HAYAT ŞAŞIRTIR HEP ZATEN ;

HAYAT ŞAŞIRTIR HEP ZATEN ;


Ben bıktım ayy derken,hiç umudun kalmamışken Bi güneş parlar bazen.

Dilime dolanan bir şarkı ve aklımdaki enteresan düşüncelerle ;

Bir gün tek başıma otobüsün  en köşesinde otururken düşündüm. Genelde  aklıma hep enteresan yerlerde enteresan düşünceler  gelir, belki size de oluyordur. Bu kadar insan aynı anda, farklı yerlere gitmek için bu aracı kullanıyor.  Herkesin farklı bir işi var. Ama hikaye özünde aynı. Hayata yetişmeye çalışıyoruz. Farklı farklı sorumluluklarımız var uzaktan pek de sevimli durmayan… Hayatlarımızı zorlaştırıyor muyuz, sürükleniyor muyuz yoksa kendi halimizde akışına uygun mu seyrediyoruz? 

Sonra da bir düşüncede durdum. Acaba çok mu ciddiye alıyoruz biz bu hayatı ve insanları?

 

önce yoğun düşüncelerle başlayıp ardından kendimizi sorgulamalardan geçirip, hayatın herkese ayrı tarttığı adalet ve diğer kavramlar

Armudun sapı, üzümün çöpü, küçük şeyleri kafanıza takmayın.

Herkes aynı şeyi söyler ‘’çok düşünmüyorum’’ ‘’amaan küçük şeyleri dert etmeye değmez.’ Ama aslında ortak paydada en çok kafaya taktıklarımız bu küçük şeylerin içindedir. Gün sonunda ellerimiz başımıza kenetlenmiş halde düşünürken şu soru yankılanır hep zihnimizde

‘’Ben bunu hak edecek ne yaptım’’ ‘’bana neden öyle söyledi?’’

Bunları uzun saatler boyunca kafama taktıktan nice zaman sonra aklıma geldi ki, hiçbir kişi senin ona neden kırıldığının, kızdığının farkında değil. Herkes kendi hikayesini yaşıyor, kendi içinde gelip gidiyor ve öğrenilmiş davranışlarını tekrar tekrar uyguluyor. Her şey bu döngüden ibaret.

Yani hatayı başkasında ya da kendimizde arasak da, kafamıza taktığımız meselelerle ilgili hatalı biri yok.

Ne kadar anlatırsam anlatayım,  o insan yine kendi bildiğini yapacak. Ben de öyle. Bu hayatın değişmez bir kuralı. 

O yüzden bırakalım küçük sorunlar adı üzerinde ‘’küçük’’ olarak kalsın. Ne zihnimizde, ne de hayatımızda dallandırıp budaklandırmayalım onları, keyfimiz de boşuna kaçmasın. Konuşabiliyorsak konuşalım dinleyelim birbirimizi. Yapılabilecek en doğru şey de budur zaten.

Ben hayatı dibi çikolata dolgusuyla biten külah dondurmalara benzetiyorum.  Dondurmamızın tadını beğenmesek bile sonunda geldiğimizde o çikolata dolgusu bizi pat diye mutlu edebiliyor.

O zaman şimdi hayatı abartmayı bırakıp, ondan büyük şeyler beklemeyip, sadece akan giden zamanın huzurunu hissetmeye davet ediyorum sizi.  Drama kraliçesi olmak yerine, iyiye odaklanmayı seçelim. Hep dediğim gibi sihirli değnek biziz. Bir başkası değil. Kendimize yararımız dokunmazsa başkasına hiç dokunmayacak. Lütfen artık o mutsuz suratlar biraz gülsün. Her gün edilen ‘’beni bulmaz’’ ‘’ben şanssızım’’ gibi negatif cümleler rafa kalksın.  Sonra da hayatın içinde kendiniz gibi olduğunuz hiç ciddiye almaya gerek duymadığınız üç şey düşünüp yazalım bir kağıda. Bu maddeleri çoğalttığımızda hayatımızdaki coşkuyu ve neşeyi de arttırmış olacağız

Ne diyoruz;

Hayatın keyfi biraz ileride ama dikkatli bakmamız  gerek…

Google+ WhatsApp