
AŞKIN ÜÇ HALİ
Merhabâ sevgili okurum,
Hepimizin hayatında yer yer sarıldığımız yer yer sarsıldığımız yaşamın en önemli hallerinden bir duygu olan Aşk hakkında biraz konuşacağım.
Aşk kelimesi, İngilizce Ask soru kelimesidir...
Ve hâl üzerinden aşk ise cevabı olmayan bir soru diyebilir miyiz?
Aşk, sandığımız gibi tek bir duygunun adı değildir; insanın içinden dışına doğru genişleyen üç hâlden oluşur. İlk hâl, kişinin kendine döndüğü andır. Kendi yarasını fark ettiğinde, kendine dürüstçe bakabildiğinde ve iç sesini duymaya başladığında aşk içeriden doğar. Bu aşk bencillik değil, varoluşun merkezine yaklaşma hâlidir.
İkinci hâl, diğerine yönelen aşktır. Burada kişi, karşısındakini bir tamamlayıcı değil, bir ayna olarak görür. Bazen sarsıcı, bazen iyileştirici olan bu yol, iki ruhun birbirine dokunarak büyümesidir. “Seni seviyorum” demek aslında “Sende kendimi görüyorum” demektir.
Üçüncü hâl ise aşkın kişiyi aşarak varlığa yayıldığı alandır. Bir insanı değil, yaşamın kendisini sevme hâli… Suda, gökte, bir çocuğun gözünde, bir nefeste beliren o derin birlik hissi. Burada aşk bir kişiye ait değildir; insanın içinden evrene açılan bir kapıdır.
Aşkın üç hâli birbirini izler: Kendine dönen, diğerine akar; diğerine akan varlığa genişler. Ve insan bu çemberde şunu fark eder:
Aşk aslında hiç kaybolmadı; sadece hatırlanmayı bekliyordu.
