Bolu Kartalkaya’da Otel yangını ve düşündürdükleri!
Yetmiş Sekiz canımıza sebep olan otel yangını bizleri perişan ettiği gibi her kademede
ihmallerin acı sonuçlarını da gösterdi. Belediyelere düşen görevler ve Bakanlığa düşen
görevlerin ve görevlilerin ihmallerinin bu sonucu doğurduğu kanaati hepimizde hakim oldu.
“Kağnı yolda kalınca yol gösteren çok olur.”
Atalarımızın bir deyişi meseleyi dallandırıp budaklandırdı.
Bu hadise bizim eski bildiğimiz Japonya'da olsaydı yetkililer hemen istifa eder,kendilerine bir
ceza verirlerdi. Ortada ihmaller zinciri var. Bunun siyaset üstü değerlendirilip en kısa
zamanda sonuçlandırılması ve yitirilen canların bir nebze de olsa serinletilmesi gerekir.Suçu
bir tarafa atıp diğer kişileri temize çıkarmak yanlış bir hareket olur.Yetkili ve etkili
kurumlarımız İnşallah olayı çözüp ihmali olanlara gereken cezayı verirler.Görevlerini
suistimal edenler cezalarına katlanmak zorunda kalırlar.
Bir memur emeklisi olarak memuriyete alımlarda liyakatin esas olması gerektiğine
inanıyorum.Partimin adamı,akrabam aynı oymaktayız gibi saliklerle adam alındığında bu
sonuçlar kaçınılmaz olur.Koca İşletmeyi yıllarca çalıştırıp işletmenin yangına ve depreme
dayanıklı olmasına ve butür afetler esnasında yapacaklarımızı önemsemiyoruz. Memuriyetin
vatandaşa hakimiyet değil, hizmet görevini görmesi gerektiği fikrini taşıyorum. Memuriyette
görevini iyi yapanla savsaklayanın aynı muameleye tabi tutulmaması ,siyasi görüş ve
düşuncelerin hizmetin yürütülmesinde ölçü olmaması düşüncesindeyim.Memurun görevini
yaparken amiri tarafından yanlış uygulamalara zorlanmaması gerekir.
Bolu hadisesi yapılan bazı işlerin birden fazla Bakanlık ve Kurum tarafından üstlenildiğini
göstermektedir. Bir ilçenin içindeki yapılan bir binanın sorumluluğû ilk etapta ilçe yetkilisi
belediyenin ve İlçe Kaymakamlığının olmalıdır.Tüm işler şehir merkezinde olursa İlçede
aksayan bir durumda Kaymakam’ın Amiri olan Vali’den,İlçe Belediye Başkanı Büyükşehir
Belediye Başkanından aksayan konuyu öğrenemez.Dolayısıyle yerinde yönetim ve yerinde
denetimin pratik ve uygulanabilir olması gerekir.Ülkemizde çıkarılan kanun ve
yönetmeliklerin açık anlaşılır ve uygulanabilir olduğu gibi,sade ve problemleri hemen yerinde
çözebilir ve kapsayıcı olması gerekir. Denetleyiciler başka illerden gelip bağımsız çalışmalar
yapıp ücretlerini devletten almalıdırlar. Yaptıkları işlerin üst mercilerce peryodik yerinde
kontrol edilip raporlanması gerekir.
Velhasıl yapay zekanın kullanıldığı bir çağı yaşıyoruz.Hemen her konuda uzmanlarımız da
mevcuttur.Yapılacak işler ve denetim mekanizmaları ile yetkilerin birbiriyle çelişmeden
tanımlanması şimdi daha kolay yapılabilir.Kanuni mevzuatlarımız ve yeni çıkan yönetmelikler
birbiriyle çelişki teşkil etmemelidir.
Kanunlarımızdaki boşluklar giderilip görevler sorumlular ve gereğini yapmayanlar için cezai
müeyyideler belirlenmelidir.Mevzuat kanun ve yönetmeliklerdeki eksikler ve belirsizlikler
giderilince konu tamamen vicdani bir mesele olarak karşımıza çıkıyor.
Vicdani ve insani ve ahlaki değerlerin aktif halde tutulması konusu önem kazanıyor.Bu da
ancak Allah'a ve Ahirete imanla mümkündür. Dünyanın daimi kalınacak bir yer olmayıp ,
bir misafirhane olduğunu, güzel davranışlar ve ibadetler insanı ebedi Cennete
yaklaştıracağını,kötü davranışlar küfür ebedi Cehenneme yaklaştıracağını bilen ve
Peygamberimiz Hz Muhammed’i(SAV) i örnek alan adam maddi ve manevi sorumluluklarını
yerine getirir. Kanunların boşlukları da bulunsa helal kazancına haram karıştırmaz.O halde
çocuklarımıza ve gençlerimize imanı güçlendiren bir eğitimi(İman Hakikatları dersini) tüm
siyasi görüşlerin üstünde vermeliyiz ki geleceğimiz daha parlak olsun.
Bolu Kartalkaya’daki yangın felaketinde canlarını kaybedenlere Rabbim’den merhametle
muamele etmesini ve yaralıların şifaya kavuşmalarıni ve ölenlerin yakınlarına Sabr-ı Cemiller
diliyorum.Milletimize geçmiş olsun.
Hoşçakalın