MHP’li Özdemir, “Türk milleti Afrika’da yabancı değildir”
Türkiye’nin Afrika ile uzun yıllardır ilişkisi olduğunu ifade eden MHP Genel Başkan Yardımcısı ve MHP Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir; “Türkiye Cumhuriyeti Afrika’ya yabancı bir ülke değildir, Türk milleti de Afrika’ya yabancı değildir. Yavuz Sultan Selim Han’ın Mısır seferiyle beraber Afrika Kıtası’ndaki varlığımızın başladığı ifade edilir ama Türk tarihine genel bir bakış açısıyla baktığınızda Osmanlı'dan önce Afrika Kıtası’nda Türk milletinin var olduğu ve hatta teşkilatlı yapısını, devlet anlayışını Afrika’ya da taşımış olduğu gerçeği karşımızda bulunmaktadır” dedi.
MHP Genel Başkan Yardımcısı ve MHP Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, TBMM’de yaptığı konuşmada, “Sözlerimin hemen başında dün millî harp sanayimizin gruplarından olan TUSAŞ’a yönelik PKK terör örgütü tarafından gerçekleştirilen hain saldırıyı kınıyor, bu saldırıda şehadet mertebesine eren tüm vatandaşlarımıza Cenab-ı Allah'tan rahmet, yakınlarına ve aziz milletimize de başsağlığı diliyorum. Bununla beraber, yine dün bizim açımızdan üzücü bir başka haberi daha aldık. 48'inci Cumhuriyet Hükûmetinde İçişleri Bakanlığı görevini yürütmüş olan ve yine 57'nci Cumhuriyet Hükûmetinde Millî Savunma Bakanlığımızı yapmış bulunan 21 ve 23'üncü Dönem Kayseri Milletvekilimiz, saygıdeğer devlet ve dava adamı Sayın Sebahattin Çakmakoğlu Beyefendi’nin de vefat haberini üzülerek aldık. Ülkemize, milletimize çok değerli hizmetleri bulunan Sayın Sebahattin Çakmakoğlu Beyefendi’ye bu vesileyle de Cenab-ı Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyoruz, mekânı cennet olsun” şeklinde konuştu.
‘AFRİKA’YLA VAR OLAN TİCARET HACMİMİZDE 45 MİLYAR DOLAR SEVİYESİNE ULAŞTIK’
Türkiyenin Afrika ile önemli seviyede ticarete ulaştığını ifade eden MHP Genel Başkan Yardımcısı ve MHP Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, “2024 yılı itibarıyla Türkiye ile Afrika Kıtası arasındaki ilişkiler, ticaret, diplomasi, eğitim, savunma ve kültürel alanlarda giderek derinleşen stratejik iş birliği çerçevesinde gelişmeyi sürdürüyor. Türkiye'nin Afrika’yla ilişkileri son dönemlerde yüksek bir ivmeyle artmaya başlamış, özellikle Afrika açılım politikamız ve Afrika ortaklık politikaları kapsamında da yeni ve özel bir seviyeye ulaşmıştır. Bu çerçevede Afrika’yla beraber sürdürdüğümüz kazan kazan anlayışıyla şekillenen ilişkimiz giderek derinleşmekte ve sadece iki taraf açısından değil, üçüncü taraflara da büyük kazanımlar sağlayan bir potansiyeli beraberinde getirmektedir. Bu kapsamda ilişkilerimizde ekonomi ve ticaret, diplomatik ve politik ilişkiler, savunma ve güvenlik iş birlikleri, kültürel ve eğitim alanındaki iş birlikleri ve insani yardım ve kalkınma iş birliği gibi çok boyutlu, çok başlıklı ama aynı zamanda karşılıklı çıkar anlayışına dayanan iş birlikleri sayesinde bugün diğer tarafların Türkiye'nin Afrika’yla olan münasebetlerine gıptayla baktığı bir süreci karşımıza getirmiş bulunuyor ve geride bıraktığımız yıl itibarıyla yani 2023 yılı itibarıyla Afrika’yla var olan ticaret hacmimizde de 45 milyar dolar seviyesine ulaştık ki bu da Türkiye'nin kıtalar bazında dikkate alındığında ve aynı zamanda tarihsel perspektifle ele alındığında Afrika’yla süregelen ilişkilerini hangi boyuta çıkarmış olduğunu açık ve net bir şekilde gösteriyor” ifadelerinde bulundu.
‘TÜRK MİLLETİ AFRİKA’DA YABANCI DEĞİLDİR’
Türkiye’nin Afrika ile uzun yıllardır ilişkisi olduğunu ifade eden MHP Genel Başkan Yardımcısı ve MHP Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir; “Türkiye Cumhuriyeti Afrika’ya yabancı bir ülke değildir, Türk milleti de Afrika’ya yabancı değildir. Yavuz Sultan Selim Han’ın Mısır seferiyle beraber Afrika Kıtası’ndaki varlığımızın başladığı ifade edilir ama Türk tarihine genel bir bakış açısıyla baktığınızda Osmanlı'dan önce Afrika Kıtası’nda Türk milletinin var olduğu ve hatta teşkilatlı yapısını, devlet anlayışını Afrika’ya da taşımış olduğu gerçeği karşımızda bulunmaktadır. Memlükler belki de bununla alakalı verilebilecek en önemli örneklerin başında gelir ki bu da Türk milletinin Afrika Kıtası’yla uzun yıllardan bu yana süregelen ilişki ve münasebetlerini gösterirken bu kıtayla var olan akrabalık bağlarımızı da göz önüne sermektedir. Bugün hâlâ her ne kadar Kuzey Afrika bölgesinde yoğunlaşmış olsa da Cezayir, Tunus, Libya, Fas gibi ülkelerde hatta Mısır’da ve Sudan’da da Türk kökenli, Anadolu'dan bölgeye göç etmiş bulunan o dönemki askerlerin evlatlarının var olduğu gerçeği Afrika’yla ilişkilerimizi geliştirmemizde ne derecede önemli bir etki yaratmaktadır; bu hususu da pek tabii dikkate almamız gerekiyor” diye konuştu.