Davutoğlu: 'Türkiye Suriye'nin bölünmesine direniyor'
Davutoğlu: 'Türkiye Suriye'nin bölünmesine direniyor'
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Brüksel dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını cevapladı. Suriye’deki gelişmelere değinen Davutoğlu, Osmanlı Devleti’nin, Ortadoğu’daki topraklarının paylaşılmasını öngören 1916 yılındaki Sykes Picot Anlaşması’nı hatırlattı. Türkiye’nin Suriye’nin bölünmesine karşı olduğunu vurgulayan Başbakan Davutoğlu, “Suriye maalesef öyle bir noktaya getirildi ki her türlü kirli oyununun oynayabileceği bir zemin oluştu. Bunlardan biri de Sykes Picot’un yüzüncü yılı. Sykes Picot’a biz hep karşı çıktık. Çünkü Sykes Picot bölgemizi bölmüştü, şehirlerimizi birbirine yabancılaştırmıştı. Birileri yüz yıl sonra yeni bir Sykes Picot yazma peşinde. Biz Sykes Picot’un gayri insani ve tarihimize aykırı düşen mirasını yok etmeye çalışırken, birileri yeniden yazma peşinde. Arap Baharı’nın hemen öncesinde Türkiye, Suriye, Lübnan, Ürdün dörtlü insanların serbest dolaşacağı bir bölge kurmaya karar vermişti, buna sonradan Irak da katılacaktı. Bütün bu hamlelerle biz Sykes Picot’u 2016’dan önce fiilen ortadan kaldırmayı düşünüyorduk. Bizim bu yöndeki hedeflerimiz birilerini rahatsız etti, bunu engellemek için Arap Bahar'ı kullanıldı. Şimdi Suriye'yi üçe, dörde, beşe, Irak'ı üçe bölerek yeni bir Sykes Picot yazmaya çalışılıyor. Buna direnenler taraflar var, bu bölgenin halkları ve Türkiye buna direniyor. Ama bunu gerçekleştirmek isteyenler var; Rusya'nın hava harekatına bakın fiilen Suriye’yi bölmek istiyor” ifadelerini kullandı.
“İRAN İLE SURİYE’NİN BÖLÜNMEMESİ KONUSUNDA MUTABIK KALDIK”
İran ile Türkiye’nin Suriye’nin bölünmemesi konusunda mutabık kaldığını dile getiren Davutoğlu, “Son İran ziyaretimde mutabık kaldığımız en önemli husus, Suriye'nin bölünmeden, federalite olmadan bir arada tutulması. Onlar da bölgede özellikle İsrail karşısında güçlü bir Suriye istiyorlar” diye konuştu.
“SURİYE'DEKİ KÜRTLER’İN HAKLARI İLE YPG YAN YANA GETİRİLMEMELİ”
YPG’nin Suriyeli Kürtler’in savunucusu olarak görmenin mümkün olmadığını belirten Başbakan Davutoğlu, “Bugünkü seyre batığınızda YPG’nin nin son derece oportünist ve otokratik yöntem benimsediğini görüyorsunuz. Kendileri gibi düşünmeyen Kürtleri o bölgeden sürdüler. Şimdi de konjonktürden faydalanarak ‘de facto’ durum yaratmaya çalışıyorlar. Onları kullananlar, onları bir piyon olarak kullanıyor, kullanıldıkları ölçüde varlar. Suriye'deki Kürtler’in hakları ile YPG yan yana getirilmemeli. YPG’yi Suriyeli Kürtler’in savunucusu olarak görmek, Suriye’deki Kürt kardeşlerime yapılabilecek en büyük hakarettir. Gelişmeleri yakından takip edeceğiz, yeni bir Sykes Picot olmaması için her türlü çabayı bölge halklarıyla birlikte yapmaya devam edeceğiz” değerlendirmelerinde bulundu.
SURİYE’DE SERBEST BÖLGE GÖRÜŞMELERİ
Suriye’de serbest bölge oluşturulmasına yönelik görüşmelere değinen Davutoğlu, “Bu konuyu Avrupa Birliği, ABD ve Rusya ile görüşüyor. Biz de Amerikalılarla görüşüyoruz, bunun için büyük çaba sarf edeceğiz. Bir direnç var orada. Bu ateşkes uzun sürerse, biraz daha devam ederse kolaylaşabilir” dedi.
“RUSYA'NIN SURİYE’DEN ÇEKİLDİĞİNİ SÖYLEMEK MÜMKÜN DEĞİL”
Başbakan Davutoğlu, Rusya’nın Suriye’ye bazı hedeflerini gerçekleştirmek için girdiğini söyledi. Rusya’nın Suriye’den çekildiğini söylemenin mümkün olmadığını dile getiren Davutoğlu, şunları ifade etti:
“Rusya Suriye'den bütünüyle çıktı diye bir argüman doğru değil. Ama kendilerince bazı hedefleri vardı, bu hedeflerin gerçekleştiğini düşünüyorlar. Birinci hedef Lazkiye’de Rus üssünün geliştirilmesi, kapasitesinin artırılması, füzelerle takviye edilmesi ve korunması. İkincisi Esad rejiminin masaya güçlü oturması için takviye edilmesi, bunu da yaptıklarını düşünüyorlar. Üçüncüsü, muhalefet unsurlarının zayıflatılması, bunu da bütün çabalarına rağmen istedikleri gibi yapamadılar ama yapamayacaklarını da gördüler. Lazkiye’deki Rus üssü o kapasitede orada durdukça, füzeler orada durdukça Rusya'nın bölgeden çekildiğini söylemek mümkün değil.”
Davutoğlu, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar’ın Fransız Le Monde Gazetesi’ne yazdığı yazıda, Türkiye’nin AB’ye alınmaması yönünde çağrıda bulunmasının hatırlatılması üzerine, “Ona o yakışır, bize de Brüksel'e gidip Türkiye’yi temsil etmek yakışır” dedi.