Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaaslan, Tbmm Genel Kurulu’nda
“OHAL özgürlüklere değil, milletimizin özgürlüğüne kastedenlere karşı ilan edilmiştir”
Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaaslan, TBMM Genel Kurulunda OHAL'in 3 ay süreyle uzatılmasına ilişkin Başbakanlık tezkeresinin görüşmelerinde grubu adına konuştu.
Karaaslan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 24 Haziran olarak açıkladığı erken seçimin hayırlı olması temennisinde bulundu.
FETÖ tarafından gerçekleştirilen darbe girişimi gecesi yaşananları hatırlatan Karaaslan, 251 şehidin ve binlerce gazinin unutulmayacağını belirtti.
OHAL kapsamında getirilen yasal düzenlemelerle kolluk ve adli makamlara sağlanan hızlı ve etkin karar alma, uygulama imkanının terör örgütlerine yönelik operasyonel çalışmalara ivme kazandırdığını, soruşturmaların etkin şekilde yürütülmesini sağladığını anlatan Karaaslan, "Özellikle devlet kurumları içerisine sızmış olan FETÖ mensuplarının tespiti ve yakalanmasına yönelik çalışmalar hız kazanmış, ülkenin dört bir yanında başarılı operasyonlar gerçekleştirilmiş, örgütün maddi ve insan kaynaklarına önemli ölçüde darbe vurulmuştur." diye konuştu.
OHAL'in istisnai olduğu kadar meşru bir durum, anayasal bir müessese olduğunu vurgulayan Karaaslan, şunları söyledi:
"Anayasamız tarafından verilen bu imkan, vatandaşlarımızın güvenliğini, huzurunu, ve özgürlüğünü olduğu kadar demokrasimizi ve cumhuriyetimizi de korumayı amaçlamaktadır. OHAL özgürlüklere değil, milletimizin özgürlüğüne kastedenlere karşı ilan edilmiştir. OHAL insan haklarına değil, insan haklarını en acımasız şekilde katledenlere karşı ilan edilmiştir. OHAL, tarih boyunca gelmiş geçmiş en acımasız darbeye karşı ilan edilmiştir. 15 Temmuz gibi elim hadiseler, felaketler bir kayıp olduğu gibi ülkelerin ve milletlerin birlik beraberliklerinin, dayanışmalarının, geçmişten bugüne uzanan kadim değerlerinin bir imtihanıdır. Hamdolsun milletimiz ve devletimiz bu imtihandan alnının akıyla çıkmıştır."
Karaaslan, 15 Temmuz darbe girişimini tiyatro olarak nitelendirenlerin kimin sahnesinde ve hangi oyunun figüranı olduklarının farkında olup olmadıklarını sorarak, şöyle devam etti:
"Teröristlerin tespiti ve yakalanmasına yönelik çalışmaların hız kazanması, ülkenin dört bir yanında başarılı operasyonlar gerçekleştirilmesi, hele hele güvenlik güçlerimiz örgütün halen aktif olan unsurlarına ulaşmak için gece gündüz var güçleriyle çalışmaktayken örgütün maddi yapısı ve insan kaynaklarına önemli ölçüde darbe vurulması, terör örgütlerinden başka kimi neden rahatsız eder ki? Olağanüstü hal yönteminin tercih edilmesinin temel nedeni, yaşanan tehdidin niteliği ve alınması gereken tedbirlerin kapsamı ile ilgilidir."
Fransa'da OHAL nedeniyle öğrencilerin okul gezilerinin dahi iptal edildiğini, Paris'te makineli tüfekli askerlerin turistik caddelerde dolaştıklarını anlatan Karaaslan, Türkiye'de ise OHAL'in günlük yaşamı etkilemediğini, hayatı kısıtlamadığını kaydetti.
OHAL'in ekonomiye etkisi
Karaaslan, OHAL'in ekonomik büyümeye olumsuz bir etkisinin olmadığını söyledi. Geçen yıl Türkiye ekonomisinin yıllık ortalama yüzde 7,4 büyüdüğünün altını çizen Karaaslan, "Dünya ekonomisinin yüzde 85'ini ifade eden G-20'de birinci olduk. Bu büyüme tüm sektörler tarafından desteklenerek sürdürülebilir ve kapsayıcı bir büyüme niteliğindedir. İşsizlik oranları ve istihdama bakacak olursak; özellikle 2017'de işsizlik oranlarında düşüş ve istihdamda artış gözlemlenmektedir." dedi.
Türkiye'ye gelen yabancı ziyaretçi sayısının da OHAL'in devam ettiği 2017 yılında önemli artış gösterdiğini söyleyen Karaaslan, OHAL sürecinde Türkiye'nin mega projeleri hayata geçirdiğini, Suriyelilere kucak açtığını anlattı.
Yurt içinde ve sınır ötesinde terörü tümüyle ortadan kaldırmak için büyük bir kararlılıkla çalışıldığını vurgulayan Karaaslan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"OHAL'in keyfi bir uygulama olmadığını, zaruriyetten hasıl olduğunu aziz milletimiz çok iyi biliyor. Milletimiz olan bitenin ve gerçeklerin farkındadır. Milletimiz farkında, ancak milletimizin gerçeklerinden uzak olanlar, milletimizin dilinden anlamayanlar OHAL'in gerekçesinin ne kadar haklı olduğunu da anlayamamaktadır. 15 yılda özgürlük ve demokrasi alanlarını genişletmek, devletin tüm imkanlarını herkes için ulaşılabilir kılmak adına verdiğimiz mücadelenin milletimiz nezdindeki karşılığını biliyoruz. OHAL bir sonuçtur ve bugün gerek sınırlarımızın ötesinde ve gerekse sınırlarımızın içinde verdiğimiz mücadele bu sonucun sebeblerini ortadan kaldırmaya, ülkemizi ve geleceğimizi tehdit eden tüm yapılara karşı gerekli önlemleri almaya devam etmemizi elzem kılmaktadır."