Altın yumurtlayan tavuğu kesmeyin…

Altın yumurtlayan tavuğu kesmeyin…


Yıllar önce bir kasabada ünlü bir makarna fabrikası kurulmuş. Fabrikanın başına daha önceki başarılarından tanınan bir genel müdür getirilmiş. Fabrika çok güzel gelir getirmeye başlamış. Günden güne kar etmeye başlamış ama genel müdür pek de çalışkan değilmiş. Şirketin sahipleri onu odasında, elleri başının arkasında camdan dışarı bakarken bulurlarmış. Arada bir fabrikaya iner, işçilerle sohbet eder ve odasına geri dönermiş. Yönetim kurulu toplanmış ve daha çalışkan bir genel müdür getirmeye karar vermişler. Nasıl olsa fabrikada her şey yolundaymış. Çok çalışkan yeni bir genel müdür getirmişler. Müdür erkenden işe geliyor, geç vakitlere kadar çalışıyor, odasından neredeyse hiç çıkmıyormuş. Patronlar mutlu mesut yeni karları beklerken, aradan birkaç ay geçmesine rağmen bazı aksilikler meydana gelmiş. Fabrika zarar etmeye başlamış. Patronlar süklüm büklüm eski genel müdürün yanına gelmişler. Misafirlerini “Geleceğinizi biliyordum, hoş geldiniz” diyerek karşılar. Patronlar durumu açıklamışlar. “Ama biz haklıydı, sen bütün gün odadan dışarıyı seyrediyor ve pek çalışmıyordun.” demişler. Eski müdür gülmüş ve açıklamaya başlamış: Benim odamın penceresinden fabrikanın bacası görülür. Ben gün boyunca fabrikanın bacasını izlerdim, ne zaman dumanda bir azalma olsa bir problem olduğunu düşünür ve fabrikaya inerdim. Problemin sebebini araştırır, bulur, çözer, koordinasyonunu sağlar ve odama geri dönerdim. Duman düzenli ve iyi çıktığı zaman ise ufka bakar ve kurumla ilgili yeni projeler tasarılar, hangi bölümlerde ne değişiklik yapabileceğimizi düşünür ve yıllar sonra planlardım. İşler iyi gidiyorsa, baca tütüyorsa, genel müdürün işine karışmayın! Emekçinize güvenin! Daha fazla kazanmak adına, altın yumurtlayan tavuğu kesmeyin…

Alıntı

Google+ WhatsApp