Millî Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Muammer Yıldız, 3-7 yaş arası engeli olan çocukların eğitim hakları konusunda bilgilendirilmesine yönelik proje başlattıklarını belirtti.

Millî Eğitim Bakanlığı ve Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) iş birliğiyle başlatılan "Engeli Olan Çocuklar İçin Kapsayıcı Erken Çocukluk Eğitimi Projesi"nin açılış töreni Ankara´da bir otelde yapıldı. Yıldız, buradaki konuşmasında, projenin, bakanlığın stratejik odaklı ve insanı merkez alan çalışmalarının sonucunda ortaya çıktığını söyledi.

 

Kapsayıcı eğitimin, farklı özelliklerdeki öğrencilerin aynı sınıfta eğitim görmesi anlamına geldiğini belirten Yıldız, "Kapsayıcı eğitimin uygulandığı okullarda her öğrencinin sınıfa getirdiği benzersiz katkılar vardır. Kapsayıcı eğitimin ilkelerinin benimsendiği bir eğitim ortamında, her çocuk kendisini güvende hisseder ve okula karşı aidiyet duygusu taşır." dedi.

 

Kapsayıcı eğitimin toplumun refahı ve medeniyetin gelişiminde önemli bir adım olduğunu anlatan Yıldız, projeyle engelli ailelerinin, zor durumda kaldıklarında veya sosyalleşmek istediklerinde çocuklarını bırakabilecekleri güvenli eğitim kurumlarının yapılmasını istediklerini de bildirdi. Yıldız, "Projeyle, kapsayıcı eğitim kapsamındaki tüm çocukların bilişsel, duygusal ve sosyal gelişimlerinin iyileştirilmesini, 3-7 yaş arası engeli olan çocukların ailelerinin ve bakıcılarının eğitim hakları konusunda bilgilendirilmesini, okul aile iş birliğini artırmayı amaçlıyoruz." diye konuştu.

 

Proje 6 ilde 90 pilot okulda

Millî Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürü Cem Gençoğlu, engeli olan çocuklar için yapılması gereken çok şey olduğunu, bakanlık olarak çok daha fazla çalışacaklarını söyledi. Gençoğlu, projeyle sadece engeli olan çocuklar ve onların ailelerine değil, aynı zamanda tipik gelişim gösteren çocuklara da ulaşmayı hedeflediklerini belirtti.

 

Projenin Antalya, Bursa, Konya, İzmir, Gaziantep ve Samsun´da toplam 90 pilot okulda uygulanacağını kaydeden Gençoğlu, "Projeyle 3-7 yaş grubundaki bütün engeli olan çocuklara ulaşmayı hedefliyoruz. Projenin yaklaşık 2 bin 950 avroluk bütçesi var ve 36 ay sürecek. İlk başta 1108 engeli olan çocuğa ve ailesine ulaşacağız. Bin eğitim personelini de bu proje kapsamında yetiştirmek istiyoruz." dedi.

 

"Engelli çocukların eğitime katılma oranı yüzde 1"

UNICEF Türkiye Temsilcisi Philippe Duamelle, projenin kız erkek, engelli engelsiz Türkiye´deki tüm çocukların eğitime erişmelerini artırmaya yönelik ortak kararlılığı yansıttığını vurguladı.

 

Duamelle, "Türkiye´de 2014´te 3-5 yaş arasında erken çocukluk eğitimine katılan çocuk oranı yüzde 37 iken, engeli olan çocuklar için bu oran çok daha düşüktür. Engeli olan çocukların eğitimi için inanılmaz çabalar sarf ediliyor olsa da onların eğitimi, güç birliği yapmamızı ve beraber çalışmamızı gerektiren zorlu bir alan." değerlendirmesinde bulundu.Millî Eğitim Bakanlığı ve Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) iş birliğiyle başlatılan "Engeli Olan Çocuklar İçin Kapsayıcı Erken Çocukluk Eğitimi Projesi"nin açılış töreni Ankara´da bir otelde yapıldı. Yıldız, buradaki konuşmasında, projenin, bakanlığın stratejik odaklı ve insanı merkez alan çalışmalarının sonucunda ortaya çıktığını söyledi.

 

 

Kapsayıcı eğitimin, farklı özelliklerdeki öğrencilerin aynı sınıfta eğitim görmesi anlamına geldiğini belirten Yıldız, "Kapsayıcı eğitimin uygulandığı okullarda her öğrencinin sınıfa getirdiği benzersiz katkılar vardır. Kapsayıcı eğitimin ilkelerinin benimsendiği bir eğitim ortamında, her çocuk kendisini güvende hisseder ve okula karşı aidiyet duygusu taşır." dedi.

 

Kapsayıcı eğitimin toplumun refahı ve medeniyetin gelişiminde önemli bir adım olduğunu anlatan Yıldız, projeyle engelli ailelerinin, zor durumda kaldıklarında veya sosyalleşmek istediklerinde çocuklarını bırakabilecekleri güvenli eğitim kurumlarının yapılmasını istediklerini de bildirdi. Yıldız, "Projeyle, kapsayıcı eğitim kapsamındaki tüm çocukların bilişsel, duygusal ve sosyal gelişimlerinin iyileştirilmesini, 3-7 yaş arası engeli olan çocukların ailelerinin ve bakıcılarının eğitim hakları konusunda bilgilendirilmesini, okul aile iş birliğini artırmayı amaçlıyoruz." diye konuştu.

 

Proje 6 ilde 90 pilot okulda

Millî Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürü Cem Gençoğlu, engeli olan çocuklar için yapılması gereken çok şey olduğunu, bakanlık olarak çok daha fazla çalışacaklarını söyledi. Gençoğlu, projeyle sadece engeli olan çocuklar ve onların ailelerine değil, aynı zamanda tipik gelişim gösteren çocuklara da ulaşmayı hedeflediklerini belirtti.

 

Projenin Antalya, Bursa, Konya, İzmir, Gaziantep ve Samsun´da toplam 90 pilot okulda uygulanacağını kaydeden Gençoğlu, "Projeyle 3-7 yaş grubundaki bütün engeli olan çocuklara ulaşmayı hedefliyoruz. Projenin yaklaşık 2 bin 950 avroluk bütçesi var ve 36 ay sürecek. İlk başta 1108 engeli olan çocuğa ve ailesine ulaşacağız. Bin eğitim personelini de bu proje kapsamında yetiştirmek istiyoruz." dedi.

 

"Engelli çocukların eğitime katılma oranı yüzde 1"

UNICEF Türkiye Temsilcisi Philippe Duamelle, projenin kız erkek, engelli engelsiz Türkiye´deki tüm çocukların eğitime erişmelerini artırmaya yönelik ortak kararlılığı yansıttığını vurguladı.

 

Duamelle, "Türkiye´de 2014´te 3-5 yaş arasında erken çocukluk eğitimine katılan çocuk oranı yüzde 37 iken, engeli olan çocuklar için bu oran çok daha düşüktür. Engeli olan çocukların eğitimi için inanılmaz çabalar sarf ediliyor olsa da onların eğitimi, güç birliği yapmamızı ve beraber çalışmamızı gerektiren zorlu bir alan." değerlendirmesinde bulundu

Millî Eğitim Bakanlığı ve Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) iş birliğiyle başlatılan "Engeli Olan Çocuklar İçin Kapsayıcı Erken Çocukluk Eğitimi Projesi"nin açılış töreni Ankara´da bir otelde yapıldı. Yıldız, buradaki konuşmasında, projenin, bakanlığın stratejik odaklı ve insanı merkez alan çalışmalarının sonucunda ortaya çıktığını söyledi.

 

Kapsayıcı eğitimin, farklı özelliklerdeki öğrencilerin aynı sınıfta eğitim görmesi anlamına geldiğini belirten Yıldız, "Kapsayıcı eğitimin uygulandığı okullarda her öğrencinin sınıfa getirdiği benzersiz katkılar vardır. Kapsayıcı eğitimin ilkelerinin benimsendiği bir eğitim ortamında, her çocuk kendisini güvende hisseder ve okula karşı aidiyet duygusu taşır." dedi.

 

Kapsayıcı eğitimin toplumun refahı ve medeniyetin gelişiminde önemli bir adım olduğunu anlatan Yıldız, projeyle engelli ailelerinin, zor durumda kaldıklarında veya sosyalleşmek istediklerinde çocuklarını bırakabilecekleri güvenli eğitim kurumlarının yapılmasını istediklerini de bildirdi. Yıldız, "Projeyle, kapsayıcı eğitim kapsamındaki tüm çocukların bilişsel, duygusal ve sosyal gelişimlerinin iyileştirilmesini, 3-7 yaş arası engeli olan çocukların ailelerinin ve bakıcılarının eğitim hakları konusunda bilgilendirilmesini, okul aile iş birliğini artırmayı amaçlıyoruz." diye konuştu.

 

Proje 6 ilde 90 pilot okulda

Millî Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürü Cem Gençoğlu, engeli olan çocuklar için yapılması gereken çok şey olduğunu, bakanlık olarak çok daha fazla çalışacaklarını söyledi. Gençoğlu, projeyle sadece engeli olan çocuklar ve onların ailelerine değil, aynı zamanda tipik gelişim gösteren çocuklara da ulaşmayı hedeflediklerini belirtti.

 

Projenin Antalya, Bursa, Konya, İzmir, Gaziantep ve Samsun´da toplam 90 pilot okulda uygulanacağını kaydeden Gençoğlu, "Projeyle 3-7 yaş grubundaki bütün engeli olan çocuklara ulaşmayı hedefliyoruz. Projenin yaklaşık 2 bin 950 avroluk bütçesi var ve 36 ay sürecek. İlk başta 1108 engeli olan çocuğa ve ailesine ulaşacağız. Bin eğitim personelini de bu proje kapsamında yetiştirmek istiyoruz." dedi.

 

"Engelli çocukların eğitime katılma oranı yüzde 1"

UNICEF Türkiye Temsilcisi Philippe Duamelle, projenin kız erkek, engelli engelsiz Türkiye´deki tüm çocukların eğitime erişmelerini artırmaya yönelik ortak kararlılığı yansıttığını vurguladı.

 

Duamelle, "Türkiye´de 2014´te 3-5 yaş arasında erken çocukluk eğitimine katılan çocuk oranı yüzde 37 iken, engeli olan çocuklar için bu oran çok daha düşüktür. Engeli olan çocukların eğitimi için inanılmaz çabalar sarf ediliyor olsa da onların eğitimi, güç birliği yapmamızı ve beraber çalışmamızı gerektiren zorlu bir alan." değerlendirmesinde bulundu