“Ülkesine ve Milletine Acımayana Bizim Acıma Hakkımız Yoktur”
“Ülkesine ve Milletine Acımayana Bizim Acıma Hakkımız Yoktur”
Türkiye İhracatçılar Meclisi üyeleri ile bir istişare toplantısı gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, “15 Temmuz nasıl karanlık bir gece olarak başladıysa, 16 Temmuz sabahı da, istiklalimize ve istikbalimize dair ümitlerimizi tazelediğimiz aydınlık bir gün olarak doğdu” dedi.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yapılan toplantıda, Cumhurbaşkanı Erdoğan TİM üyeleri ve İhracatçı Birliklerin yönetim kurulu üyelerine hitaben bir konuşma yaptı.
Bugünün, 10 Ağustos 2014 tarihinde yapılan ve Türkiye tarihinde ilk defa doğrudan milletin oyuyla gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı seçiminin 2’nci yıl dönümü olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu vesileyle, bir kez daha tüm milletime, Cumhur ile Başkanı’nı aracısız olarak sandıkta buluşturan bu seçime gösterdikleri teveccüh için teşekkür ediyorum. 10 Ağustos 2014 tarihinde yüzde 52’lik bir oy oranıyla, şahsımı Cumhurbaşkanlığı görevine layık gören tüm kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum” dedi.
“TÜRKİYE’Yİ EN İYİ ŞEKİLDE YÖNETMENİN MÜCADELESİNİ VERİYORUZ”
Tüm milletin Cumhurbaşkanı olarak, Türkiye’yi en iyi şekilde yönetmenin ve temsil etmenin mücadelesini verdiğini ve Anayasanın verdiği yetkileri, ülkenin ve milletin çıkarları doğrultusunda sonuna kadar kullanmaktan çekinmediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerektiğinde Bakanlar Kurulu’nu topladığını, gerektiğinde ise 7 Haziran sonrasında olduğu gibi seçimlerin yenilenmesi kararını alarak seçim hükümeti kurduğunu söyledi.
Hiçbir zaman ‘Kim, ne der’ diye düşünmeyip sadece ülkenin ve milletin çıkarlarını gözettiğini, doğru olduğunu düşündüğü her konuda sonuna kadar mücadele ettiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Başbakanlığım döneminde, 17-25 Aralık darbe girişimi karşısında gösterdiğim net duruşun önemi, ancak 15 Temmuz silahlı darbeye teşebbüs edenlerle geldiğimiz noktada anlaşıldı. O ana kadar maalesef birçok eş dost ahbap ile bizleri anlamıyordu, anlamamıştı. Ama ne zaman ki bu olay gerçekleşti, 15 Temmuz’da bu olay ortaya çıktı, şimdi birçok kesim anladığını ortaya koymaya başladı” diye konuştu.
TÜRKİYE-RUSYA İLİŞKİLERİ
Yaşanan her ciddi sorunu, her önemli hadiseyi, iş adamları, özellikle de ‘yol arkadaşı’ olarak gördüğü ihracatçılarla paylaştığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, onlardan gelen hiçbir talebi geri çevirmeden kendileriyle bir arada olmaya özen gösterdiğini hatırlattı ve “Çünkü bu ülkeyi biz beraber ayağa kaldıracaktık, buna inanıyordum. İş dünyası bir olmazsa, güçlü olmazsa ülkemizin de diri olması mümkün değildi. Bugün de son gelişmeleri yine sizlerle değerlendirelim, dertleşelim, hasbihal edelim istiyorum” ifadelerini kullandı.
Zira dün 9 aylık aradan ve birçok girişimden sonra Rusya Federasyonu ziyaretinin gerçekleştiğine ve orada Rus ve Türk iş adamlarından oluşan dar kapsamlı bir toplantı yaptıklarına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya ile olan ekonomik ilişkilerdeki sorunların süratle giderilip en kısa zamanda bunu aşma fırsatını bulacaklarını söyledi.
“BU MİLLET ÜRKEK, KORKAK VE KAÇAK BİR MİLLET DEĞİL”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye tarihinin en alçak, en hain, en sinsi darbe girişimine, asker elbisesi giymiş teröristlerin saldırısına ve bir işgal teşebbüsüne maruz kalınan 15 Temmuz hadisesi dolayısıyla birlikte olduklarına işaret ederek, “15 Temmuz nasıl karanlık bir gece olarak başladıysa, 16 Temmuz sabahı da, istiklalimize ve istikbalimize dair ümitlerimizi tazelediğimiz aydınlık bir gün olarak doğdu” dedi ve şunları ekledi: “Milletimiz, kadınıyla, erkeğiyle, çocuğuyla, yaşlısıyla, her siyasi görüşten, her meşrepten insanıyla 15 Temmuz gecesi silahların, tankların, helikopterlerin, uçakların karşısına büyük bir inançla ve kararlılıkla dikilmiştir. Bu millet büyük bir millet, bu millet güçlü bir millet… Bu millet ürkek, korkak, kaçak bir millet değil. Kaçaklar belli. Onlar şu anda kaçtılar, biz de kovalıyoruz. Bunu da bir intikam hırsı ile yapmadığımızı da söyleyeyim. Bunu da bir hukuk içinde, adalet çerçevesinde yapıyoruz, yapacağız. Çünkü biz 240 şehidimizin 2195 gazimizin kanını yerde bırakamayız. Bırakırsak bunun hesabını veremeyiz. Bir millet eğer yöneticisine, idarecisine güvenemezse o milletin hali ne olur. O güvenceyi bizim kendilerine vermemiz için bunu kovalamamız lazım.”
15 Temmuz’da şehit olanların ailelerini ve gazileri ziyaret ettiğinde sorumluluğunun ne kadar büyük olduğunu daha iyi anladığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz’un hesabı hukuk ve adalet çerçevesinde kendilerine yakışmayacak bir vurdumduymazlık olacağını ifade etti ve “15 Temmuz gecesi ülkemizde Malazgirt’ten Söğüt’e, İstanbul’un fethinden Çanakkale’ye kadar şanlı tarihimiz adeta yeniden canlanmış, asırlar öncesinin kahramanları milletimizin sinesinde can bulmuştur” sözlerine yer verdi.
“15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİNİN EN ÖNEMLİ AYAKLARINDAN BİRİ EKONOMİNİN ÇÖKERTİLMESİYDİ”
Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) eliyle Türkiye’yi esir etmek; Suriye, Libya, Irak ve Afganistan’da yaşanan acı görüntüleri burada tekrarlamak isteyenlere milletin tarihi bir ders verdiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu süreçte, her kesim gibi, iş dünyasının, ihracatçıların da sağlam bir duruş sergilediğini, millî iradenin ve hükümetin yanında olduklarını ifade eden iş adamlarının asli görevleri olan üretimi, ihracatı aksatmadan sürdürdüklerini söyledi.
15 Temmuz darbe girişiminin en önemli ayaklarından birinin ekonominin çökertilmesi olduğunu; ancak iş adamlarının kendi gündemlerini takip ederek, milletin 11 milyar dolar döviz bozdurup piyasaların dengesinin zedelenmesine izin vermeyerek, oynanan oyunu bozduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ihracatçılardan iki talebinin olduğunu belirtti ve bu talebini şu sözlerle dillendirdi: “Birincisi, yurt dışındaki tüm muhataplarınıza bu darbe girişiminin gerçek yüzünü, Fetullahçı Terör Örgütü’nün sadece ülkemiz için değil, tüm dünya için bir tehdit olduğunu anlatmanızdır. Hatta o camiadan dostlarınız, arkadaşlarınız olabilir. Ben diyorum ki, bunları da ifşa etmeniz lazım. Bunları savcılıklarımıza Emniyet Teşkilatımıza bildirmeniz lazım. Niye? Bu bizim üzerimize bir vatanseverlik borcudur. Onlar bu ülkeyi değil, biz onları çökerteceğiz.”
“ZALİME MERHAMET, MAZLUMA EZİYETTİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “17-25 Aralık yargı ve polis darbe girişimini benim şahsi meselem olarak görüp, 15 Temmuz silahlı darbe girişimiyle hala gerçekleri kavrayamayanlar, bu örgütün iflah olmaz parçalarıdır. Ülkesine ve milletine acımayana bizim acıma hakkımız yoktur. Her zaman söylediğim gibi, zalime merhamet, mazluma eziyettir, mazluma haksızlıktır. FETÖ mensuplarının başını, tıpkı PKK mensupları gibi, tıpkı DAEŞ mensupları gibi, demokrasiden ve hukuk devleti ilkesinden taviz vermeden ezmekte kararlıyız. Sizlerden bu mücadeleye, özellikle kendi alanınızda, kendi içinizde destek vermenizi bekliyorum. Finans altyapısı olmayan hiçbir örgütün gücünü muhafaza edebilmesi mümkün değildir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, silahlı kuvvetleri, yargısı, polisi ve diğer kurumlarıyla bürokrasiden nasıl kazınıyorsa, FETÖ’nün iş dünyasından da aynı şekilde temizlenmesinin şart olduğuna vurgu yaparak, ancak örgütün finans kaynaklarının kurutulmasıyla yürütülen mücadelenin başarıya ulaşabileceğini kaydetti.
“DAHA FAZLA KOŞTURACAĞIZ”
Konuşmasında, gündemlerinin sadece terör örgütleriyle mücadeleden ibaret olmadığını işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ihracatta ve turizmde yaşanan daralmanın telafisi başta olmak üzere, ekonominin güçlendirilmesi ve geliştirilmesi konusunda kesintisiz çalışma içinde olduklarını kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 11-17 Temmuz haftasında 2,1 milyar olan ihracatın, 18-24 Temmuz haftasında 2,4 milyar dolara, bir sonraki hafta 2,7 milyar dolara ulaştığı, 2016 yılının ilk 7 aylık ihracatının 80,5 milyar dolar olduğu bilgilerini paylaşarak, rakamların 2015 yılı performansının altına düşülmeyeceğini gösterdiğini açıkladı.
Çalışacağız, daha fazla gayret edeceğiz, koşturacağız ve hep birlikte muhataplarımızla, gittiğimiz ülkelerle bu adımları inşallah atacağız. Onun için ekonomiyle ilgili bakanlarımızın sizlerle bu dönemdeki ilişkisi, dayanışması çok daha büyük önem arz ediyor.
“GERİYE GİDİŞ DÖNEMİ KAPANDI, İLERLEME VE ATILIM DÖNEMİ BAŞLADI”
Artık geriye gidiş dönemi kapandığını, ilerleme ve atılım döneminin başladığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, finans sektöründe bazı engellemelerin olduğuna ilişkin kendisine gelen bilgileri ilgili bakanla konuşacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu: “Kamu bankaları, özel sektör bankaları bunu eğer fırsata dönüştürmeye kalkarlarsa, kusura bakmasınlar, biz de devlet olarak üzerimize ne düşerse onun gereğini yaparız ve onlar da ondan sonra kapımızı kolay kolay açamazlar, çalamazlar. Zaten milletin parasıyla çalışıyorsunuz, milletin parasıyla çalıştığınız böyle bir dönemde eğer kalkıp da bu ülkede yatırımcımızın önünü açmaz, onu daha da daraltır ve hemen basit bir olayda geriye çağırma gibi bir anlayışın, mantığın içerisine girerse, kusura bakmasınlar açık ve net söylüyorum, ben bunu ihanet diye değerlendiririm ve buna sıcak da bakamam.”
Gerçekleştirdiği Rusya ziyareti ve Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin ile yaptıkları görüşmeye de değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rus tarafıyla güzel ve verimli görüşmeler yaptıklarını, Rusya’yla 100 milyar dolarlık dış ticaret hacmine ulaşma konusundaki hedef ve kararlılığı yenilediklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan “Bir süredir sorun yaşadığımız çeşitli ülkelerle olumlu yönde gelişmeler devam ediyor. İhracatçılarımızın farklı pazarlara açılma yönünde gösterdikleri gayreti yakından biliyorum. Bu çabalardan yavaş yavaş netice alınmaya başlandığını da görüyorum. Tabi bütün bunlarla birlikte, inşallah bir yandan yeni pazarlara daha sıkı sahip çıkarak, diğer yandan yine kaybettiğimiz pazarlar üzerinde yeni pazarlama politikaları oluşturmak suretiyle zemin kazanmamızın farklı olacağına inanıyorum. Geldiğimiz noktada görüyoruz ki, geçmişte biz karşımızdaki hasımlarla uğraşırken, bir de kendi parçamız sandığımız ama aslında ayağımıza çelme takanlar varmış” şeklinde konuştu.
15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİ
Yenikapı’da gerçekleşen Demokrasi ve Şehitler Mitinginde, Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı, CHP ve MHP Genel Başkanları başta olmak üzere millet olarak ortaya konan tablonun, en büyük güven kaynağı olarak nitelendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “15 Temmuz’da silahlı girişimi akamete uğrayanlar, 7 Ağustos’ta da moral olarak çökmüşlerdir. Milletimiz, sadece darbe girişimleri, terör eylemleri, işgal teşebbüsleri karşısında birlik olduğunu değil, aynı zamanda geleceğine sahip çıkma konusunda da kararlı olduğunu göstermiştir. Türkiye bugün 2023 hedeflerine ulaşmaya, 15 Temmuz sabahı olduğundan çok daha yakındır.”
Türkiye’yi ve milleti çökertmek için oynanan oyunun, son dönem tarihimizin en büyük birlik, beraberlik ve dayanışmasına vesile olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Emin olun, bu kadarını beklemiyorlardı. Bu oyunu sahneye koyanlar, bu millet mermiyi, bombayı görünce kaçacak, meydan onlara kalacak sanıyorlardı. 15 Temmuz tezgâhını kuranlar, siyasi partilerin, iş dünyasının, sivil toplum kuruluşlarının, farklı meşrep ve ideoloji sahibi kesimlerin bu ortamda birbirine gireceğini, kendilerinin ise rahatça işlerini göreceklerini sanıyorlardı. Ama ezber bozuldu, tam aksi oldu. Bu hesapların hiçbiri tutmadığı gibi, onların hiç beklemediği, hiç arzu etmediği bir Büyük Türkiye tablosu ortaya çıktı.”
“MALİ DİSİPLİNDEN TAVİZ VERMEDİK”
15 Temmuz darbe girişiminde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kapalı olmasına rağmen 100 kadar milletvekilinin toplanarak oturum açtığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mesele bu. O duruş çok önemli. Yani “Yürüyeceksin, millet yürüyecek arkandan” diyor ya şair, böyle. Eğer taşın arkasına lider kadrolar saklanırsa, o zaman millet dağın arkasına saklanır; bu çok önemli. Ve tabii o gece hamdolsun böyle olmadı, tam aksi oldu.” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu güzel tabloyu sonuna kadar muhafaza etmeye ve bunun için üzerlerine düşenleri yerine getirmeye kararlı olduklarına vurgu yaparak, “240 şehidimizin, 2 bin 195 gazimizin, o gece darbecilerin karşısına dikilen her kardeşimizin, Pazar günü Yenikapı’ya ve 81 vilayetimizdeki meydanlara akın eden on milyonların vebalinin üzerimizde olduğunu biliyoruz” diye ekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomiyi üretim, ihracat ve istihdam ayakları üzerinde büyütmek için yapısal reformları kesintisiz şekilde sürdürmekte de kararlı olduklarının altını çizerek, mali disiplinden taviz vermediklerini ve vermeyeceklerini vurguladı.
Bankacılık sektörünün Türkiye’de güçlü bir durumda olduğunu belirten ve “Ama gücünü böyle bir dönemde fırsata dönüştürmeye kalkarsa, onlar da karşısında bizi bulacaktır.” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bankacılık sektörü ile ilgili şu açıklamaları yaptı: “Böyle yüksek faizlerle bu iş olmaz, hele hele bu dönemde. Bu konuda tabii dayanışma içinde tüm bakan arkadaşlarımın hepsi aynı tavrı ortaya koyması lazım. Dünyada örnekleri ortada... Amerika’da faiz oranı ne, Japonya’da faiz oranı ne, Avrupa ülkelerinde faiz oranı ne? Peki, bizde ne oluyor, niye bizde böyle oluyor? Ekonominin prensipleri, kaideleri, başlıkları oralarda farklı, bizde farklı mı? Aynı ilkelerle hareket ediyoruz. Bu şekilde milleti aldatmanın veya bizim girişimcimizi aldatmanın hiçbir anlamı yok. Ben diyorum ki, faizler düştüğü, kredi imkânları genişletildiği zaman, hem ülkemizin, hem yatırımcıların, hem de bankalarımızın önünde yeni bir dönem açılacaktır. Ülkemizin bu döneminde kredi vermekten imtina etmek şöyle dursun, uyduruk bahanelerle kredileri geri çağıran bankalar, kendilerine bir saf belirlemiş demektir. Ama bu saf, ülkemizin ve milletimizin safı değildir. Hiçbir banka karı azaldığı için bundan kalıcı zarar görmez. Ancak, faiz ve kredi politikasında olumsuz yönde kırılma gördüğümüz bankaları not etmekten ve kurallar çerçevesinde kendilerinden bunun hesabını sormaktan da çekinmeyiz. Şu andan itibaren, tüm bankalarımızdan, ülkemizin ve milletimizin içinde bulunduğu birlik ve beraberlik ruhuna uygun adımlar atmasını bekliyorum.”
“İHRACAT DESTEK PAKETİ KONUSUNDAKİ ÇALIŞMALARDA SON AŞAMAYA GELİNDİ”
İhracat destek paketi konusundaki çalışmaların son aşamasına gelindiğini aktaran ve bu paketin en kısa sürede yasalaşması için toplantıda bulunan ilgili bakanlar vasıtasıyla yapmış olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ihracatçılara hitaben, “Ayak basmadığımız hiçbir yerde, elini sıkmadığımız hiçbir kimseyle arzu ettiğimiz şekilde iş yapma imkânı yok. Öyleyse, ayak basmadık yer, sıkmadık el bırakmayacağız. Görüyorsunuz işte, bizim bıraktığımız boşlukları terör örgütleri dolduruyor” tavsiyesinde bulundu.
FETÖ’nün kendisi tarafından ‘terör örgütü’ olarak nitelendirmesine karşın, ‘Silahsız terör örgütü olur mu?’ dendiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz’da FETÖ’nün, vatandaşın verdiği vergilerle alınan devletin silahlarını millete karşı kullandığını hatırlattı ve “Şu anda Türkiye’de bölücü terör örgütünün elinde olmayan silahlarla bizi vurdu bu alçaklar, bu şerefsizler. F16’larla, Skorsky’lerle, Atak helikopterleriyle, tanklarla, hepsiyle üzerimize yürüdüler” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bundan sonra diğer alanlarda olduğu gibi, iş dünyasında da boşluk oluşmasına izin vermeyeceklerinin altını çizdi ve “Hep birlikte daha çok çalışarak, ülkemizi ve milletimizi hak ettiği yere ulaştıracağız” vurgusunda bulundu.