“İhanet Nöbetini FETÖ Bırakıyor PKK Devralıyor, PKK Bırakıyor DAEŞ Devralıyor”
“İhanet Nöbetini FETÖ Bırakıyor PKK Devralıyor, PKK Bırakıyor DAEŞ Devralıyor”
Demokrasi nöbetinin son gününde Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin bahçesinde vatandaşlara seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Haksızlıklarıyla, hukuksuzluklarıyla, iftiralarıyla, riyakârlıklarıyla yıllardır mücadele ettiğimiz bu hain örgütün eline kan da bulaştı, hem de milletin kanı bulaştı. Bu millet her hatayı affeder, her eksiği hoş görür ama ihanet karşısında müsamahasızdır. FETÖ ülkeye de, millete de ihanet etti. Bu hainlerin darbe girişimi görüntüsü altında sergiledikleri terör, Türkiye'nin işgali provasından başka bir şey değildir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, demokrasi nöbetinin son gününde Cumhurbaşkanlığı Külliyesi bahçesinde toplananlara ve canlı yayın aracılığıyla tüm yurtta meydanlarda demokrasi nöbeti tutan vatandaşlara seslendi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Külliye bahçesindeki vatandaşları selamlaması ile başlayan programda, şehitler için Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından dua edildi.
“15 TEMMUZ, TÜRKİYE'NİN TAMAMIYLA BİRLİKTE ANKARA'NIN DA KURTULUŞ GÜNÜ”
“Ankara, başkent Ankara; sadece devletimizin değil, gönüllerin de başkenti olan Ankara” diyerek konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan vatandaşların “Dik dur eğilme, bu millet seninle” sloganları üzerine “Hiç şüpheniz olmasın, bizler asla, hiçbir beşeri gücün önünde eğilmedik, eğilmeyiz. Sadece ve sadece Rabbimizin huzurunda rükûda eğildik, eğiliriz” dedi ve şöyle devam etti: “15 Temmuz'da tarihinde ilk defa işgal girişimine maruz kalan Ankara, hainlerin emellerini tek yürek, tek bilek olarak engelleyen Ankara, seni gönülden selamlıyorum Ankara... Ankara’dan başkentimizden, 80 vilayetimizin her birini selamlıyorum. Darbecilere karşı bilfiil direnişin gerçekleştirildiği yerlerden biri olan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nden 79 milyon vatandaşımı selamlıyorum.”
Ankara’nın Türkiye’de kurtuluş günü olmayan ender şehirlerden biri olduğunu ve 15 Temmuz’un Türkiye'nin tamamı ile birlikte Ankara'nın da kurtuluş günü olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimiz, 15 Temmuz’da kendisini esarete, zillete, acıya, zulme ve kaosa mahkûm etmek isteyenlerin heveslerini kursaklarında bırakmıştır. 15 Temmuz bu ülkede yaşayanların, öyle rastgele bir yığın değil; millet olduğunu tüm dünyaya göstermiştir” dedi.
“O GECE ANKARA’NIN HER KÖŞESİNDE AYRI BİR DESTAN YAZILDI”
15 Temmuz gecesi bu milletin darbe girişimcileriyle birlikte kendisine düşmanlık eden herkesi esir alarak asaletini bir kez daha gösterdiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: “Rabbim bu milletten razı olsun. 148 evladı şehit, 1223 evladı da gazi olan Ankara o gece çok farklı bir destan yazdı. Gerçekten de o gece Kızılay'da, Meclis'te, Genelkurmay'da, Gölbaşı'nda, Kazan'da, Mamak'ta, Etimesgut’ta, Yenimahalle'de, Ankara Emniyet Müdürlüğü önünde, velhasıl Ankara’nın her köşesinde her köşede ayrı bir destan yazıldı. Tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet, yakınlarımıza milletimize başsağlığı diliyorum. Gazilerimize Rabbimden şifalar diliyorum, şükranlarımı sunuyorum.”
“FİNALİ ANKARA'DA YAPALIM İSTEDİK”
Pazar günü bu milletin Yenikapı'da farklı bir destan yazdığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aslında 21. asrın ‘Yenikapı’sını açtı. Demokrasinin ‘Yenikapı’sını açtı ve adalete yönelik bir ‘Yenikapı’ açtı. 5 milyon kişinin katılımıyla Demokrasi ve Şehitler Mitingimizi yaptık. Orada birlik vardı, orada beraberlik vardı, orada kardeşlik vardı. Rabbim birliğimizi daim eylesin. Aslında İstanbul'daki mitingle ‘demokrasi nöbetlerini devam ettirelim’ dediler. Dedik ki, sizler zaten bunu gönlünüzde, ruh dünyanızda devam ettiriyorsunuz. Ama biliyorum ki milletimiz ülkesine, özgürlüğüne, geleceğine, öyle sımsıkı yapışmış durumda ki ‘bitti’ demeye gönlümüz razı olmadı. Finali burada, Ankara'da yapalım istedik” şeklinde konuştu.
“YILIN 365 GÜNÜ DEMOKRASİMİZE HER YERDE SAHİP ÇIKACAĞIZ”
“Şimdi görüyorum ki, milletimiz hâlâ meydanları bırakmak istemiyor. Cumhuriyetimizin banisi, Gazi Mustafa Kemal'in İstiklal Harbi'nin en sıkıntılı günlerinde ifade ettiği bir ilke vardı; ‘Hatt-ı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır’ diyordu. Biz de diyoruz ki demokrasi nöbeti sadece belli saatlerde, belli yerlerde yapılmaz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: “Demokrasimize, özgürlüğümüze, devletimize, geleceğimize günün 24 saati, yılın 365 günü, evlerimizde, iş yerlerimizde her yerde sahip çıkacağız. Yani vatanın her köşesinde, günün her saatinde demokrasi nöbetinde olacağız. Tehlikenin, tehdidin, tuzağın, ihanetin, sabotajın nereden geleceği, ne zaman geleceği, kimden geleceği belli olmuyor. Bugün Şırnak'ta yine şehitlerimiz var. Mardin'de, Diyarbakır'da patlamalar var. İhanet nöbetini FETÖ bırakıyor, PKK devralıyor, o bırakıyor DAEŞ devralıyor. Biliyoruz ki hepsinin cibilliyetinin gereği bu, biliyoruz ki bunların tıynetinin gereği bu. Onlar da bunu yapıyor, karakterinin gereğini yapıyor. Onlar ihanet nöbetlerinde birer ikişer geberecekler, biz demokrasi nöbetlerinde, vatan müdafaasında evelallah ‘şüheda fışkıracak sıksan toprağı sıksan şüheda, canı cananı bütün varımı alsın da Hüda, etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda’ diyerek yola devam edeceğiz.”
“PENSİLVANYA'DAKİ ŞARLATANIN YOLUNDAN GİDENLERİN SONU HÜSRANDIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerine şöyle devam etti: “Bir tarafta şerefli bir mücadele ile Hakk'ın müjdesine nail olmak, diğer tarafta hayvandan daha aşağı bir seviyede yok olup gitmek var. Biz Hakk'ın yolundan, istiklalin yolundan, istikbale yönelik bu yoldan, milletin yolundan gidenlerden olmakla gurur duyuyoruz. Ruhunu şeytana satmış, Pensilvanya'daki şarlatanın yolundan gidenlerin sonu hüsrandır. DAEŞ denilen ve sadece Müslüman kanı döken proje örgütün arkasından gidenlerin akıbeti hüsrandır. Bu ülkeyi ve milleti bölmek için 30 yıldır kan döken PKK'nın yalanlarına kananların sonu hüsrandır. Mezhep ve meşrep farklılıkları üzerinden milletimizin içine fitne ve düşmanlık tohumu ekenlerin durumu da farklı değildir. Onlar da hüsrandadır. Milletimiz 15 Temmuz'da sadece FETÖ'ye değil, benzer heveslere sahip herkese, her çevreye mesajını net olarak vermiştir. Malazgirt'i, İstanbul’un fethini, Çanakkale'yi yeniden yaşamayı göze almadan kimse bu vatanı parçalayamaz, bu milleti bölemez, bu devleti yıkamaz. Biz bunun için hangi bedelleri göze aldığımızı en son 15 Temmuz’da cümle âleme gösterdik.”
15 Temmuz gecesi bu ülkeyi ele geçireceğini sananların kendilerince her şeyi çok iyi planladıklarını düşündüklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama hesaplarında çok büyük bir hata yaptılar. Onların uçakları vardı, F16'ları vardı ama onları biz satın almıştık, ücretini biz vermiştik. Helikopterleri vardı, tankları vardı, zırhlı taşıyıcıları vardı bunları biz almıştık. Ellerinde silahları vardı, biz almıştık. Ama aldıklarımızı bu hainlere, meğerse bu zalimlere teslim etmişiz. O gece milyonların sokağa dökülüp, tüfeklerin, tankların, helikopterlerin, uçakların karşısına bunlar düşünemedi bir şeyi, bu millet onların karşısına çıkacak, bunu düşünemediler” şeklinde konuştu.
“ABD TERCİH YAPACAKTIR, YA TÜRKİYE YA FETÖ”
Vatandaşların “FETÖ gelecek, hesap verecek” sloganları üzerine, bugün Bulgaristan'da FETÖ’nün bir finansörünün daha yakalandığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti: “İlticası kabul edilmedi, reddedildi ve Türkiye'ye teslim edildi. Kovalıyoruz, kovalayacağız. Onu da kovalıyoruz. Er veya geç ABD de bir tercih yapacaktır, ya Türkiye ya FETÖ. Ya darbeci terörist FETÖ veyahut da demokrasi ülkesi Türkiye. Bu tercihi yapmak durumunda. 85 koli dosya gitti. Böyle bir darbe yanlısını, böyle bir darbe organizatörünü yaklaşık 17 yıldır ülkesinde barınan bu zalimi, bu alçağı, bu şarlatanı herhalde artık ABD daha fazla saklamayacak, gönderecektir. Cumhurbaşkanıyla, Başbakanıyla, siyasi parti liderleriyle, emniyetiyle, yargısıyla, belediyeleriyle bu devletin topyekûn kendilerine karşı koyacağını bunlar akıllarına dahi almamışlardı. Bunlar başka şey zannediyorlardı. TSK içindeki namuslu subayların, vatanseverlerin olabileceğini de bunlar akıllarına getirmemişlerdi. Bu vatanın öz evladı olan askerlerin, yazdıkları senaryoda yer almayacağını öngörememişlerdi. Bunlar Ömer Halisdemir gibi bir vatan evladının çıkıp kendilerini alınlarının ortasından vuracağına ihtimal vermemişlerdi. Bu ordunun içerisinde neler var neler. Sen istediğin kadar tuğgeneral ol. İşte o Ömer Halisdemir, onun darbe için geldiğinin haberini aldı ve o da görevini yaptı. Allah makamını inşallah Peygamber'e komşu olan şehitlik eylesin. Tüm yakınlarına rabbim sabırlar versin.”
“ÖZEL HAREKÂTÇI POLİSLERİN ÜZERİNE BOMBA YAĞDI”
FETÖ’cülerin, üzerlerine bomba yağdırdıkları özel harekâtçı polislerin diğer meslektaşları ile bir olup önlerine set çekeceğini düşünmediklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan “Özel Harekâtta 53 kardeşimiz şehit oldu, uçaklardan yağdırdıkları bombayla. Bu ne vicdan, bu ne alçaklık? Kim o özel harekâtçı, bu vatanın evladı, bizim polisimiz, onları bile topyekûn imha ettiler. Ama onların kardeşlerinin, onların mücadele arkadaşlarının onlara nasıl bir bedel ödeteceğini düşünmediler, düşünemediler. Bunları hesap edemediler, bütün hesap makineleri o anda kilitlendi. Memlekette artık tankların altından girip üstünden çıkacak, namluların üzerine cesaretle gidecek kahramanların kalmadığını sanmışlardı. Ama bakıyorsunuz bir Sabri gencimiz çıkıyor, tankın paletleri arasına kendini atıyor. Birinci paletten kurtuluyor, ikinci tankın altına kendini atıyor, kolu yara alıyor. Kendisini aradığımda verdiği cevap manidardı: ‘Cumhurbaşkanım siz nasılsınız’ diyor. Yahu sen beni bırak sen nasılsın bana onu söyle dediğimde ‘bana doktor amcalarım, hemşire ablalarım bakıyor’ diyor. Yaş 34. Peki ne yapıyorsun dedim? Aldığım cevap çok manidardı. ‘Ben imam hatip ve ilahiyat mezunuyum fakat 6 yaşımdan beri hava savunma sistemleri üzerinde çalışıyorum. Şu anda da özel sektörde hava savunma sistemleri üzerine bilgisayar yazılımı yapıyorum’ dedi. İşte bunları hesap edemediler” şeklinde sözlerine devam etti.
“ŞEHİTLER TEPESİ BOŞ DEĞİL”
“Şehitler Tepesi boş değil, bunu hesap edemediler. Şehitler ölmez, vatan bölünmez. Rabbimiz müjdesini veriyor; ‘Onlara ölü demeyiniz, onlar diridirler, ama siz bilemezsiniz.’ Ulubatlı Hasanların, Koca Seyitlerin, Nene Hatunların, Kara Fatmaların, Karayılanların soylarının kuruduğunu zannetmişler. İşte Vatan Caddesi'nde, Esenler'de oturan o hanım kardeşim, zırhlı taşıyıcıyla onu parçaladılar, öyle şehit ettiler. O da Hakk’a öyle yürüdü. Ama ne beyiyle konuştuğumda, ne oğluyla konuştuğumda, o duruş, o davranış her türlü takdirin üzerindeydi. Çünkü onlar şahadeti anlamışlardı” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ama bu FETÖ’cüler böyle birilerinin kadınıyla-erkeğiyle, genciyle-yaşlısıyla çıkacağını düşünmemişlerdi. İşte bizim de yol arkadaşımız Erol'umuz, o da oğluyla beraber oraya gitmişti. O da başından omzundan aldığı kurşunlarla şehit oldu, 17 yaşındaki yavrusu aynı şekilde o da orada şehit oldu. Ve biz bu pazar yaptığımız o mitingi eğer Erol'umuz sağ olsaydı yine o yapacaktı organizasyonunu, ama mesai arkadaşlarıyla yaptık.”
“SİLAHLARI MİLLETE ÇEVİREREK DÜNYANIN EN ALÇAK TERÖR ÖRGÜTÜ OLDUKLARINI GÖSTERDİLER”
Kendisinin FETÖ’ye ‘terör örgütü’ dedikçe, ‘silahsız terör örgütü mü olur?’ diye karşı çıkanların olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yıllarca bunu dillendirdiğim zaman bunu dediler. Bunlar silahsız terör örgütü olur mu yahu, bunlar devletin silahlarıyla silahlanıyordu. Hesaplarını buna göre yapmışlardı. 15 Temmuz’da bunlar devletin ülkeyi korumak için namuslarına emanet ettikleri silahları millete çevirerek dünyanın en alçak terör örgütü olduklarını gösterdiler. Haksızlıklarıyla, hukuksuzluklarıyla, iftiralarıyla, riyakârlıklarıyla yıllardır mücadele ettiğimiz bu hain örgütün eline kan da bulaştı, hem de milletin kanı bulaştı. Bu millet her hatayı affeder, her eksiği hoş görür ama ihanet karşısında müsamahasızdır. FETÖ ülkeye de, millete de ihanet etti. Bu hainlerin darbe girişimi görüntüsü altında sergiledikleri terör, Türkiye'nin işgali provasından başka bir şey değildir. Biliyoruz ki kendi milletine silah çeken, kendi ülkesini başkalarına da peşkeş çeker. Hamdolsun millete çektikleri silah kendi suratlarında patladı, bumerang gibi onları vurdu. Ve yine hamdolsun ki peşkeş çekmek istedikleri ülke, tarihinde pek az rastlanır bir birlikle, beraberlikle hedeflerine doğru yürüyor” diye devam etti.
“TOPUNUZ GELİN, BU MİLLETİ AŞAMAYACAKSINIZ”
“Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet” şeklindeki Rabialarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu vatan toprağımızın üzerinde kimse hesaba girmesin, hesaba girenler bunun bedelini ödeyecekler. Şimdi Kandil'den birileri kendine göre açıklamalar yapıyor, şehirlere ineceklermiş. Kırsaldan şehirlere ineceklermiş. Geleceğiniz varsa göreceğiniz de var, bunu böyle bilin. Bir taraftan PKK, bir taraftan FETÖ, bir taraftan DAEŞ, bir taraftan PYD, bir taraftan YPG topunuz gelin! Allah'ın izniyle bu milleti aşamayacaksınız, Rabbimin izniyle bu milleti aşamayacaksınız. Kardeşlerim ben şuna inanıyorum; biz bir ölürüz, bin diriliriz. Bunu terör örgütleri de böyle bilsin” şeklinde konuştu.
“İŞGALCİLERİ HUKUKLA, ADALETLE TEMİZLİYORUZ”
Paralel devlet yapılanmasının şamarı yediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti: “Şamarı yedin mi, yedin. Ama bitmedi, bunların kökünü kazıyacağız. Şu anda inlerine girdik, bunların kökünü kazıyacağız. Şunu da açık söylüyorum; biz bunları intikam hırsıyla yapmıyoruz. Bu işgalcileri temizliyoruz; hukukla, adaletle temizliyoruz. Hukuk içerisinde temizliyoruz. Bize kimse de bir yerlerden akıl vermesin. Bizim Anayasamızda, bizim hukukumuzda ne varsa onu uyguluyoruz ve uygulamaya da devam edeceğiz.”
“HALKIN İDAM TALEBİNİ SİYASİLER BİR KENARA KOYAMAZ”
İdam konusundaki kanaatlerini daha önce de paylaştığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yine söylüyorum, halkımın bu talebini, siyasiler bir kenara koymamalıdır, koyamaz. Yapmaları gereken nedir? Parlamentoda bunu görüşmektir. Parlamento’da bu görüşülürken kimse hukuki boşluklarla izaha kalkmasın. Bu darbenin tarihi bellidir, dolayısıyla darbe tarihinden itibaren de bu masaya yatırılmalıdır. Eğer, Parlamento bu talebe evet diyorsa, Cumhurbaşkanı olarak ben bunu onarım. Parlamento evet demezse, tabii ki benim de yapacağım bir şey yoktur. Çünkü biz şehitlerimizin ruhunu muazzep edemeyiz, gazilerimize ihanet edemeyiz. Ve milletin talebini de eğer demokrasi diyorsak o zaman geri çeviremeyiz. Demokrasi, milletin taleplerinin iktidar olduğu bir rejimdir ve bunu yaparız. Rabiamızı unutmayın. Hep birlikte haykıralım; tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Gazilerimize şükranlarımı sunuyorum. O gece ‘ya şehit olurum ya gazi’ diyerek yollara dökülen, darbecilerin karşısına imanla, inançla dikilen tüm kardeşlerimizin, tüm Ankaralıların gazalarının bir kez daha mübarek olmasını diliyorum. Tabii Türkiye genelinde 240 şehidimiz var. 2 bin 195 yaralımız, gazimiz var. Hepsinden Rabbim razı olsun” dedi.
“DEMOKRASİ NÖBETLERİNE ARTIK ARA VERİYORUZ”
“Demokrasi nöbetlerindeki coşkusu ve vakarıyla ülkesine ve milletine olan bağlılığını cümle âleme ilan eden vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum. Allah ülkemizi ve milletimizi ilelebet korusun diyorum. Şimdi artık virgülü atıyoruz ve bu demokrasi nöbetlerine artık ara veriyoruz. Ama ruh dünyamızdan, gönül dünyamızdan bu nöbetleri çıkarmayacağız. Anlaştık mı?” şeklinde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle tamamladı: “Bu gösterdiğiniz gayretler unutulmaz, siz tarih yazdınız tarih... Şehitlerimizle yazdınız, gazilerimizle yazdınız, gece sabahlara kadar hiçbir ayrım yapmaksınız, hiçbir siyasi düşünceye bakmaksızın; sanatçısıyla, sporcusuyla, siyasetçisiyle, tüm medya büyük bir çoğunluğuyla tarih yazdınız. Onun için şu birliğinize dünya hayran kalacak. Hiç endişe etmeyin, hep beraber dik olacağız, diri olacağız, iri olacağız, kardeş olacağız ve Türkiye olacağız. Kalın sağlıcakla diyorum, hepinizi Allaha emanet ediyorum.”