CUMHURİYETİN 100.YILINDA YOKSUL ÇOCUKLARIMIZ
"Çocuk Yoksulluğu"sorunu, dünya devletlerinin sürdürebilir şekilde çözmesi gereken çok önemli, insani ve hayati bir sorundur.
Covid-19 Pandemisi ise sorunun çözümünün ülkeler açısından ne kadar önem arz ettiğini bir kez daha ortaya koymuştur.
Lakin bu sorun, Türkiye'de bir çok alanda olduğu gibi, iktidarın kendi koltuğunu koruma hırsı ile RASYONEL
zeminden kopuk, günü kurtarmaya yönelik, akla ziyan yaptığı yönetim hataları sonucu ne yazık ki, kaygı verici düzeyde artmaya devam etmektedir.
Kısa adı UNICEF olan "Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu" çocuk yoksulluğunu şöyle tanımlıyor ;
"Çocukların toplumda eşit bireyler olarak yaşam sürmelerini kısıtlayan, çocukların haklarını kullanmasını engelleyen, çocukların gelişimleri ve hayatta kalmaları için elzem olan maddi ve manevi kaynaktan YARARLANAMAMASI durumudur."
OECD(Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü)de, ülkeler için yoksulluk oranını "geliri yoksulluk sınırının altına düşen insan sayısının oranı" olarak tanımlıyor.
Çocuk yoksulluğunu da "0-17" yaş arasındaki nüfusun yoksulluğu olarak ifade ediyor...
Ayrıca, UNICEF ve OECD dışında " Dünya Bankası, Derin Yoksulluk Ağı, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (Sağlık ve Sürdürebilir Kalkınma Komitesi)TÜİK " vb. uluslararası ve de ulusal kurum ve kuruluşlar dünyadaki çocuk yoksulluğu konusunda ülke yönetimlerine önemli veriler/raporlar/ çözüm önerileri sunmaktadır.
Mesela, UNICEF'in her yıl “Dünya Çocuklarının Durumu” başlığıyla ülkelerde çocuk yoksulluğuna ilişkin farkındalığı arttırmak amaçlı raporu oldukça iyi bir çalışmadır.
Örneğin, UNICEF ve Dünya Bankası'nın 2022 yılı verileri bağlamında yayınladığı son rapora göre, malesef dünyada 333 milyon çocuk "AŞIRI Yoksulluk " içinde. Ki ; bu durum dünyada her 6 çocuktan birinin "AŞIRI Yoksul" olduğu anlamına gelir.
UNICEF 'in diğer bir raporuna göre dünyada 5 yaşından küçük çocukların %20’si "AŞIRI Yoksulluk" içinde.
Diğer bir çalışma ; OECD’nin son verilerine göre, çocuk yoksulluğu konusunda üye ülkelerin ortalaması yüzde 12,8 olarak açıklanırken, Türkiye’de bu oran malesef yüzde 20’nin üzerinde olup, OECD ülkeleri arasında "ÇOCUK YOKSULLUĞU alanında da malesef LİDER ülkeyiz...
(Bu alanda en düşük orana sahip ülkeler ise tahmin edileceği üzere, Danimarka ve Finlandiya'dır).
TÜİK verilerine göre, Türkiye’de Her 3 Çocuktan 1’i
YOKSUL ve de yaklaşık 10 milyon çocuk yoksulluk ve sosyal dışlanmışlık kıskacında yetişiyor..!
(Prof. Dr.Selçuk Şirin)
Diğer bir çalışma Avrupa Konseyine ait ;
Avrupa Konseyi çatısı altındaki ilgili komitenin raporuna göre, son yıllarda Türkiye’de giderek artan "ÇOCUK YOKSULLUĞU" "ENDİŞE VERİCİ"olarak ifade edilmektedir.
Yine yapılan araştırmalara göre, bazı ülkelerle kıyaslama yapmak gerekirse ;
Türkiye'de çocuklar Finlandiya'daki çocuklardan 9,3 kat;
Güney Kore'dekilerden 2,3 kat ;
Rusya'dakilerden 1,3 kat daha yoksullar...
Dolayısıyla siz iktidarın, son yıllarda "gelişiyoruz, uçuyoruz-büyüyoruz, enflasyonu düşüreceğiz, dünya lideri olduk-olacağız " tarzı CAK-CEK li safsatalarına kulak asmayın, gerçeklere bakın...
GERÇEKLER gün gibi ortadadır...Halk yoksullaşınca, çocuk
yoksulluğunun aratacağı aşikardır.
Fakat ne yazık ki ; Türkiye'de son yıllarda artan çocuk yoksulluğu, geleceğimiz dediğimiz evlatlarımızı fiziksel ve ruhsal sağlıkları başta olmak üzere ciddi gelişim geriliğine maruz bırakmaktadır.
Bunun sonucu olarak da aşırı kötü koşullarda, sefalet içinde yetişen çocuk, bir yetişkinden farklı olarak bu ruh halinden yaşamı boyunca kurtulamayacağından, malesef bu olumsuzluğun kendi evlatlarına da maddi olmasa da manevi bir miras olarak aktarılabilme ihtimalini de doğurmaktadır.
Kıymetli okurlar,
Hal böyle olunca, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin 100.Yılını bitirip
2.Yüzyılına ayak basacağı bu günlerde ; ki, Ak Parti zihneyeti bu 100 Yıllık sürecin 1/4 dördünde, yani 25 yıl yerel yönetimleri, 1/5'inde yani 20 yıl da ülkeyi yönetti, vatanperver bir birey olarak dünyanın kalkınmış ilk 10 ülkesi içinde yer almanın gurunu yaşamak yerine, her geçen gün artan "ÇOCUK YOKSULLUĞU"gibi vahim bir konuyu yazmak ne kadar acı verici ve onur kırıcı anlatamam size ...
Aslında yazımı burada bitirmek istemiştim ilk kurguladığımda ...
Ama affınıza sığınarak, yazı konusu ile alakalı bir mevzuuya da parmak basmak istiyorum ;
Sahi Mayıs 2023 seçimleri öncesi, meydanlarda siyasi partilerin propoganda malzemelerinin başında yer alan, meclis kürsülerinde, siyasi parti grup konuşmalarında malgalda kül bırakmayan tarzda proje yarıştıran, okullarda ücretsiz yemek teklifleri yapan siyasetçiler ;
Ak Parti'in 21 yıllık kesintisiz iktidarı sonucunda artan bu "ÇOCUK YOKSULLUĞU" konusunda neden sus pus oldular ki ?
Tamam gayet iyi biliyoruz ; İktidar kendi yarattığı enkazı kaldırma konusunda birçok alanda olduğu gibi "ÇOCUK YOKSULLUĞU" konusunda da kulağının üstüne yatmaya/üç maymunu oynamaya devam ediyor/edecek..!
Lakin, iktidar yaklaşan Mart 2024 Yerel Yönetim Seçimleri nedeniyle
her seçim döneminde yaptığı gibi yine "bataklık kurutmak yerine, sivri sineklerle mücadele tarzı" kök sorunu çözmeye hizmet etmeyen, ama günü kurtaran geçici /palyatif yöntemler ortaya atıp, söz konusu sorun ile alakalı ALGI yaratmadaki mahirliğini de güncelleyebilir !
Fakat, muhalefet cenahı siyasi partiler, "ÇOCUK YOKSULLUĞU" nun azaltılması konusunda kısa vadede kök soruna yönelik fazla bir şey yapamazlarsa da ; hiç olmasa okula aç giden çocuklarımıza "bir öğün ücretsiz yemek verilmesi" konusunu tekrar gündeme getirseler ve imkanları çerçevesinde hayata geçirseler ne hayırlı bir iş olur
değil mi ?
Ayrıca da kendilerinin iktidar partisi gibi bu hayati konuyu sadece siyasi propoganda malzemesi yapmadıklarını, çözümü konusunda samimi olduklarını ortaya koymaları bakımından faydalı olabilir diye düşünüyorum. Zira bu günlerin yarınları da var..!