Genel Başkan Yardımcısı Mehdi Eker, AK Parti Silivri 6. Olağan Kongresi'nde yaptığı konuşmada, kongrelerin kutlu yürüyüşün sadece bir adımı olduğunu dile getirdi.

Genel Başkan Yardımcısı Mehdi Eker, milletin Allah'ın izniyle hiç bir zaman geriye gitmediğini, hep ileri ufuklara baktığını belirterek, "Çünkü AK Parti ve AK Parti'nin Genel Başkanı, bütün dünyanın, Balkanların, Kafkasların, Ortadoğu'nun ve Afrika'nın umududur. Bizim sadece kendimiz için değil bütün bu mazlum ve mağdur coğrafyanın umuduna halel gelmesine fırsat vermeye hakkımız yok, bu bir sorumluluktur." dedi.

AK Parti davasına inanan, Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki millete hizmet yürüyüşünün fertleri olarak asla bir kongreyi, asla bir seçimi hedeflemediklerini anlatan Eker, 2023, 2053 ve 2071 ve sonrasını hedeflediklerini söyledi.

Bunun bir medeniyet davası olduğunu vurgulayan Eker, "Bizim milletimiz yaklaşık 200 yıldır AK Parti'nin programını ve onun kurucu lideri Recep Tayyip Erdoğan'ı bekliyordu. Bundan emin olun." dedi.

"Silivri Belediye seçimlerini kazanmak imkansız mı?" diye partililere seslenen Eker, sözlerine şöyle devam etti:

"Eğer imkansız değilse, o zaman bugüne kadar çalışmalarımız eyvallah ama mutlaka bu çalışmalarda eksikliklerimiz oldu. Bunları gidereceğiz. Hatalarımızdan dersler çıkaracağız. AK Partililer olarak kendimizi sevdireceğiz. Bu, 2019'daki aslında sadece çalışmalarımızdan biri. Ama bütün dünya bizden bir hususu bekliyor; 90 yıldır Cumhuriyet tarihinin ilk büyük sivilleşme ve demokratikleşme reformunu.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, yaşam pratiği bulacak, hayata uygulamaya geçecek. Bütün dünya buna bakıyor. Çünkü karşımızdaki bizi engellemeye çalışan CHP'nin kaset fırtınaları sonucu iş başına gelmiş genel başkanı diyor ki 'Eğer biz iktidar olursak bunları tersine çevireceğiz'. Bu millet Allah'ın izniyle hiçbir zaman geriye gitmedi. Hep ileri ufuklara baktı. Çünkü AK Parti ve AK Parti'nin Genel Başkanı, bütün dünyanın, Balkanların, Kafkasların, Ortadoğu'nun ve Afrika'nın umududur. Bizim sadece kendimiz için değil bütün bu mazlum ve mağdur coğrafyanın umuduna halel gelmesine fırsat vermeye hakkımız yok, bu bir sorumluluktur."