Bakan Bozdağ'dan AYM tepkisi
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 'Anayasa Mahkemesinin verdiği son hak ihlali kararı, daha yargılamaya başlamamış mahkemeye ve yargı görevi yapanlara baskıdır, müdahaledir' dedi.
Bakan Bozdağ, sosyal paylaşım sitesi Twitter’daki hesabı üzerinden Anayasa Mahkemesinin (AYM) gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül’e yönelik verdiği "hak ihlali" kararını değerlendirdi. Anayasanın 148. maddesine göre, bireysel başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması gerektiğine işaret eden Bozdağ, aynı maddeye göre bireysel başvuruda kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapılamayacağına dikkat çekti.
Anayasa Mahkemesinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanununun 45. maddesine atıf yapan Bakan Bozdağ, ihlale neden olduğu ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal için kanunda öngörülen idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının bireysel başvuru yapılmadan önce tüketilmiş olması gerektiğini vurguladı.
Bakan Bozdağ, Anayasanın 153. maddesinde yer alan "İptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamaz" hükmünü hatırlatarak, "Bu anayasa ve yasa hükümlerine göre bireysel başvurularda, idari ve yargısal başvuru yolları tüketilmemiş konuda Anayasa Mahkemesi, bireysel başvuruları kabul edemez, inceleyemez ve karara bağlayamaz" dedi.
"AKSİ, YETKİ VE GÖREV GASBI OLUR"
AYM’nin yargılama sürerken yapılan bireysel başvuruları, ön incelemede kabul edilmezlik kararı verip usulden reddetmesi gerektiğini belirten Bozdağ, "Kabul kararıyla bireysel başvuruyu esastan ele alsa bile Anayasa Mahkemesi, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapamaz. Anayasa Mahkemesi, bireysel başvuru incelemesinde ilk derece mahkemesinin yerine geçerek karar veremez. Aksi, yetki ve görev gasbı olur. Yargılama sürerken Anayasa Mahkemesi’nin bireysel başvuruyu incelmesi/ihlal kararı vermesi, ilk derece/temyiz mahkemelerine güveni azaltır" ifadelerini kullandı.
"AYM KANUN YOLU TÜKETİLMEDEN KARAR VERDİ"
Anayasanın 153. maddesine göre AYM’nin verdiği iptal kararlarının gerekçesi yazılmadan açıklanamayacağına işaret eden Bozdağ, "Anayasa Mahkemesinin önceden verdiği bazı kararları gibi son hak ihlali kararı da anayasanın/yasanın bu hükümlerini açık ihlaldir. Çünkü kanun yolu tüketilmeden, hatta iddianame okunmadan ve yargılama başlamadan bireysel başvuruyu incelemiş ve ihlal kararı vermiştir" dedi.
AYM’nin Can Dündar ve Erdem Gül’ün başvurularını karara bağlarken ilk derece mahkemesi gibi hareket ettiğini ve ilk derece mahkemesinin gözetmesi gereken hususları gözettiğini savunan Bozdağ, AYM’nin kanun yolları tüketildikten sonra önüne gelmesi muhtemel bir başvuru hakkında ihsas-ı reyde bulunduğunu vurguladı.
"AYM’NİN HAK İHLALİ KARARI ANAYASA İHLALİ"
Bozdağ, iptal kararının AYM tarafından gerekçesi yazılmadan açıklandığına dikkat çekerek şunları kaydetti:
"Anayasa Mahkemesinin verdiği son hak ihlali kararı, daha yargılamaya başlamamış mahkemeye ve yargı görevi yapanlara baskıdır, müdahaledir. İlk derece mahkemesinde daha iddianamenin okunmadan, savunma dinlenmeden, deliller değerlendirilmeden ve sanıkların mahkumiyetine/beraatine karar verilmeden Anayasa Mahkemesinin hak ihlali kararı vermesi Anayasa ihlalidir. Yargılama sürerken Anayasa Mahkemesinin, işin esasına girerek hak ihlali kararı vermesi, ayrıca açık bir yetki ve görev gasbıdır. Yargıya güven/yargının prestiji, eleştiri veya alkışlara göre değil ancak usulde/esasta doğru kararlarla tesis edilebilir."