Erdoğan: THK'nın şu anda elinde buralarda rahatlıkla kullanılabilecek uçak yok
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çamlıca Cami'nde cuma namazını kıldı. Erdoğan, daha sonra basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Erdoğan, orman yangınları konusundaki sabotaj iddialarının sorulması üzerine, "Bu eş zamanlı çıkan yangınlarla ilgili soruşturma devam ediyor. İçişleri Bakanlığımızın, istihbarat birimlerimizin yoğun çalışmaları var. Çalışmalar sonrası net ne olur o zaman değerlendirmemiz lazım" dedi.
Erdoğan, "Burada bile siyaset, spekülasyonlar, siyasi partilerin yaklaşımları üzüntü veriyor. Bizim bir tarafta ciğerimiz yanıyor. Ben bakan arkadaşlarımızdan ilgili olanları anında bölgeye göndermiş durumdayım. Dünyada sayılı itfaiye örgütlerine sahip ülkelerden biriyiz. THK'nın uçağı varmış, bilmem neymiş. THK'nın şu anda elinde buralarda rahatlıkla kullanılabilecek uçak yok" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, cuma namazını Üsküdar'da bulunan Çamlıca Camii'nde kıldı. Erdoğan Cuma namazının ardından camideki cemaate seslenerek, "Bildiğiniz gibi bu ara art arda bazı felaketleri yaşıyoruz. Rabb'im bu felaketlerden de bir an önce kurtulmayı bizlere nasip eylesin" dedi. Erdoğan, konuşmasında Salat-ı Münciye duasını okuduktan sonra da şunları kaydetti: "Ya Rabb, dualarımızı kabul eyle. Ya Rabb, biz aciziz, bizler bu sıkıntılı anda sana sığındık ve bu dualarımızın kabulüyle yangın felaketlerinde ölen 3 kardeşimize rahmet eyle. Ya Rabb'i, bir an önce bu felaketleri inşallah tamamıyla çözerek, hallederek bu şehirlerimizi sahiplerinin yüzünü güldürecek hale dönüştürmeyi de bizlere nasip eyle. Ya Rabb'i, bizi bize bırakma, bizi bize bırakma, bizi bize bırakma. Ya Rabb'i, ülkemizde birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi daim eyle."
ORMAN YANGINLARI
Cumhurbaşkanı Erdoğan daha sonra cami çıkışında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Erdoğan orman yangınları ve sabotaj iddialarının sorulması üzerine şunları kaydetti: "Eş zamanlı ülkemizin değişik yerlerinde çıkan yangınlarla ilgili soruşturma yoğun bir şekilde devam ediyor. Yani burada acaba herhangi bir suikast, bu tür şeyler var mı yok mu, bunların üzerine gidiliyor. İçişleri Bakanlığı'nın ve istihbarat örgütlerinin yoğun çalışmaları bulunuyor. Bütün bu çalışmalardan sonra net ne olabilir bunu o zaman açıklamak durumunda olacağız. Fakat tabii şöyle boş verip de geçilecek bir iş değil. Çünkü değişik mekanlarda ama hemen hemen aynı anda Manavgat'tan başlayıp Muğla, Marmaris, Bodrum bütün bu bölgeleri kapsayacak şekilde süren bir yangın. Bir durumu da şöyle açıklamam lazım. Bu bir eğer milli bakış gerektiriyorsa, eğer bu ülke, millet olarak birlikte karar vereceğimiz veyahut da birlikte dayanışma içerisinde adım atacağımız bir konuysa, buna herkesin aynı istikamete bakışı gerekir. Fakat bakıyoruz ki burada bile siyaset, burada bile spekülasyonlar, burada bile maalesef siyasi partilerin yaklaşım tarzları gerçekten üzüntü verici. Bizim bir tarafta ciğerimiz yanıyor. Cumhurbaşkanı olarak ilgili bütün bakan ve bakan yardımcılarımı bölgeye anında gönderdim. Bütün imkanlarımızı seferber etmek suretiyle burada dünyada sayılı itfaiye örgütlerinden bir tanesine biz sahibiz. Böyle bunların anlattığı gibi değil. Türk Hava Kurumu'nun uçakları varmış da. Neye göre söylüyorsun bunu? Neyi biliyorsun da söylüyorsun? Türk Hava Kurumu'nun şu anda elinde buralarda rahatlıkla kullanabilecek uçak falan yok. Ama bunlar duymaz uydurur kabilinden uyduruyorlar. Biz ise şu anda bir defa burada 45 helikopterle, bunlar fonksiyonel helikopterler, çalışıyoruz. Bunların yanında şu anda biz bugün itibarıyla uçak sayımız 5-6'ya çıkmış vaziyette. Bu uçaklardan Rusya'dan, Ukrayna'dan aldığımız uçaklar var. Az önce yaptığımız görüşmeler neticesinde Azerbaycan da bir amfibik uçağını gönderecek ki bunlarla beraber uçak sayısı 6-7'yi bulacak. Bizim için en verimli olanlar zaten bu yangın söndürmede bu uçaklar. Amfibik olmaları hasebiyle de çok daha tesirli, çok daha suyu alıp çok seri bir süreç içerisinde yangın söndürmeye ulaşabilen bu uçaklarla en modern anlamda bir etkinlik arzu ediyorlar."
"57 KONTROL ALTINA ALINDI, 14 ORMAN YANGININ KONTROL ALTINA ALINMA ÇALIŞMALARI İSE ŞU ANDA DEVAM EDİYOR"
Erdoğan, "İHA'lar özellikle bölgelerin durumlarını sürekli inceliyor. Bunlarla beraber 1080 arazöz şu anda yangın bölgesinde çalışıyor. 1080 arazözden bahsediyoruz dikkat edin. İşte bunlar, bunları bilerek konuşmuyor ki. Sanki hiçbir şey yok, biz sadece seyrediyoruz. Bir diğeri 280 su tankeri şu anda aktif olarak çalışıyor. Bir diğeri 2 bin 270 ilk müdahale aracı yine burada şu anda aktif çalışıyor. İş makinelerinde 660 dozer ve iş makinesi, bir yangın tankı aktif olarak devrede. İşçi noktasında ise 10 bin 550 yangın, itfaiye işçisi aktif olarak burada görevde. 4 bin 110 teknik eleman yine bölgede çalışıyorlar. Bir diğeri ise 6 bin 440 orman muhafaza memuru çalışıyor. 1140 noktada ise orman yangınlarıyla şu anda mücadele devam ediyor. 28-30 Temmuz, bu yangının süreci ve 71 orman yangını ne yazık ki çıkmış vaziyette. 57 kontrol altına alındı, 14 orman yangının kontrol altına alınma çalışmaları ise şu anda devam ediyor. Yani olumlu istikamette bir gelişme söz konusu. Dolayısıyla şu anda, özellikle öğlen itibarıyla uçakların gelişiyle olumlu istikamete dönüyoruz" diye konuştu.
"HİÇBİR VATANDAŞIMIZ MAĞDUR ETMEYECEĞİZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şunu da çok açık net söylüyorum; sel felaketinde nasıl kimseyi mağdur etmeyeceğimizi söyleyip, oralarda adımlarımızı attıysak, burada da evi yananlar, hayvanları maalesef telef olanlar onlarla ilgili de bütün hasar tespit çalışmaları yapılmak suretiyle biz hiçbir vatandaşımız mağdur etmeyeceğiz. Bu hasar tespitlerinden sonra da telef olan hayvanların sahipleri mağdur edilmeyecektir. Çevre Bakanlığımız çalışmalarını yapıp TOKİ ile beraber yine bölgede evi yananların evlerini süratle yeniden inşa edilmek suretiyle onlar da inşallah en kısa zamanda yapılıp sahiplerine teslim edilecektir." diye konuştu.
AŞI ÇALIŞMALARI VE VAKA SAYISI
Erdoğan, vaka sayılarındaki artışın sorulması üzerine, "Değişik zamanlarda değişik tedbirler açıkladık. Fakat çok değişik sesler değişik zamanlarda yine çıktı. 'Biz böyle hep adeta hapis hayatı mı yaşayacağız bu nereye kadar böyle devam edecek?' Dünyanın değişik yerlerinde bunlar zaten hep bu şekilde oldu. Önce maske yasaklandı, sonra tekrar maske takılması mecbur edildi. İlk kabine toplantısında tedbirleri yeniden ele alacağız. Toplam yaklaşık 72 milyon doz aşı yapmış vaziyetteyiz. Dünyada aşı yapacak ellerinde imkan olmayan ülkeler varken, Türkiye olarak hamdolsun biz, böyle bir sıkıntıyı yaşamadık. Bu noktada rahatız. Gerek Çin'den aldığımız aşı gerek Biontech bütün bunlarla beraber şu anda en sağlıklı şekilde bu mücadeleyi nasıl sürdürürüz, bunu devam ettiriyoruz. Daha ileri gideceğim. Biz şu anda hamdolsun bütün solunum makinelerine varıncaya kadar bunu bile üreten bir ülke haline geldik. Bütün bu solunum makineleriyle vatandaşlarımızın entübe durumlarında da müdahale etmemizi, zaten hastane noktasında sıkıntımız yok, bu noktada çok çok aktif bir ülke konumundayız, bunu da devam ettiriyoruz. Fakat bu çalışmaları yaptırmak suretiyle de inşallah yapacağımız ilk kabine toplantısında durumu tekrar gözden geçireceğiz. Bu şekilde devam mı? Çünkü bayram açık söylüyorum her şeyi bir yerde bayramdaki halkımızın yaşam tarzı tersine çevirdi. Bunu nereden biliyoruz? Önümüze gelen rakamlardan görüyoruz. Bu rakamlarda tabii durum maalesef aleyhe döndü. Bunu tekrar bizim lehe döndürmemiz lazım. Eğer olumlu istikamette bir gelişme olursa vatandaşımızı sıkıntıya sokmakla ilgili bir derdimizi yok. Tam aksine normal hayata nasıl döneriz bunun gayreti içerisindeyiz. Onun için de bütün tedbirlerimizi alıyoruz ve normalleşmeyi hızlandırmanın gayreti içerisinde olacağız" dedi.
ABD'NİN DEDEAĞAÇ'A ZIRHLI ARAÇ SEVKİYATI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD'nin Yunanistan Dedeağaç'a zırhlı araç sevkiyatı yapmasının sorulması üzerine şunları kaydetti: "Bu 2014 yılından beri Amerika'nın Dedeağaç'taki aslında bir planlı programıdır. Dolayısıyla yani burada anormal bir gelişme söz konusu değil. Bu kendisinin bu planlı attığı adımı da bizler de yakından takip ediyoruz? Yunanistan-Amerika ilişkilerini zaten biliyorsunuz fakat bizler de burada üzerimize düşen neyse bunu her zaman yapıyoruz. Tedbirse tedbir. Bunlar da zaten her zaman bizim için alınan veya atılan adımlardır."