SANAT DÜNYASINDAKİ PROPLEMİN KAYNAĞI: NARSİZM


Sanat Dünyasına kenarından kıyısından girdikten sonra, kişilerle ilişkiler konusunda hayal kırıklıkları yaşamaya başladım. Kendimi, hayatım boyunca, etrafındaki insanlarla uyumlu yaşamış biri olarak görüyordum. En azından insanlar beni problemli bulmuyorlardı. Bu alemde yalnızca kendimde değil, insanların birbirleriyle ilişkilerinde de benzer durumların yaşanması dikkatimi çekti. Topluluğa dalan bir tek örnek bile, ilişkilerin zehirlenmesine, vefa ve güvenin kaybolmasına yetiyordu. Şikâyet edenlerin çokluğuna rağmen sorunun kaynağına inilemiyordu. Sonunda o bir tek örnekten hareket ederek sorunun kaynağının narsizm olduğunu düşündüm. Bazı Sanatçılarda var olan, kiminde az kiminde kuvvetli olarak hissedilen narsizm. Sonra da bir uzmanla yapılan söyleşiye ulaştım. Okuyun ve siz karar verin.

Psikiyatri Uzmanı Dr. Oğuz Tan diyor ki: “Narsisist kendisini fazla beğenen, üstün gören, hep takdir ve ilgi bekleyen, imtiyazlı olduğuna inanan, özel muamele bekleyen kişidir. “Narsisist kişiliğin altında, paradoksal olarak, derin bir kendine güvensizlik yatar. Nitekim bu kişiler çok alıngan, eleştiriye oldukça tahammülsüz insanlardır. Şuuraltı bu kendine güvensizliği bir nevî bastırarak kendini aşırı beğenen insanı üretir. Narsisistler ayrıca empati kuramayan, başkalarının duygularını anlayamayan kişilerdir. Kendine güvensizlikle başkalarını anlayamama birleşince, narsisistik kişilik gelişir. “Narsisistler övgüyle beslendikleri için, çok çalışırlar. Dolayısıyla hayatta başarı kazanma, iyi bir yere gelme ihtimalleri yüksektir. Başarı, kendini beğenmişliklerini iyice besler, böylece narsisistin yakın çevresiyle ilişkisi iyice bozulur. Parlak bir statüsü olan, ama yalnız bir insan vardır tepelerde bir yerde. Çalışkan olmayan, başarı kazanamayan narsisistlerin de hayatları kötüdür, çünkü çok ihtiyaç duydukları övgüyü bir türlü elde edemezle “Narsisistler elitist davranışa eğilimlidirler. Statüsü yüksek arkadaşlar edinmek, iyi yerlere gitmek, iyi arabalara binmek isterler. İnsanları ezmekten çekinmezler, kendileri en üstün oldukları için, başkalarını ezmek doğal davranışlarıdır. “Narsisistler, genellikle narsisist olduklarını fark etmezler; söyleseniz de kabul etmezler; kabul etseler bile kolay kolay değiştiremezler. “Beğenilmek, övülmek, alkış almak, en parlak-en güzel-en yakışıklı-en başarılı olmak isterler, zaten böyle olduklarına da inanırlar. Bu yüzden seçtikleri mesleklerin göz önünde olması normaldir. Zaten narsisizm, zeka ve çalışkanlık ile birleştiğinde çok çarpıcı eserler çıkabilir. “Her sanatçı narsisist değildir. Ama narsisistler alkışın bol olduğu sanatlara eğilimlidirler. Başarı da narsisizmi besler. “Önemli özelliklerinden biri empati eksikliğidir. Başkalarının duygularını anlayamazlar. Zaten başkalarını önemsemezler. Başkaları, ancak kendilerini övmek, onaylamak için vardır. Bu yüzden yakın ilişkileri; evlilik ve yakın dostlukları sürdüremezler. Fedakarlığı hep başkalarından beklerler, çünkü onlar uğruna her türlü fedakarlığın yapılacağı insanlardır. Vermezler, alırlar. Aşkta bile, beğenilmek için vardırlar. Başkalarının hakkını çiğnemekten çekinmezler, hatta hak çiğnediklerinin farkına bile varmazlar, zaten her şeyin kendi hakları olduğuna inanırlar. Çıkarcıdırlar. “Hayatta sürekli onaylanmak, sürekli beğenilmek mümkün değildir. Bu yüzden narsisistin beklentileri, hayatla bağdaşmaz. Ne kadar yükseğe çıksalar, daha yüksektekini kıskanırlar. Evet, doyurulamayan bir boşluk vardır içlerinde. “Narsisistleri terk etmeyen insanlar, sadece bağımlı kişilerdir. Bağımlı bir eş veya arkadaş, siz ona ne yaparsanız yapın sizi terk edemez, hatta kızmayasınız diye size fikrini bile söyleyemez. Bir narsisist ile bir bağımlı arkadaş veya karı-koca olduklarında, narsisist bağımlıyı o kadar ezer ki ve bağımlı o kadar kendini ezdirir ki, ortaya utanç verici manzaralar çıkabilir. İnsanları sömürürler, kendi çıkarları için kullanırlar.

“Tenkit kabul etmeyen, tenkit etmeseniz bile sizi yanlış anlayıp kırılan, küsen insanlardır. Bu anlamda savunmacıdırlar. Empati kuramadıkları için, acıma duyguları zayıftır. Acıma gösterseler bile, yüzeyseldir, derin değildir.

“Yardım ve sosyal sorumluluk, narsisist için, iyi bir gösteri alanıdır. 'Sağ elin verdiğini sol el bilmesin' türü yardım anlayışı narsisistin kitabında yazmaz. Narsisistlerin evlilikleri almak, ama vermemek esasına dayalıdır. Eşlerini sömürürler. Anlamazlar, ama anlaşılmadıklarını düşünürler. “Narsisist olduğunu fark eden kişi genellikle narsisist değildir. 'Ben narsisistim' diye diye tedaviye gelmezler. Genellikle depresyon yüzünden başvururlar. Çünkü narsisistler sık hayal kırıklığı yaşarlar. Çünkü hep sevilme, övülme beklentilerinin hayat boyu devamlı karşılanması mümkün değildir.”

Google+ WhatsApp