“Gelecek Afrika Kıtasının Olacaktır”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hartum Üniversitesi’nde yaptığı konuşmada, “Asırlar boyunca kendi topraklarında köle gibi çalıştırılan, kimi zaman bir meta gibi alınıp satılan, buradan başka kıtalara gayri insani şartlarda götürülen Afrikalı kardeşlerimiz sömürünün ne demek olduğunu çok iyi biliyor.
Bağımsızlıklarını, dişleri ve tırnaklarıyla kazanan Afrika halkları, yarım asır sonra bile hâlâ o meşum dönemin beledini ödüyor. Allah'ın izniyle gelecek, bu asrın sonunu bulmadan Afrika kıtasının olacaktır” dedi.
Sudan’ın başkenti Hartum’da temaslarını sürdüren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hartum Üniversitesi’nin kendisine tevcih ettiği fahri doktora unvanı için düzenlenen törene katıldı. Üniversitenin yönetim kurulu üyeleri, hocaları ve öğrencilerinin iştirakiyle gerçekleşen törende, Sudan ziyaretinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a eşlik eden bakanlar da hazır bulundu. Kendisine hukuk alanında fahri doktora unvanı takdim edilen Cumhurbaşkanı Erdoğan, törende bir konuşma yaptı.
Sudan’da bulunmaktan duyduğu memnuniyeti ve gördükleri misafirperverlikten dolayı teşekkürlerini ifade ederek konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan kendilerini, Sudanlıların muhabbeti karşısında Hartum’da değil, Ankara’da, İstanbul’da gibi hissettiklerini söyledi.
Tarihî Hartum Üniversitesi’nin şahsına tevcih ettiği fahri doktora unvanı için şükranlarını sunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afrika’nın önde gelen üniversitelerinden biri tarafından böyle bir unvana layık görülmenin kendisi için bir onur ve bahtiyarlık kaynağı olduğunu ifade etti.
Sudan ziyaretinin, anlamına ve önemine yaraşır bir şekilde dolu dolu geçtiğini belirterek, Sudan Cumhurbaşkanı Ömer El-Beşir ile birlikte Sevakin Adası’na gittiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, orada Osmanlı döneminden kalan ve restorasyonu TİKA tarafından yapılan tarihi Şafi ve Hanefi camilerini ziyaret ettiklerini hatırlattı. Ziyaret esnasında Sudan Cumhurbaşkanı El-Beşir’e, Sevakin Adası’nın Türkiye’ye tahsis edilmesini ve adanın tamamını restore ederek tarihî şanına layık bir hâle getirmeyi teklif ettiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Batının yer ile yeksan ettiği yerleri restore edip ayağa kaldırmanın kendilerine nasip olduğu için bundan memnuniyet ve mutluluk duyduklarını kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu inşa ve ihya faaliyeti sonrasında Sudanlıların iftihar edecekleri Sevakin Adası’nın, tarihte olduğu gibi umre seyahatleri için bir güzergâh olabileceğini söyledi.
Son ziyaretinden bu yana Sudan’ın her alanda kat ettiği mesafeyi görme imkânı bulduğunu dile getirerek, “Uzun yıllardır Sudanlı kardeşlerimizi sıkıntıya sokan, adeta hayatlarını kâbusa çeviren haksız yaptırımların kaldırılmasıyla bu kalkınma hamlesinin daha da hızlanacağına inanıyorum” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sudan’a uygulanan ambargolarla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: “Bu ne zulümdür, böyle bir yaptırımlar zinciri olabilir mi? Ama emperyalist güçler bunu hep yaptılar, hâlâ yapmaya devam ediyorlar. Ve zannediyorlar ki bizim elimizdeki bu güç, bu imkân daimidir. Hayır, daimi değildir. İnanıyorum ki haklı olan güçlüdür ve güçlü olmaya devam edecektir. Çünkü bu ambargolardan dolayı Sudanlı kardeşlerim çok acı çekti, çok sıkıntı çekti. Uygulanan haksız yaptırımlar Sudan’ın bugününden ve istikbalinden seneler çaldı. Ama biz şunu biliyoruz: Zulüm ile abat olunmaz. Şunu da biliyoruz: Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste.”
Türkiye olarak her fırsatta Sudan’a uygulanan yaptırımları doğru bulmadıklarını ve tasvip etmediklerini söylediklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sudan halkını cezalandıran, yıllarca Sudan’ın kalkınmasına, gelişmesine engel olan yaptırımların artık hiçbir makul gerekçesinin kalmadığını vurguladı.
Sudan’ın zor günlerinde de daima yanında olduklarını ve bu desteklerini sürdüreceklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Resmî kurumlarımızla, sivil toplum kuruluşlarımızla tehditlere, baskılara, şantajlara boyun eğmeden imkânlarımızı Sudan halkı için seferber ettik. Birilerinin keyfi için kardeşlik hukukumuzun zedelenmesine asla müsaade etmedik” dedi.
Hz. Peygamber’in “Müslüman, Müslümanın kardeşidir” ve “Müslüman, Müslümanın başına gelen musibette onu terk etmez, onu zalimin zulmünde bırakmaz” hadislerini aktararak, dün olduğu gibi yarın da Sudan halkının yanında olmayı sürdüreceklerini açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sudan Cumhurbaşkanı El-Beşir’in sağduyulu liderliği altında Sudanlıların sabır ve dayanışmasıyla, ülkenin bölgede ve uluslararası alanda hak ettiği konuma geleceğine inandığını sözlerine ekledi.
Müslümanların son yıllarda büyük bir türbülansın içinden geçtiğine dikkat çekerek bölgenin sancılı günler yaşadığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Asırlar boyunca ilim, irfan ve hikmet merkezi olan şehirlerimiz, maalesef bugün ancak çatışmalarla gündeme geliyor. İslam medeniyetinin asırlık kütüphaneleri, eşsiz eserleri, mimari harikası camileri ya terör örgütleri ya da devlet terörü uygulayan rejimler tarafından tek tek yok ediliyor” dedi.
İsrail’in ve onunla birlikte hareket edenlerin de devlet terörü uyguladığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “29 yaşındaki down sendromlu Muhammed’i kalkıp da duvara yaslayarak onu taciz edenler devlet terörü uygulamıyor mu? 15 yaşındaki Cüneydi’yi gözlerini bağlayarak adeta kuşatan 20 kadar İsrail askeri devlet terörü uygulamıyor mu? Bunları söylediğimiz zaman haksızlık mı yapıyoruz? Bunu acaba biz görüyoruz da, Batı dünyası bunları görmüyor mu? Görüyorlarsa niçin sessiz kalıyorlar? Biz şuna inanıyoruz: Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.”
Geçen yüzyılda olduğu gibi İslam dünyasının bir kez daha bölünmek, parçalanmak ve kolay yutulur lokmalara ayrılmak istendiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mezhep farklılıkları körüklenerek, etnik ayrılıklar derinleştirilerek Afrika’nın bazı ülkelerinde olduğu gibi yüzyıllardır aynı toprağı paylaşan insanlar birbirlerine düşürülerek son derece kirli, son derece kanlı bir senaryo uygulamaya konuluyor” değerlendirmesinde bulundu.
Sudan’ın bölündüğünü, Güney Sudan’ın Sudan’ın içinden çıktığını hatırlatarak, “Daha kolay sömürmek, zenginliklerinizi daha kolay gasp etmek için bizi birbirimize kırdırıyorlar. Bunun için kimi zaman ekonomik yaptırımları bir silah olarak kullanıyorlar” diye konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu amaca ulaşmak medya yoluyla saldırılar yapıldığına, halkın iradesine dayanan meşru yönetimlerin darbeyle tasfiye edildiğine ve DEAŞ, PKK-PYD gibi terör örgütlerinin taşeron olarak kullanıldığına dikkat çekti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerinin devamında, İrlandalı bir yazarın “Kan kokusu almış bir köpekbalığından daha tehlikesi, petrol kokusu almış emperyalistlerdir” sözünü aktardı ve şunları söyledi: “Modern sömürgeciler için, günümüzün emperyalistleri için tek değer elmastır, altındır, petroldür. Onların yegâne kıymet verdikleri şey, ya yer altı kaynaklarımızdır ya da yer üstündeki pazar potansiyelimizdir. Onlar için mesele demokrasi, hukuk, adalet değildir. Onlar için mesele insan, tabiat, çevre değildir. Onlar için tek mesele paradır, çıkardır, menfaattir. Menfaatleri için, bir avuç petrol için çiğnemeyecekleri hiçbir değer, hiçbir ilke yoktur. Şüphesiz bunun anlamını en iyi Afrika kıtası bilir. Asırlar boyunca kendi topraklarında köle gibi çalıştırılan, kimi zaman bir meta gibi alınıp satılan, buradan başka kıtalara gayri insani şartlarda götürülen Afrikalı kardeşlerimiz sömürünün ne demek olduğunu bizden çok çok iyi bilir. Bağımsızlıklarını dişleri ve tırnaklarıyla kazanan Afrika halkları yarım asır sonra bile hâlâ o meşum dönemin bedelini ödüyor. Fakat bir şey söyleyeceğim; gelecek Allah’ın izniyle, bu asrın sonunu bulmayacak, ama Afrika kıtasının olacaktır. Yeter ki dik duralım, yeter ki gayret edelim, yeter ki eğilmeyelim. İşte aynen Kudüs meselesinde eğilmediğimiz gibi.”