Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, Heyet–i Temsiliye Reisi olarak Kayseri’ye gelişinin 103. yıldönümünü kutluyoruz. Kurtuluş meşalesinin yakılmasıyla birlikte Ulu Önder, yokluğun ve esaretin bu milletin kaderi olamayacağını belirterek, bu anlayışı Anadolu’ya yaymak için de mücadele vermiştir

Bu uğurda Anadolu’daki önemli duraklardan biri de hiç kuşkusuz Kayseri olmuştur. Milletin kurtuluşunun yine milletin azim ve kararıyla gerçekleşeceğini ortaya koyan Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bu amaçla Kayseri’ye gelmiş ve Kayseri'nin, vatansever halkı da Ata’sını her gelişinde bağrına basmış, ulusal kurtuluş mücadelesine ve Atatürk devrimlerine olan inancını her defasında apaçık ortaya koymuştur.

Atatürk, ilk olarak 19 Aralık 1919 Cuma günü Kayseri’ye zorluklar içerisinde gelmiştir. Kayserililer soğuk ve karlı bir hava olmasına rağmen, Milli Mücadele ruhuyla Ata’yı beklemiş ve coşkulu bir karşılama ortaya koymuşlardır. Mustafa Kemal Atatürk, coşkulu karşılamanın ardından beraberindeki Rauf Bey ve diğer heyet üyeleri ile birlikte Çifte Kümbet’te otomobilinden inerek, Türk Bayraklarıyla süslenmiş cadde ve sokaklarda yediden yetmişe toplanan Kayseri halkının “Yolunda ölmeye hazırız Paşam” sözleriyle uzun süre alkışlanmıştır. Halkı selamlayan Ulu Önder, daha sonra konaklamak üzere Atatürk evi olarak anılan İmamzade Reşid Bey’in evine gitmiştir.

Ertesi gün, 20 Aralık 1919 Cumartesi sabahı Mustafa Kemal Paşa, Kayseri belediye binasına gitmiş, daha sonra halk ve din adamlarıyla Raşid Efendi Kütüphanesi’nde toplantı yapmıştır. Bu toplantıda, şehrin eğitimli kişileri, esnaf ve tüccardan ileri gelenleri de bulunmuştur. Toplantıya katılanlara Mustafa Kemal Paşa, memleketin içine düştüğü kötü durumdan ancak, birlik ve beraberlik içerisinde, milletçe kurtulabileceğimize dikkat çekmiş ve destek istemiştir.

Mustafa Kemal Paşa, Raşit Efendi Kütüphanesi’ndeki bu toplantıdan sonra Kayseri halkı üzerinde büyük etkisi olan itibarlı din adamı Kızıklızade Hoca Kasım Efendi’yi evinde ziyarete gitmiştir. Bu görüşmelerde Hoca Kasım Efendi, Atatürk’e şöyle hitap etmiştir: “Günlerdir rüyamda gördüğüm kişiyle nihayet karşılaştım. Doğudan mavi gözlü bir zat gelecek ve bu vatanı kurtaracak. Allah’ül-alem, o zatı muhterem siz olsanız gerektir.” Bu sözler ve ardından Hoca Kasım Efendi’nin yapmış olduğu dua Atatürk ve arkadaşlarını memnun etmiştir. Mustafa Kemal Paşa, bu ziyaretten çok memnun kalmış ve ertesi gün Kayseri halkına hitaben, teşekkür ve memnuniyetlerini ifade eden ünlü beyannamesini hazırlamıştır.

Atatürk, Kayseri’ye toplamda beş defa gelmiş ve halkla kucaklaşmıştır. Atatürk’e, o dönem Şeyhülislamının onlarca fetvasına rağmen Kayseri halkı yoğun ilgi göstermiş ve Milli Mücadele’de her daim Ata’nın yanında olduğunun mesajını vermiştir.

Mustafa Kemal Paşa da bu nedenle kent ziyaretlerine ilişkin olarak Kayseri halkından övgülerle bahsetmiş ve Kurtuluş savaşının başlatılmasında güç ve moral bulduğunu ifade etmiştir.

Evet, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, Heyet–i Temsiliye Reisi olarak Kayseri’ye gelişinin üzerinden 103 yıl geçti. Bu geçen süre zarfında Kayseri halkının Atatürk’e olan sevgisi, saygısı hiç değişmedi, hiç eksilmedi. Atatürk’ün açtığı aydınlık yol, öncülük ettiği kurtuluş meşalesi Kayseri’ye her alanda hep rehber oldu. Bundan sonraki süreçte de rehber olmaya devam edecek. Bilinmelidir ki, Atatürk’ün devrimlerini karalamaya çalışanlar, onun kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin simgesi T.C.’den rahatsız olup, tabelalardan indirmeye çalışanlar, “Keşke Yunan kazansaydı” diyenler, diyebilenleri övenler, Cumhuriyet’in değerlerine zarar verip, kazanımlarını hiç etmeye çalışanlar, bu milletin gönlünde asla yer almayacak!

Bu duygu ve düşüncelerle başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bu vatan için mücadele eden, bize özgür, bağımsız, laik bir hukuk devleti, yani kimsesizlerin kimsesi Türkiye Cumhuriyeti'ni bırakmak için canlarını ortaya koyan tüm vatan kahramanlarını saygıyla, sevgiyle, rahmetle anıyorum. Atatürk’ün, güzel Kayserimize gelişinin, 103. yıldönümünü kutluyorum. O günkü ruhla tüm vatandaşlarımıza sesleniyorum, yaşatılan ve yaşadığımız onca olumsuzluk da göstermiştir ki; Atatürk'ün açtığı aydınlık yoldan, gösterdiği hedeften başka kurtuluş yok.