılmış?) açacak Halık-ı kainatın maksadını bilecek ve bildirecek…” Her şey ve her hadise   O zatı   karşılayacak ve onu tanıyacak, mu’cize lisanıyla  peygamberliğini tasdik edeceklerdir. ”Peygamberimiz Muhammed Mustafanın en büyük mucizesi  Kur’an-ı Kerimimizdir, Semavi  en son kitap, olup tüm insanlık için  gönderilmiştir. İnsanlığı İbadete sonsuz  Cennetlere ve Saadet-i Ebediyeye davet etmektedir.

Rabbimiz  “Levlake levlak Lema halaktül Eflak”Hadis-i Kutside (Acluni /  Keşfül-Hafa 2-164); Peygamberimize hitaben:”Eğer sen olmasaydın Kainatı yaratmazdım.” Buyurmakla , Âdem Aleyhisselamdan başlayan insanlığın  yaradılışını,   Peygamberimiz(ASM) ve İslam ümmeti ile taçlandıracağını beyan etmiş oluyor. Peygamberimizin yaratılmasına sadece müslümanlar değil tüm insanlık teşekkür etmelidir. Tefsire kulak verelim;“Şu gördüğün aleme büyük bir kitap nazarıyla bakılırsa; nuru Muhammedi (ASM) o kitabın katibinin kaleminin mürekkebidir. Eğer o Alem-i Kebir büyük bir şecere(ağaç) tahayyül  edilirse “Nur-u Muhammedi” hem çekirdeği hem semeresi (meyvesi) olur. Eğer Dünya mücessem(cisimleşmiş) bir zihayat farzedilirse o nur onun ruhu olur. Eğer büyük bir insan tasavvur edilirse o nur onun aklı olur.”(Mesnev-i Nuriye,Habbe ,Sayfa99) Eğer pek büyük bir Saray farzedilirse, Nur-u Muhammedi O Sultan-ı ezelinin(ezeli ve ebedi olan Rabbimizin)  sanat eserlerinin bir nazır, münadi (Bakan,davetçi) ve teşrifatçısı (şereflendiren,rehber) olur. Bütün insanları davet ediyor. Halkı o saray sahibine, Saniine(Ustasına) iman etmek üzere cazibedar  ve hayret efza(hayret verici)  davet ediyor. Binaneleyh İncil’de ”Ahmed”, Tevrat’ta “Ahyed” ve Kur’anda ”Muhammed” ismiyle müsemma(isimlendirilmiş) iki Cihanın(Dünya ve Ahiretin) güneşidir.”

“ Evet, evet,evet! Eğer kainattan Risalet-i Ahmediye’nin (ASM)nuru çıksa gitse, kainat vefat edecek. Eğer Kur’an gitse kainat divane olacak ve Kürre-i arz(Dünya) kafasını,aklını kaybedecek, belki şuursuz olan başını bir seyyareye (gezegene)çarpacak bir kıyameti koparacak.”

Peygamberimizin sünnetine göre Kur’ana göre  yaşayan müminler ,  müslümanlar çok oldukça, gaybı ancak Allah bilir,kıyamet hemen kopmaz.İnşallah.Rabbim Kuran-ı Kerim’imizden ve peygamberimizin  sünnetinden hissemizi ziyade eylesin. Peyganberimiz  Hz. Muhammedin şefaatlerine nail olan kullarına dahil eylesin. ” Mevlid Kandilimiz” mübarek olsun.

Google+ WhatsApp