“Siyaset anlayışımızda millete küsmek, milleti suçlamak asla yoktur. Halkın verdiği mesajları görmezden gelerek kulağımızın üstüne yatamayız.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 23 Haziran seçim sonuçlarına ilişkin ilk değerlendirmelerini dünkü grup toplantısında yaptı. Cumhur İttifakı adayı Binali Yıldırım'ın da hazır bulunduğu toplantıda “İstanbul halkının kararının başımızın üstünde yeri vardır” diyen Erdoğan CHP adayı Ekrem İmamoğlu'nu tebrik etti. Erdoğan, toplantıda özetle şunları söyledi:

Binali Bey'e gayreti ve mücadelesi için teşekkür ediyorum. Kendisi tecrübelerini, projelerini hayata geçirmek için aday olmuştu. Ama İstanbul halkının takdiri bu şekilde gerçekleşti. Bizim için asıl önemli olan millî iradenin en sağlıklı, en şaibesiz şekilde tecelli etmesidir. Son seçim kimin kazandığının ötesinde tereddütleri ortadan kaldırması bakımından başlı başına değerlidir. Şimdi önümüzde Cumhurbaşkanlığı ve Meclis için 4 yıldır, belediyeler için 5 yıllık icraat dönemi bulunuyor. Tüm gücümüzü önümüzdeki döneme teksif ederek çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bizim siyaset anlayışımızda millete küsmek, milleti suçlamak asla ve asla yoktur. Milletimizin verdiği mesajları görmezden gelerek kulağımızın üstüne yatamayız.

KISKANÇLIK KÖTÜ BİR İLLET
Maalesef Türkiye'de sözde siyaset yapan birileri eğitimde, sağlıkta, ulaşımda attığımız adımlarla prim yapmaya çalışıyor. Halkımız anladı ama hanımefendi hâlâ anlayamadı. Yüzlerce tünel yaptık. Bir teşekkür etmesini bilin ya. Yok görevindir, tamam da siz geçmişte bakanlık filan da yaptınız. Siz niye yapamadınız? İşte kıskançlık çok kötü bir illet. Fakat isteseler de istemeseler de biz yine bu yolları yapmaya devam edeceğiz.

MÜJDELERİM OLACAK...
Ülkemizin geleceğini karartmaya yönelik ekonomik tuzakların milletimizi nasıl bunalttığının farkındayız. Geçtiğimiz yıldan itibaren şoklara karşı bir program uyguluyoruz. Yakında yeniden ekonomimiz yükselişe geçecek. Hatta bu ay itibarıyla cari fazla vermeyi bekliyoruz. G20 ve Çin seyahatimden sonra bazı müjdeleri paylaşacağımıza inanıyorum.
Pazartesi günü birinci yıl dönümüne ulaştığımız 24 Haziran seçimleriyle ilgili bir hatırlatmada bulunmak istiyorum. Türkiye bu seçimlerle birlikte tarihinin en büyük yönetim reformu olan Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi'ne geçişini tamamlamıştır. Böylesine büyük bir reformun oturması, uygulamanın yerleşmesi elbette zaman alacaktır. Ancak genel hatlarıyla ülkemizin uyum sağladığını görüyoruz. Cumhurbaşkanlığı bünyesinde yeni yönetim sisteminde uygulama sonuçları, eksikleri ile ilgili kapsamlı çalışma başlattık. Sonuçları inşallah milletimizle paylaşacağız.

KABİNE REVİZYONU SİPARİŞLE OLMAZ!
Erdoğan, gazetecilerin kabine revizyonuna yönelik sorusu üzerine ‘'Böyle bir şey yapılması gerekiyorsa yaparız. Sipariş üzerine bu işler olmaz. Bu vatanı sevenler olarak bunları sürekli gündemde tutmak şık değil. Böyle dışarıdan dayatmakla kabine değişikliği olmaz'' dedi. Cumhurbaşkanı, grup toplantısındaki müjde sorusuna, ağırlıklı olarak ekonomi ile ilgili müjde vereceklerini sözlerine ekledi.

FRANSA'YA NE OLUYOR
 Doğu Akdeniz'deki petrolün adil paylaşımı için her adımı atacaklarını belirten Erdoğan şöyle konuştu:
“Petrol ve doğalgaz arama faaliyetleri konusunda Türkiye'nin ve Kıbrıs Türklerinin hakkını hukukunu yok sayan girişimlere asla izin vermeyeceğiz. Geçmişte bizim böyle sondaj, arama-tarama gemilerimiz yoktu. Ama şimdi hem arama hem sondaj gemileri olmak üzere 4 tane bu gemilere sahip olduk.
Yunanistan Başbakanı kendince bir şeyler söylüyor. Ne söylerse söylesin. Haklarımızı koruma adına hem arama tarama yapacak olan gemilerimiz, hem sondaj gemilerimiz bu faaliyetleri sürdürecek. Silahlı kuvvetlerimiz gerekli tedbiri aldı. Soydaşlarımızın, çıkan ne kadar petrol doğalgaz varsa orada hakları var. Kuzey Kıbrıslı yöneticilerin de yer alması bizim başından itibaren savunduğumuz tezdir. Burayla ilgili Fransa'nın söyleyecek hiçbir şeyi yoktur. Burada Türkiye, Yunanistan, İngiltere konuşur garantördür. Ama Fransa sen konuşamazsın, senin böyle bir yetkin yok.”

Cumhurbaşkanı, Suriyelilerin ülkelerine dönüşü konusunda da şunları kaydetti: Sınırlarımız ötesindeki güvenli bölgeleri mümkün olduğunca genişletmeye çalışıyoruz. Şu ana kadar 330 bin kişi geri döndü, Menbiç ve Fırat'ın doğusundaki sorunlar da çözüldüğünde bu rakam kısa sürede milyonlara ulaşacak.