AK Parti Sözcüsü Çelik: “Türkiye'nin suçlanması planlı bir provokasyondur”
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Irak'ın kuzeyinde sivillere yönelik gerçekleştirilen saldırıyla ilgili, "Hemen birilerinin Türkiye’yi suçlaması, açık ve net ifade etmek isterim ki planlı bir provokasyondur ve Türkiye’nin hedef gösterilmesi son derece yanlıştır. Kullanılan silahtan ve yönteme kadar tipik bir PKK saldırısı olduğu açıktır" dedi.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin MYK Toplantısı'nın gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu. Bursa'da çöp evde bulunan Cem Muhammed A'nın durumuyla yakından ilgileneceklerini kaydeden Çelik, Lozan Anlaşması sayesinde hak edilmiş bir cumhuriyete ve demokrasiye sahip olunduğunu belirtti. Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nin dün açılış yıldönümü olduğunu hatırlatan Çelik, Türkiye'nin diplomatik ilişkilerdeki başarısına dikkat çekti. Çelik, ”Hiçbir şekilde unutmamak gerekir ki, Türkiyesiz meselelerin çözülmesi söz konusu değildir. Bu çerçevede değerlendirmek gerekir. Son olarak ortaya çıkan tahıl koridoru meselesi Cumhurbaşkanımızın burada gösterdiği dirayetle güçlü bir şekilde çözülmüştür. Rusya-Ukrayna'nın bir araya getirilmesi, tahıl krizinin çözülmesi bakımından son derece önemlidir” dedi.
Dünyadaki gıda krizi sorununun çözümünde Türkiye'nin etkin bir rol aldığını ifade eden Çelik, ”Türkiye'nin içinde bunu küçümseyenler oldu. Astana Zirvesi'nin tahıl diplomasisi öncesinde gerçekleşmesi de gıda krizinin çözülmesine ön bir çalışma oluşmasına fırsat sağladı. O gün bu eleştiriyi yapanlar, bugün bununla yüzleşmelidir. İdlib'de, Tel Rifat'ta, Münbiç'te çeşitli olaylar olduğunda bunların çözümleriyle ilgili olarak çeşitli çatışmalar ve anlaşmazlıklar oldu. Buna rağmen Astana Zirvesi çerçevesinde krizlerin çözülmesi için bunların korunması teşkil edildi ve zirve devam etti. Bu zirvenin kazanımları devam edecek. Bütün bu eleştirilere cevap olarak Astana Zirvesi'nin yaşatılması yönündeki kararlılığımız son derece açıktır” dedi.
"Türkiye, Suriye'nin toprak bütünlüğünü korumak için elinden geleni yapmaktadır"
Suriye üzerinde ortaya çıkan bu modelin birçok sorunun çözümünün konuşulmasına da olanak sağladığını söyleyen Çelik, ”Siyasi çözümün Suriye'de açılması konusunda Türkiye büyük güç sarf ediyor. Terör örgütleriyle ilkeli olarak mücadele edilmesi önemlidir. Kara propagandalara rağmen şu irade net bir şekilde ortaya konulmuştur; Türkiye, Suriye'nin toprak bütünlüğünü korumak için elinden geleni yapmaktadır. Bunun tersini söyleyenler terör örgütlerinin peşinden koşmaktadır. Bu tablo bölgeyi karıştırmak isteyen güçlere rağmen Türkiye bölgenin meşru güvenlik sağlayıcısı olduğunu net bir şekilde göstermiştir” dedi.
"Irak halkına zarar verecek saldırının Türkiye'den kaynaklanması mümkün olamaz"
Türkiye'nin ilkeli ve uluslararası hukuka uygun şekilde operasyonlarını sürdürdüğünü ifade eden Çelik, ”Biz geçmişte pek çok provokasyonla karşılaşmış ve deneyimli bir ülkeyiz. Bu konuda TSK'nın sivillere karşı bir eylemde bulunmaması için dünyanın en hassas ordusu olduğunu belirtmek isterim. Çatışma bölgesinde bağımsız raporlar, gözlemciler bile bunu ifade etmektedir. En zor koşullarda bile TSK bu hassasiyeti göstermiştir. PKK'nın Suriye koluna karşı operasyon hazırlığı olduğu dönemde Irak'ta meydana gelen olay, hemen birilerinin Türkiye'yi suçlaması açık ve net ifade etmek isterim ki planlı bir provokasyondur. Bu saldırı sonrasında hızlı bir şekilde Türkiye'nin hedef gösterilmesi son derece yanlıştır. Kardeş Irak halkını kendimizden ayırmayız. Kardeş Irak halkının bütünlük, refah içinde yaşaması en büyük arzumuzdur, gayemizdir. Huzur ve refah içinde yaşaması için yıllardır mücadele etmekteyiz. Bir hatamız olduğunda da bunu Irak hükümetiyle açıkça paylaşırız. Irak halkına zarar verecek saldırının Türkiye'den kaynaklanması mümkün olamaz. O saldırının Türkiye'nin hazırlıkları devam ederken gündeme getirilmesi planlı bir provokasyondur. Kullanılan silahtan ve yönteme kadar tipik bir PKK saldırısı olduğu açıktır. Yakın zamanda PKK, Irak'ın kuzeyindeki bölgesel yönetimi de tehdit etti. PKK bölgedeki Araplar, Türkmenler için ortak bir tehdittir. PKK bildiğimiz bir katliam şebekesidir, başkaları tarafından yönlendirilen bir takım hedeflere sahiptir. Bu son saldırının tipik bir PKK eylemi olduğu açıktır. Ortak bir çabayla bütün bu saldırıyı gerçekleştirenlerin ortaya çıkarılmasında beraber çalışılabilir" değerlendirmesinde bulundu.
"Muhalefet gasp siyaseti yapıyor"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıkladığı icraatlar sonrasında CHP tarafından ‘biz dedik yaptınız' açıklamalarına yönelik Çelik, ”Türkiye'nin siyasetinde son bir haftadır enteresan şeyler oluyor. Cumhurbaşkanımız yeni hizmetleri açıklıyor ve CHP çıkıp 'Bunları biz yaptık' diyor. Bizim arkadaşlarımız uzun süredir çalışmalar gerçekleştiriyor ve bunlar arada duyup daha açıklanmadan kendileri açıklıyor. Bunlar hizmet siyasetinden gasp siyasetine geçtiler. Bunun herhangi şekilde etkisi olması söz konusu değildir. Bunu yapan nihayetinde bizim hükümetimizdir. Bunlarla ilgili projeler aylar evvelinden açıklanmaktadır. Bir yerde açıklanan projeyi tutup, biz gelince şunu yapacağız demek doğru değildir. KYK ödemelerinden faiz ve enflasyon farkının silinmesi. Bu sadece anapara üzerinden ödenecek. Nihayetinde Cumhurbaşkanımız açıkladı ve 'biz dedik açıkladılar' diye çıkıp gasp siyaseti yapıyorlar. Bu siyaset yapma biçimi değildir. İnsan rakibinin de vizyonu olsun ister. Abra kadabra siyaseti yerine gerçekten bir vizyon ortaya koyabilsinler. Arkasından Cumhurbaşkanımız Eyüpsultan'da çeşitli hizmetleri devreye soktu. Kayseri'deki çeşitli kamu yatırımlarının açılışını gerçekleştirdi. Bunun gibi pek çok hizmet siyaseti, dünyanın geçtiği zor koşullarda güçlü bir şekilde yapılmaya devam ediyor. Kriz karşısında geri çekilme değil, tam tersine hamle yapma şeklinde pozitif ayrışan bir ülke Türkiye” dedi.
Ermenistan ile normalleşme
Ermenistan ile normalleşme görüşmelerine de değinen Çelik, ”Ermenistan tarafı sözünü tuttuğu sürece bu önemlidir. Bölge barışına katkı sağlayacaktır. Türkiye-Azerbaycan arasındaki mutabakatla yürütülmektedir. Bu sefer zemin daha müsait, geçmişte Ermenistan'ın bu normalleşmeye katılmasını, bazı devletler Ermenistan'ın kendilerinin güdümünde devam etmesini arzu ettikleri için sabote etmişlerdi. Daha önceki protokoller yayınlanmıştı. Bu iptal edilmişti. Türkiye-Ermenistan arasındaki kara sınırında iki ülke vatandaşlarının geçişlerine müsaade edilmesi gibi bir aşamaya gelinmiş durumda. Hava kargo taşımacılığı başlatılması konumuna gelinmiş durumda" diye konuştu.
"Lozan hükümleri açıktır, öğrenci azlığı sebebi ile okul kapatmak asimilasyona dönük siyasettir"
Yunanistan'ın yanlış bir adım attığını ve Türk azınlığa ait okulları kapattığını söyleyen Çelik, ”Yunanistan'ın Lozan Antlaşması'nın hükümlerine uymadığını dün Cumhurbaşkanımız ifade etti. AB'nin buna müdahale etmesi gerekir. Öğrenci azlığı nedeniyle kapatıyorum diyor. Buradaki öğrenci azlığı olup olmadığına Türk azınlığın karar vermesi gerekir. Kapattık demiyor da 'geçici durdurdum' diyor. Lozan hükümleri açıktır. Öğrenci azlığı sebebi ile okul kapatmak asimilasyona dönük siyasettir. Hiçbir şekilde insan hakları konusunda kabul edilemez. Yunanistan'ı bir kez daha bunlara son vermeye çağırıyoruz” dedi.
İran zirvesinde Türk bayrağı tartışması
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gerçekleştirdiği İran ziyaretinde Türk bayrağının bulunmaması ile ilgili konuşan Çelik, ”Cumhurbaşkanımız ve diğer devlet başkanları Hamaney'le defalarca görüştü. Orada Cumhurbaşkanımızın muhatabı Sayın Reisi'dir. İran'daki anayasal düzen farklı. Oradaki rejimin işleyişi içinde oluşturulmuş bir makam. Bu uygulama sadece Türkiye Cumhurbaşkanına yönelik değildir. Putin'in ziyaretine de bakın. Aynı şekilde oradaki format da aynıdır. Sanki Hamaney'in Türkiye'ye dönük ayrı bir format uygulanması yaklaşımı doğru değildir. Bu bilgisizlikten kaynaklanmaktadır” dedi.
Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock'ın meydan okuyan açıklamasına cevap veren Çelik, ”Almanya Dışişleri Bakanı diplomasiden ne anlıyor bilmiyorum. Oraya gittiğinizde Suriye'de yapılacaklar içinde en yetkili üç ülke. Bunu görüşüyorsa Avrupa'daki bir ülkenin bundan mutluluk duyması gerekir. Almanya'nın herhangi bir şekilde İran'da Rusya ile bağlantısı yok mu? Böyle bir şey olabilir mi? Birçok sefer Astana formatının Cenevre formatı olmadığını Türkiye belirtmiştir. Bu formatlar birbirini tamamlar” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'a yönelik yürütülen algı operasyonuna da tepki gösteren Çelik, ”Bunu zaman zaman gündeme getiriyorlar. Biz buna daha önce de cevabımızı vermiştik. O ajans Emine Erdoğan'a bağlı değil. Kendisi de ifade etti. Emine hanımın yürüttüğü faaliyetlerin dünyada yaygınlaşması gerektiği ifade ediliyor. Türkiye'de yalan haber üzerine kara propaganda yürütülüyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığına bağlı mekanizma bunlar. Bunların dünya için ne kadar kıymetli olduğunu dışarıdakiler biliyor. Ama Türkiye'de maalesef bir kara propaganda üretiliyor. Çevre konusunda duyarlı olanların desteklemesi, öncülük etmesi gereken projeler bunlar” dedi.
ABD'nin PKK'lı terörist için taziye mesajı yayınlamasına sert tepki
ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı CENTCOM'un öldürülen YPG'li bir terörist için taziye mesajı yayımlamasına sert tepki gösteren Çelik, ”Vahim bir adım. CENCOM neredeyse bir teröristle ilgili taziye mesajı yayınlıyorsa bu kınanması gereken bir durumdur. Kendi resmi hesabından bir terörist için taziye yayınlıyor. Bu kuvvet bizim NATO'daki müttefikimiz. Burada başka ülkelerin de faaliyetleri var. Yapılan açıklamada 'Ortağımız İŞİD'e karşı şöyle mücadele ediyordu, böyle ediyordu' diye. Böyle bir ilkesizlik olabilir mi? Dünyanın en büyük yalanı DEAŞ'a karşı mücadele ediyorlar deyip başka terör örgütünün destekleniyor olması. Bu mücadele ediyor dediğiniz teröristler, silahlarını müttefikiniz NATO üyesi Türkiye'ye yöneltiyor. Geçmişteki Afganistan gibi Suriye'yi de aynı kaosa sokma faaliyetidir. Kaç kere söyledik. DEAŞ'a karşı müttefik arıyorsanız Türkiye var zaten. Onun yerine gidip terör örgütüyle mücadele etmenin ilkesizlik olduğunu bir kez daha ifade ediyorum" açıklamasında bulundu.