Koray Aydın: Aday olabileceğimi daha önce ifade ettim
Koray Aydın olağanüstü kurultay olması durumunda aday olup olmayacağı şeklinde bir soruya 'Ben MHP’de bir kongre yaşandığı takdirde bu kongrede aday olabileceğimi daha önce ifade ettim' şeklinde cevap verdi.
Eski Bayındırlık ve İskan Bakanı MHP’li Koray Aydın, 1 Kasım seçimlerinden sonra MHP’de yaşanan kurultay sürecini değerlendirdi. Muhalefet partilerinde bir travma yaşandığı gibi MHP’de bir travmanın yaşandığını belirten Aydın, “Yani aslında Milliyetçi Hareket Partisi tabanının yürüttüğü bir organizasyondur şuanda yürütülmekte olan olağanüstü kongre süreci. Bunu MHP sahipliğini elinde bulunduran, bu partiye oy vermiş milyonlarca insanın ortak arzusunun hala kuvvetli bir şekilde devam ettiğini şahsen bir siyasetçi olarak görüyorum ve gözlemliyorum” dedi.
MHP’li Koray Aydın, İHA muhabirinin MHP’de yaşanan süreçle ilgili sorularını yanıtladı. 1 Kasım sonrası MHP’de yaşanan gelişmeleri değerlendiren Aydın, “1 Kasım seçimlerinden sonra Türkiye’de özellikle muhalefet partilerinde bir travma yaşandığı bir gerçekliktir. Travma yaşanan partilerden bir tanesi de Milliyetçi Hareket Partisi'dir. Çünkü Milliyetçi Hareket Partisi, bu seçimde beklemediği bir düşüş yaşayarak, Türk siyasi sahnesinde Meclis’in en küçük partisi konumuna gelmiştir. Daha çok değil 4 ay önce iktidar özlemini yerine getirebilir miyim coşkusunun, heyecanının yaşandığı bir camiada böyle şok bir düşüşün yaşanmasının getirdiği travmayı siyasetin kendi kuralları içerisinde doğal karşılamak gerekir. MHP’de bu yeni dönem ve bu yeni dönemin bundan sonraki sürecin şekillenmesi yönünde özellikle MHP’ye oy veren kitleler nezdinde bir düşünce birliği oluşmuştur. Yani MHP’de bir değişim arzusu, MHP tabanının bir ortak beklentisi haline dönüşmüştür. Aslında bugün MHP’de yaşanan bu olağanüstü kongre sürecini besleyen ana damar bu dinamiktir. Yani olağanüstü kongre talebinde bulunan MHP üst kurul delegeleri, bunu kendi iradelerine bağlı olarak değil, MHP’ye gönül veren milyonlarca insanın bir ortak talebinin sıkıştırması, yönlendirmesi, baskı kurması neticesinde böyle bir olağanüstü kurultay talebi ortaya çıkmıştır” şeklinde konuştu.
Aydın, sözlerini şu şekilde sürdürdü.
“Bu siyasetin kendi doğal dengesi içerisinde ve çok normal bir sonuçtur. Çünkü MHP’de bu süreci besleyen ana damar, şuanda sürecin şekillenmesi, yönetilmesini, hala dümenini elinde tutmaktadır. Yani aslında Milliyetçi Hareket Partisi tabanının yürüttüğü bir organizasyondur şuanda yürütülmekte olan olağanüstü kongre süreci. Bunu MHP sahipliğini elinde bulunduran, bu partiye oy vermiş milyonlarca insanın ortak arzusunun hala kuvvetli bir şekilde devam ettiğini, şahsen bir siyasetçi olarak görüyorum ve gözlemliyorum. Tabi bu yaşanan süreci Türkiye’nin genel şartlarından da soyutlayamayız. Niye soyutlayamayız. Çünki Türkiye çok anormal bir dönem yaşıyor. Hem içeride bir iç savaş görüntüsü var, dışımızda bir dünya savaşı eşiğinde olduğu iddiaları ile hemen yanı başımızdaki coğrafyanın yeniden şekillendirme mücadelesi içinde görev almış, bütün emperyal güçlerin bir güç savaşına sahne olmuş, bunun etkilerinin Türkiye’yi sardığı bir dönemde MHP gibi milliyetçiliği temel düstur haline getirmiş ve bu düstur üzerinde 47 yıllık siyasi mazisinde siyaset yapan bir Milliyetçi Hareket Partisi’nde olup bitenlerin, ben Türk milletinin bütününü de ilgilendirdiğini düşünüyor ve bunu bu şekilde gözlemliyorum. Şuanda işleyen süreci iyi okumak lazım. Bir yanda devam eden bir olağanüstü kurultay talebi var. Bu aynı zamanda şuanda hukuku da ilgilendiren bir konu haline geldi. Çünkü bir siyasi partide 548 kişi oldu şimdi müracaatlar, 548 kişinin böyle demokratik bir talebini görmemezlikten gelmek mümkün değildir. Ben şahsen MHP Genel Merkezi’nin de ve sayın Genel Başkanımızın da zaman içerisinde bu süreci daha sağlıklı yönetmesi gerektiğini kabul edeceğini düşünüyorum. O bakımdan olan olumsuzluklar üzerinden değil, olmasını beklediğimiz güzellikler üzerinden bir gelecek beklentisi içerisinde olduğumuzu vurgulamak için bunları özellikle söyledim. Şimdi siyasette bir demokratik talep bir dip dalgası ise, o partiye gönül veren insanların neredeyse bütünün ortak bir arzusu haline gelişmişse, buna karşı demokratik olmayan gündemlerle direnç göstermeye çalışmak ve bunu engellemeye çalışmak beyhude bir çabadır.”
MHP Genel Başkan Yardımcısı Ümit Özdağ’ın istifasını da değerlendiren Aydın, “Ben şöyle düşünüyorum. Yani parti içerisinde milletvekilliği yapmış arkadaşlarımızın, yani böyle bir demokratik talebe uygun hareket edilmesi gerektiğini söylemeleri aynı zamanda demokratik bir cesarettir. Aslında Türkiye’de parti içi meselelerde bunu cesaret olarak görmek, algılamak aslında bizim demokrasi kültürümüzün geldiği seviyeyi göstermesi bakımından da önemlidir. Niye. Ama aslında çok normal bir davranıştır. Bunları böyle anormal gibi görmek alışkanlığından hepimizin kurtulması lazım. Bu MHP’nin içerisinde bir kargaşa olduğu anlamına gelmez. MHP’nin iktidar olma hedefine bağlı olarak kendisini nasıl yeniden yapılandıracağını, hangi argümanlarla bunu harekete geçireceğini düşünen insanların bir tavır koyması ve bir pozisyon alması gibi değerlendirilebilir ki, ben de bu arkadaşlarımızın tavrını şahsen önemsiyorum, ciddiye alıyorum ve bu sürece de katkı verdiğini düşünüyorum” diye konuştu.
Bazı il ve ilçe yönetimlerinin görevden alınmasına da değinen Aydın, “Ben şu anda MHP’de yürütülmekte olan olağanüstü kongreye destek veren arkadaşlarımızın bunu bir vazife, bir görev gibi yaptıklarını biliyorum. Ayrıca bunların kendi şahsi kanaatleri olmadığını da biliyorum. MHP’ye oy veren insanların, kendi oluşan fikirleri ile delegeyi baskı altına aldıklarını, yönlendirdiklerini ve bu işi yapmaya sevk ettiklerini de biliyorum. Dolayısı ile bu genel bir talebin onların şahıslarında şekillenmesidir. O bakımdan bunu yapan insanları görevden almak, yerine yeni arkadaşlarımızı ikame etmek yanlıştır. Bunun partimize bir faydası olmayacaktır. Göreceksiniz bunu yapanlara da bir fayda sağlamayacaktır. Çünkü demokratik hakkını kullanan insanların bu mağduriyetinin üzerinde bu hareket nice destanlar yazdığını, geçmişte örnekleri ile göstermiş olan bir siyasal harekettir. Onun için bu arkadaşlarımızın böyle bir irade beyanında bulunmaları ve bunun toplumdan karşılık görmesine karşılık böyle zorlayıcı tavırlar siyaseten hiçbir sonuç doğurmaz. Ben bu sürecin kendi mecrası içerisinde büyüyeceğini düşünüyorum. MHP’de yapılacak olağanüstü kurultayın aslında harekette oluşmuş olan, partinin iktidar olma hedefine yönelik olarak, düzgün bir şekilde yönetileceği bir döneme doğru evrileceğini düşünüyorum. Bu olmadığı takdirde tartışma ve kırılganlıklar artar. Bunun da MHP’ye ne faydası olur. Hiçbir faydası olmaz. Şuanda Türkiye’de herkesin gözü bir umut olarak bu partiye dönmüşken, MHP’nin dışarıda olan bütün insanlar tarafından bir toplanma yeri olarak görüp değerlendirilebileceğinin konuşulduğu ve tartışıldığı böyle bir dönemde, bunun bizim siyasal duruşumuza ve MHP’nin dokuz ışık temel ilkelerinden olan hürriyetçilik ve şahsiyetçilik ilkesine müdahale etmek manasına geldiği anlamı taşır ki, bu MHP tabanı ve Türkiye’de MHP’yi izleyen herkes tarafından olumlu bulunmaz. Yani partimize itibar kaybettirmeyecek bir duruş sergilemeliyiz, bunun gereğini yapmalıyız” ifadelerini kullandı.
Olağanüstü kurultay olması durumunda aday olup olmayacağı şeklinde bir soruya da cevap veren Aydın, “Ben MHP’de bir kongre yaşandığı takdirde bu kongrede aday olabileceğimi daha önce ifade ettim. İster olağanüstü olsun, ister olağan olsun MHP’nin bundan sonraki sürecinde biz arkadaşlarımızla beraber MHP’de oluşan bu iradenin takipçisi olan insanlar olarak demokratik haklarımızı kullanarak, MHP’nin biz yeniden yapılanmasını bir zaruret, bir mecburiyet olarak görüyoruz. Bizi buna iten nedenler, ülkemizin içinde bulunduğu şartlar. Demokrasi standartlarımızın düşmesi, ülkenin bir iç savaş sendromu yaşaması, dışarıdan kuşatılıp bütün emperyal güçlerin dikkati hesaba almadığı neredeyse her taraftan itilmiş, kakılmış bir görüntümüzün olduğu böyle bir dönemde Türk milliyetçiliği fikir sistemine bağlı bir siyasal yapının güçlü bir şekilde bir iktidar hedefi koyarak bu işe soyunmuş olması Türkiye demokrasisi açısından da kazanç olacaktır” şeklinde konuştu.