Hasbihal! Sahi nasıl bir medeniyet yaşıyoruz?
Kendimi bildim bileli içinde yaşadığımız toplumumuz mutlu bir azınlığı ihtiva edip, çoğunluğu mutsuzluğa itiyor. Hele son yıllarda özellikle gençlerimiz üzerinde manen psikolojik dezenformasyon uygulanıp; Milletine, devletine ve tarihine tamamen yabancı, kendi ile barışık olmayan ve kendine güven duygusunu kaybetmiş, ümitsizlik aşılanıyor. Pandemik ortamın meydana getirdiği mecburi yalnızlaşma geride kaldı, çekirdek aile ve dar arkadaş çevresi gibi zorunluluklar, onları daha fazla içe dönük hale getiriyordu. Bu handikaplardan kurtulup normal hayatımıza , hayat ve ümit dolu güzel bir geleceği dönmek zorundayız ve dönüyoruz ,Elhamdülillah. Savunma Sanayimiz ve Ulaştırma Bakanlığımız ile Sağlık Bakanlığımızın hamleleri, Otomotiv Sektöründe kendi otomobilimizi (TOGG) yapmamız ve Finans dünyası ve İhracattaki son yıllardaki gelişmeler, her sektörde gereken yapıldığında birinci olup gelişmiş ülkeler konumuna gelebileceğimizi ispat etti. Tüm bunlar yeterli mi? Elbette değil, ancak yaşadığımız dönemin güzel örnekleri. Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemi eksik ve noksanıklarına rağmen ülkemizin kalkınmasına gerekli kararları zamanında almasına ve geçmişte olduğu gibi yetkinin kimde olduğu belli olmayan belirsizlikleri ve idaresizlikleri ortadan kaldırıyor. Bu güzel gelişmelere sebep olan başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere tüm emeği geçenlerden Allah razı olsun. Müslüman olarak bizlerin dünyasında ümitsizlik, huzursuzluk , maddi ve manevi kaygılar olmamalıdır. Çünkü sonsuz kudret sahibi “Yaratıcımız” dünyayı bir misafirhane olarak yaratıp , hangimiz daha güzel işler yapıp, O’nun rızasını kazanacağımızı görmek ve göstermek istiyor. O halde bu sınavın farkında olup ebedi sonsuz hayatımızı tehlikeye atmamalıyız. Şu geçici dünya hayatında yaratıcımızın ve diğer insanların hukukuna dikkat edip ebedi sonsuz saadetli hayatımızı kazanmaya çalışmalıyız. Diğer yandan ölüm bir son değil, dünya hayatından sonra ebedi sonsuz bir hayata başlamak için kabir aleminden ebedi bir aleme geçiş yapacağız. Rabbimizin lütfuyla, inşallah kabrimiz Peygamberimizin (ASM) tarif ettiği “Cennet bahçelerinden bir bahçeye tebdil edilir.” İnşallah. Rabbim hepimize dünya ve ahirette lütuf ve merhametiyle muamele eylesin. Haşirin baharında hepimiz diriltileceğiz. Haşir (yeniden diriliş) hakikatına şahit olacağız. “Her kıştan sonra bir bahar, her geceden sonra bir nehar(gündüz)” geldiği gibi bu gerçekler başımıza gelecektir. Rabbim cümlemizi kendisini hakkıyla tanıyan, Onu tanıdığını ve sevdiğini imanı ve ibadetiyle bildiren ve inancımız ve ibadetimiz neyi gerektiriyorsa onu yaşamaya çalışan mü’min kullarından eylesin.
Sözde değil “Özde Müslümanlığı” yaşadığımız zaman problemlerimizin çoğunun çözümleneceğine inanıyorum. En az problemle çoğunluğun “Asr-ı Saadet’te” olduğu gibi milletçe mutluluğa kavuşup dünya barışına ve huzuruna en fazla katkıyı sağlayan bir ülke olabiliriz.
Aslına bakacak olursak şu anda batı medeniyeti iflas etmiş olup, bizler de onları taklit eden iflas etmiş bir medeniyette yaşıyoruz. Onlardan almadığımız bir şey kalmamış özellikle kültürel değerler ve maneviyattan yoksun yaşayış bakımından. Batı medeniyetini iki yüzyıldır benimseyerek bağrımıza resmen basmışız. Son 20-25 yılda İnternet yayınları da işin tuzu ve biberi olmuş , maalesef kendi kültürümüzden ziyade .. Bir an önce Kendi İslami değerlerimize, kendi kimliğimize , özümüze dönüp bu gidişe “dur” demeliyiz. Kendi kültürümüze sıkı sıkıya sarılıp, İnternet dahil tüm mecralarda gerçeği hakıkatı dile getirip insaniyet kültürüne lslamiyetimizin güzelliğini ve özelliğini taşımalıyız.
Seçim mahalline girdiğimiz şu ahvalde; Son hadiseler özellikle İranı karıştırdığı gibi aynı kaynaktan değişik konular üzerinden ülkemizi de karıştırmak isteyenler çok olacaktır. Ancak birlik ve beraberlikle akl-ı selim ile milletimizin feraseti ile inşallah tüm engelleri aşıp maddi ve manevi daha güzel bir geleceğe hep beraber çıkacağız. Rabbim yar ve yardımcımız olsun. İnşaallah.Hoşçakalın.