Herşeyi Allah hesabıyla 0kumak, ne demektir?
Türkçemizde bazı kısatmalar dışında harfler tek başlarına kullanılmazlar. Arapçada ise harfler mana yüklüdür. Kuran-ı Kerim’imizde geçen Huruf-u Mukatta(tek başına yazılan harfler) tarif edilen ve bazı surelerin başlarında yer alan(Elif, Lam ,Mim) ve(Yasin)gibi harfler bile bazı alimlere göre Rabbimizle Peygamberimiz Hz Muhammed (ASM) arasındaki bir şifredir. Arapçada harfler bir anlam taşıdıkları gibi, “Manay-ı Harfi”(harf manası) olarak da doğru bir bakış ve yaklaşım ifade ederler. Arapçada harf manası, eşyaya ,olaylara fiil ve fail açısından bakmak, farkına varmak ve dikkat çekmek anlamlarını taşımaktadır.
“Manay-ı İsmi “ile bakmak ise”Ne kadar güzeldir, iyidir.” anlamında bakmayı ifade eder ki; bakılan şeyin ustasını yaratıcısını hatıra getirmediği gibi o şeyin tesadüfen ortaya çıktığını, kendi kendine meydana geldiğini veya hiç kıymetsiz alelade bir şey olduğunu ortaya koymuş oluyor.
” Manay-ı Harfi” nazarıyla bir “Gül’e” bakıldığında “Ne kadar güzel yapılmış, ne kadar güzel boyanmış, ne kadar güzel yaratılmış.” diye bakıyoruz . Bu bakış: Eseri yapan ustayı , sanatçıyı ve yaratanı insana hatırlatıyor. İnsana ve kainata ( tabiat dahil) herşeye bu nazarla bakmamız gerekiyor ki; hakikatı görebilelim. Ecdadımız “ Maşallah, Barekallah!..” (Ne kadar güzel yaratılmış,hayırlı ve bereketli yaratmış .) diyerek hem Allah(Celle Celaluhu) tarafından yaratıldığını beyan ediyorlar, hem de nazar değmenin de önüne geçiyorlardı. “Şualar” isimli eserde 4. Şua’da Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri bakın ne güzel bir ifade kullanıyor! ” Hasbünallahu veniğmel vekil” (Allah ne güzel Vekildir.) Ayetini tefsir ederken: “Sonra”Hasbüna” (Nun harfinde, arapça ‘biz’ manasında) bulunan “ene”’ye yani nefsime baktım. Gördüm ki; hayvanat içinde beni dahi, menşeim olan bir katre(damla) sudan yaratan yaratmış, mu’cizane yapmış, kulağımı açıp gözümü takmış, kafama öyle bir dimağ, sineme öyle bir kalb, ağzıma öyle bir dil koymuş ki, o dimağ, kalb ve dilde, rahmetin umum hazinelerinde iddihar (biriktirilen) edilen bütün Rahmani hediyeleri, atiyyeleri(lütufları) tartacak, bilecek yüzer mizancıkları, ölçücükleri(tad alma merkezlerini) ve Esma-ı hüsna’nın(Rabbimizin güzel isimlerinin) nihayetsiz cilvelerinin definelerini açacak, anlayacak binler aletleri yaratmış, yapmış, yazmış; kokuların, tatların ve renklerin adedince tarifeleri o aletlere yardımcı vermiş.”
Şu ifadeleri bir de Merhum muallim Mustafa Sungur Ağabeyimizin dilinden dinleyebilseydiniz, mest olurdunuz. Su gibi açıcı ve berrak ifadeler ...İnsan harika hassas cihazlarla donatılmış ,Ahsen-i Takvimde(en güzel surette) yaratılmıştır. Rabbimiz bizi özenerek yaratmış, diğer yarattığı mahlukatında (melekler, cinler ve hayvanlar gibi)olmayan bir ruhu , bir iradeyi ,bir düşünce ve duyuları ve duyguları vermiş. Bu cihazları yerinde kullanırsak ebedi saadetle,şayet yerinde kullanmasak ebedi azabla karşılaşabileceğimizi unutmayalım. Mü’min Kainata ,Tabiata ve Biyoloji, Fizik, Kimya gibi ilim dallarının işlediği konulara tefekkür ile “Manay-ı Harfi” ile bakmalı ,yaradanın adıyla okumalı,onun adıyla başlamalı ve işlemeli.. Vesselam.