Anayasa Mahkemesi CHP’nin başvurusunu cevapladı. Gül’ün süresinin 7 yıl olduğu tescillendi. İkinci defa seçilme yolu da açıldı. Böylece tartışma için iki yıllık bir süre kazanılmış oldu.

Normal şartlarda bu karar mevcut yapının ki, çok sağlıklı işliyor, devamına imkân tanıyor. Normal şartlarda dedim, şunun için söyledim; Yeni seçimler olur, Başbakan partisinin başında yeni bir seçim daha kazanır, halka gidilir, Gül yeniden aday olur, yeniden seçilir, mevcut durum devam eder. Normal olmayan, Ak Parti tüzüğünün Başbakana bir daha seçilme imkânı vermemesidir. Bu durumda Başbakan Cumhurbaşkanlığına aday olur, seçilir. Gül ise ya emekli olur, ya da siyasete dönerek partinin başına geçer. Ancak Başbakanın kafasında var olan sistemde Başbakanlık yok. Başbakan, Başkanlık sistemine geçilmesini ve yetkileri kendinde toplayan bir Başkan olmayı arzuluyor. Bu gerekçe Rusya’daki Putin-Medvedev takasını imkânsız kılıyor.

Bu tartışmalara Cumhurbaşkanı dahil olmak istemiyor. Günü gelince konuşulur diyerek 2014’e tartışmayı ertelemek istiyor. Getirilen alternatiflere de olur veya olmaz demiyor. Cumhurbaşkanının açıklamalarında ne yapacağına dair bir ipucu bulunmuyor. Yine de insanlar kendi durdukları yerden Onun ne yapacağına dair bir şeyler söyleyip, yazıyorlar.

Cumhurbaşkanı Gül ne yapar diye başlık attığıma göre, ben de bir şeyler diyeceğim. Sakın bir sen eksiktin demeyin. Çünkü hem kendisinin bir hemşerisiyim, hem de siyasi hayatının başından beri yakından olmasa bile tanığıyım.

Böyle bir açıklamadan sonra ben de durduğum yerden ve gönlümden geçeni, olacağı değil de olmasını arzu ettiğimi söyleyeceğim.

1.Yakın gelecekte başkanlık veya yarı başkanlık gibi bir sisteme geçilemeyeceğini düşünüyorum.

2.Başbakanın tüzüğü değiştirmeyeceğini ve tekrar aday olmayacağını düşünüyorum.

3.Başbakanın, mevcut şartlar içinde Cumhurbaşkanlığına aday olacağını ve halk tarafından seçileceğini tahmin ediyorum.

4.Bu durumda Gül’ün doğal olarak tekrar Cumhurbaşkanı adayı olmayacağını var sayıyorum.

5.Benim gönlümden geçen Gül’ün partinin başına geçerek Başbakan olması.

Bunun önünde hukuki bir engel bulunmuyor. Gerçekleşmesi halinde anormal olmayan bir çözüm olarak da gözüküyor. Ancak bazı psikolojik engellerin var olduğunu da söylemeliyiz. Bu engellerden birincisi, Başbakanın icranın başından nispeten etkisiz bir göreve gelmeyi kabullenememesi. İkincisi de Gül’ün bağımsız olduğu kabul edilen bir makamdan bir partinin başına geçmekte çekeceği sıkıntı.

Ben iyimserim. İyimserliğimin nedeni Gül, Erdoğan ikilisinin aralarında var olan ve şu ana kadar mükemmel yürüyen ilişki biçimidir. Birbirlerini çok iyi tanıyan iki kişiden bahsediyoruz. Başka iki kişi olsa belki bu psikolojik sorunlar engel teşkil edebilir. Gül ve Erdoğan ise daha önce bu testleri geçtiler.

Cumhurbaşkanı Gül’ün siyasi kişiliği, müzakereciliği, ikna kabiliyeti, üslubu, kadro seçimi, kararlılığı ve azimliliği konusunda söylenecek söz bulamıyorum. Bir liderde bulunması gereken bütün özelliklere sahip olduğunu düşünüyorum. İlave bir özelliği var ki, sorunun çözümünde asıl anahtar özellik budur. İstikametini değiştirmeden şartlara uyum göstermesidir.

Çok uzak olmayan bir gelecekte önümüze gelecek olan sorunun kilidini açacak anahtar özellikler Gül’de bulunmaktadır. Ona ne yapacağını söylemek haddimize değil belki ama yine iyi bildiğimiz bir özelliği de iyi bir dinleyici olmasıdır, umudumuz, bizi de dinlemesidir.