ZAMANLA BERABER TÜKENİYORUZ

ZAMANLA BERABER TÜKENİYORUZ


Bugün çok eskilere doğru düşüncelerimle yol aldım.Gidebildiğim kadar kendi geçmişime, hatırlayabildiğim kadar dünlere gittim. Ne güzel günlerdi acısı ve tatlısı ile geçen zamanlar... “Ne çabuk geçmiş?” diye iç sesim konuşmaya başladı. Ne bıraktım, ne kazandım, kime ne faydam oldu, kimden ne zarar gördüm? Beni üzenlere nasıl cevap verdim? Yanımda olanlara ne hediye ettim? Derken; yanımda, sağımda ve solumda kimse kalmamıştı. Hepsi bir bir gitmişlerdi. Kimisi km’lerce öteye yurdun başka bir yerine, kimileri sınır dışından başka ülkelere.. O dönemler yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmeyen dostlarımın, şu an yaşadıklarından dahi emin değilim.

     Ne oldu ? Neden habersiziz birbirimizden ? Kim kime yanlış yaptı ? Kim ihanet etti ? Ne oldu da bu kadar bi-haber olduk birbirimizden..

     Hayat mücadelesi, zorlaşan yaşam, ekonomik mecburiyetler bu dünyada bizi sadece çalışan bir köle haline getirdi.

   Dostlardan kopardı, mutluluktan uzaklaştırdı, her yanımız stres doldu. Tahammül azaldı, sabır kalmadı.Ve insan, artık kurulmuş bir robot gibi sadece çalışır oldu; karşılığını hakettiğini alamadan....

   Gece yatarken kurmaya başlıyoruz yaşamın sıkıcı ve yorucu zamanını, sabah ilk adımı atıyor mesai bitene kadar mücadeleye devam ediyoruz. Kimisi için 8 saatle sınırlı mesai,  kimileri için 11-12 saati buluyor.

İş yerinde bedenimize dolan stres, ay sonu ödemeler, iş yerinde adaletsizlikler, adamcılıklar vb. bir sürü olumsuz etkenlerle eve dönüş için yol alıyoruz.

    Eskiden büyüklerimiz, evlatlarına sarıldığında yorgunluk gider derlerdi.

Sahi yine öyle mi ?

Evlada sarılınca yorgunluk mu azalıyor, kaygılar mı artıyor ?

Bir baba, ülkenin çalışma ve kazanç şartları ile çocuğa bir gelecek hazırlayamıyor. Ne bir planı var ne de bir gücü. Artık evlada sarılmak mahcubiyet oluyor.Her geçen gün bedenimizden, sağlığımızdan, beynimizden,kısaca her bir yerden eksiliyoruz azar azar.

    Tükeniyoruz…

    Oysa hayat! yaşanabilir olmalı, bir baba evladına sarıldığında yorgunluğunu unutabilmeli, evine eli dolu gelmeli. Sırtında onca yükle mutlu aile ilişkileride zarar görüyor. Zamanı geri getirme şansımız yok, durdurmaya gücümüz yetmez. Her geçen saniye bizden bir şeyler almaya devam ediyor.

Toplum psikolojisi iyice bitmiş ve tükenmiş durumda, sosyal medya paylaşımları ile mutlu olmaya çalışıyoruz. Ancak orada biz olmuyoruz, olmak istediğimiz kişi oluyoruz.

Eğer bu düzen böyle devam ederse gelecek daha karanlık ve karamsar geliyor.

     Tüm insanlığın huzur içinde yaşayacağı, ekonomik sorunların olmayacağı, evladına sarılan babanın yorgunluğunun gideceği bir dünya olması dileği ile.

Paranız bereketli,

Yuvanız huzur,

Bedeniniz sağlık dolsun..

Google+ WhatsApp