''Tehditleri Kaynağında Bertaraf Ediyoruz''
AK Parti Çorum 6. Olağan İl Kongresi’nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz terörü bitirdikçe, terör örgütü tarihin en büyük zayiatlarını verdikçe bakıyorsunuz birileri hemen rahatsız oluyor. FETÖ’cülerin, bölücü örgüt sempatizanlarının, DEAŞ’lı canilerin ve tescilli Türkiye düşmanlarının, terörün kökünü kazımamızdan endişeye kapılması elbette doğaldır” dedi.
Çorum Atatürk Kapalı Spor Salonunda düzenlenen kongre öncesinde salon önünde kendisini bekleyen vatandaşlara bir selamlama konuşması yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afrin’deki Zeytin Dalı Harekâtı’nın başarıyla devam ettiğini belirterek operasyonun Afrin’den sonra İdlib’de de devam edeceğini ifade etti. Azez’in, Cerablus, Rai ve El-Bab gibi huzura kavuştuğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, diğer bölgelerin de ihyasının süreceğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra kongrenin yapılacağı salona geçerek partililere hitap etti. Konuşmasının başında 15 Temmuz şehidi Çorumlu Erol Olçok’u ve oğlu Abdullah Tayyip’i rahmetle yâd eden Cumhurbaşkanı Erdoğan “Onlar 15 Temmuz gecesi, ‘Mesele vatansa gerisi teferruattır’ diyerek bir ok gibi ileri atıldılar. İhanetin karabasan gibi ülkemizin üzerine çöktüğü o meşum gecede, baba oğul şehadete yürüyerek, nesilden nesile aktarılacak büyük bir kahramanlık destanı yazdılar. Bu kardeşlerimiz, tüm şehitlerimiz gibi, canlarını feda etmekten çekinmeyerek vatanı bir kez daha bize emanet ettiler. Bunu imansızlar anlamaz, Çalık Camiini bombalayanlar anlamaz. Ama burada bu topluluk bunu ruhuna sindirmiştir” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, “İşte bu sabah itibariyle komutanımızla görüştüm ve şu an itibariyle bu teröristlerden 484 tanesi ilâ cehenneme zumerâ. İnşallah Burseya Tepesi de düşmek üzere. Orası da alındığı andan itibaren inşallah çok daha emin bir şekilde yola devam, durmak yok. Azez’de şu anda âdeta huzur var. Güneyden aynı şekilde kuzeye taarruzlar devam ediyor. Bu karda kışta Mehmedimiz Özgür Suriye Ordusu’yla beraber yola devam ediyor” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin büyük bir devlet olduğunu, askerinin büyük ve güçlü bir asker olduğunu, belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu devlet zalime karşı acımasız, mazluma karşı da merhametli bir devlettir, merhametli bir millettir; bu böyle bilinmeli” şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ’den işledikleri cinayetlerin hesabını hukuk önünde sonuna kadar soracaklarını ifade etti. Yurt dışına kaçanların da kurtulduklarını sanmamalarını, onlar için de adaletin eninde sonunda muhakkak tecelli edeceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ ve diğer terör örgütlerinin ülkeye yönelik tehditleri tamamen ortadan kalkana kadar mücadelenin kararlılıkla süreceğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının devamında 16 Nisan halk oylamasından altı gün önce Çorum’a geldiğini ve Abide Meydanını dolduran on binlerce vatandaştan bir söz aldığını hatırlattı. Türkiye’nin yeni bir hükûmet sistemine geçtiği tarihî oylamada Çorum’un sözünü yerine getirdiğini ve Türkiye ortalamasının çok üzerinde, yüzde 64,5 gibi bir oy oranıyla ‘evet’ dediğini belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan ahde vefa göstererek, demokrasiye, millî iradeye, geleceğine sahip çıkan tüm Çorumlulara teşekkürlerini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan önümüzdeki seçim sürecinde de Çorumluların demokrasi sancağını çok daha yükseklere taşıyacağına olan inancını belirterek AK Parti Çorum İl Kongresi’nin bu yönde atılmış tarihî bir adım olduğunu vurguladı. Kongreler vasıtasıyla ahitlerini yenileyerek dava ve yol arkadaşlıklarını perçinlediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yine bu vesilesiyle hem teşkilat mensuplarıyla istişare ettiklerini hem de milletle yüz yüze görüşme, dertleşme imkânı bulduklarını kaydetti. Bugüne kadar çoğuna bizzat katıldığı 42 il kongresini gerçekleştirdiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan “Allah’a şükürler olsun her kongremiz bir demokrasi şöleni içerisinde büyük bir coşkuyla, kardeşlik ve uhuvvet ikliminde icra edildi” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan önümüzdeki seçim döneminde partililerden gayret göstermelerini beklediğini söyleyerek “Şüphesiz çaba bizden, takdir Allah’tandır. Kardeşlerim, bizim mesuliyetimiz ulaşılmadık tek bir seçmen, kapısı çalınmadık tek bir hane bırakmadan çalışmak, gayret göstermektir. İnşallah tıpkı diğer seçimlerde olduğu gibi 2019 yılındaki tarihî seçimlerde de ülkemizi refaha, huzura ve istikrara kavuşturacağımıza inanıyorum” şeklinde konuştu.
2002’den beri ne şehirler arasında ne de vatandaşlar arasında asla ayrım yapmadıklarını, yapılmasına da müsaade etmediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim nazarımızda hiçbir şehrimiz ikinci sınıf değildir, üvey evlat asla değildir. 81 vilayetin tamamı, 80 milyonun her bir ferdi bizim gözümüzde birinci sınıftır, en iyi, en kaliteli hizmete layıktır” ifadelerini kullandı.
15 yılda Çorum’a 12 milyar liralık yatırım yapıldığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Çorum’u Hitit Üniversitesiyle buluşturduk. Üniversitemizin bugün öğrenci sayısı ne oldu? 16 bin. Bizden önce Çorumlu kardeşlerim en basit ameliyatlar için nereye gidiyordu? Ankara’ya veya İstanbul’a. Çorum’daki sağlık hizmetleri maalesef ülkemizin birçok yerinde olduğu gibi yetersizdi. Biz inşa ettiğimiz yedi hastane ve dört sağlık ocağıyla bu sıkıntıyı da önemli ölçüde çözdük. Nasıl çözdük? Hitit Üniversitesi Erol Olçok Eğitim ve Araştırma Hastanesi 155 bin metrekarelik kapalı alanı, bin 600 araçlık otoparkı ve 800 yatağıyla bölgenin en modern sağlık kuruluşlarından biri oldu. Bu hastaneyle hem şehit Erol kardeşime vefa borcumuzu bir nebze ödemiş olduk hem de Çorum’a şehir hastanesi konforunda bir sağlık tesisi kazandırdık. Elbette ilçelerimizi de ihmal etmedik. 100 yataklı İskilip Devlet Hastanesiyle birlikte beş adet sağlık yatırımımızın yapımı devam ediyor. İskilip ve Bayat devlet hastanelerinin inşaatlarının planlanandan çok daha uzun sürdüğünü biliyorum, haklısınız. İnşallah aksaklıkları bir an önce giderip bu hastanelerin kısa sürede tamamlanmasını sağlayacağız.”
Devane’de inşa edilen TOKİ konutlarıyla bir taraftan şehrin göbeğindeki gecekondu sorununu çözerken, diğer taraftan da Çorum’a yepyeni bir meydan kazandırdıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kent Park projesinin tamamlanmasıyla Hıdırlık’ın da hem tarifine, hem de Kerebi Gazi ile Süheybi Rumi Hazretlerinin manevi mirasına yaraşır bir çehreye kavuşacağını söyledi.
2002 yılına kadar Çorum’da sadece 59 kilometre bölünmüş yol yapıldığını, 79 senede yapılan bu yola karşın kendilerinin 14 yılda 260 kilometre bölünmüş yol ilavesiyle bu rakamı 319 kilometreye çıkardıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu anda Çorum’da toplam maliyeti 2 milyar lirayı aşan 11 adet projenin yapımının sürdüğünü söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çorum-İskilip-Çankırı karayolu ile Çorum-Merzifon yolunu en kısa sürede tamamlanarak hizmete sunacaklarını ifade etti. Böylece havalimanına olan mesafenin hem süre hem de yol olarak daha da kısaltılacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan Kırkdilim Geçidi’ndeki sıkıntıyı da yeni ihalesi yapılan 480 milyon lira maliyetli yol ve tünel projesi ile 2020 senesine kadar tamamen çözüme kavuşturacaklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Çorum’a yapılan diğer yatırımları şöyle aktardı: “Şimdi geliyorum hızlı trene. Biliyorum hızlı tren Çorumlu sanayicilerimiz başta olmak üzere tüm vatandaşlarımızın hayaliydi, rüyasıydı. Hamdolsun şimdi biz bu hayali gerçeğe dönüştürüyoruz. 286 kilometrelik Samsun-Çorum-Ankara hızlı tren hattının üç kesim halinde proje ihalesini gerçekleştirdik. Bu yıl içinde inşallah projesi, etüt çalışmaları tamamlanacak, sonra da yapım için gereken adımları atacağız. Bu hızlı tren hattıyla Çorum bir taraftan Karadeniz’e, bir taraftan Sivas, Erzincan üzerinden Doğu Anadolu’ya, bir taraftan da Akdeniz ve Ege bölgelerine bağlanmış olacak.15 adet sulama projeleriyle 146 bin dekar araziyi sulamaya açtık. Yalnız bir şey söylüyorum, sulama birliklerini de kaldırıyoruz, bunlarla yürünmez. Büyük ihtimalle çalışmalar yapılıyor, bu işi belediyeler vasıtası ile çözmenin gayreti içine gideceğiz. Zira sulama birliklerindeki tespitlerimiz çok acı ve çok ciddi bedeller ödettiler. Koçhisar Barajı ile 118 bin dekar araziyi daha sulayacağız. Obruk Barajı ve HES’iyle 70 bin dekar araziyi suyla buluşturacağız. Çorum, sanayi şehri olmanın yanında tarım ve hayvancılıkta da öncü bir vilayetimizdir. Son 15 yılda Çorumlu çiftçi kardeşlerimize 1,2 milyar lira tutarında tarımsal destek verdik. Çorum’u ve Sungurlu’yu önceki yıllarda doğal gaz ile buluşturmuştuk. Şimdi İskilip, Alaca ve Osmancık ilçelerimize de doğal gaz sağladık. Dodurga, Mecitözü ve Oğuzlar ilçelerimize ise 2019 yılında doğal gazı getiriyoruz.”
Çorum’un turizmde büyük hamle yapabilecek potansiyele sahip olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 5 bin yıllık tarihî ile Hattuşaş ve Alacahöyük antik kentleriyle, şehrin farklı köşelerine yayılmış Selçuklu ve Osmanlı eserleriyle, müzeler ve ören yerleriyle Çorum’da kültür turizminin canlandırılmasının gerektiğine dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhuriyetimizin 100. yıl dönümünü kutlayacağımız 2023 senesinde Çorum'u her açıdan layık olduğu yere elbirliği ile taşıyacağız. Allah güç kuvvet verdikçe, sizler bizden desteğinizi esirgemedikçe, mazlumların sığınağı olan bu ülke için çalışmaya, üretmeye, tuğla üstüne tuğla koymaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir taraftan bu yatırımları gerçekleştirip şehirleri ayağa kaldırırken, diğer taraftan da ülkenin bekasına yönelik tehditleri de kaynağında bertaraf ettiklerini ifade ederek, “Biz terörü bitirdikçe, terör örgütü tarihin en büyük zayiatlarını verdikçe bakıyorsunuz birileri hemen rahatsız oluyor. Türkiye’nin başına musallat edilmiş en büyük engeli ortadan kaldırması, hem ülkemiz içinde, hem de yurtdışında kimi çevreleri çok ciddi rahatsız ediyor. FETÖ’cülerin, bölücü örgüt sempatizanlarının, DEAŞ’lı canilerin ve tescilli Türkiye düşmanlarının, terörün kökünü kazımamızdan endişeye kapılması elbette doğaldır. İkbalini Türkiye’nin tökezlemesine bağlayanların, kirli planları boşa çıkanların da operasyonlarımızdan hayal kırıklığına uğraması normaldir” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Daha düne kadar sırtımızı YPG, PYD’ye dayadık diyerek devletimize meydan okuyan kifayetsizlerin yaşadığı hezimeti de şüphesiz normal karşılıyoruz. İsminin önünde profesör yazan, doçent yazan, kendini gazeteci, düşünür, sanatçı, siyasetçi diye adlandıran birilerinin niçin bu operasyonlardan rahatsız olduğunu açıkçası bilemiyoruz. Neymiş, bunlar savaş karşıtıymış. Neymiş, bunlar bölgede çatışma istemiyormuş. Neymiş, Türkiye’nin sınırlarını korumasının yolu YPG terör örgütüyle sulh içinde yaşanmasından geçiyormuş. Yememiş, içmemişler bunun gibi bir sürü hezeyanın altına imza atmışlar. Sonra da utanmadan bunu milletvekillerine göndermişler. Adama sormazlar mı, şimdiye kadar aklınız neredeydi diye. Madem çatışma istemiyorsunuz, terör örgütü son bir senede 700 defa ülkemize saldırırken siz neredeydiniz? Kan dökülmesine karşısınız da, bölücü örgüt Suriye’de girdiği her yerde on binlerce insanı vahşice katlederken niye sizin gıkınız çıkmadı? Terör örgütü çukur eylemleriyle, bombalı barikatlarla bölgedeki vatandaşlarımızın hayatını zindana çevirirken, sözde profesörler, sözde doçentler, sözde sanatçılar, siz neredeydiniz ya? Siz ne vicdansızsınız ya. Profesör olmak size artı bir değer mi kazandırıyor? Doçent olmak size artı bir değer mi kazandırıyor? Sanatçı olmak size artı bir değer mi kazandırıyor? Benim vatandaşımın canına kastedecekler, onları öldürecekler, siz hâlâ kalkacaksınız, yok biz savaş istemiyoruz, biz barış istiyoruz. Barış kanla tesis edilmez; bunlar bunu yaptılar. Madem barışseversiniz, niçin bölücü örgüt mensupları ailelerinin gözü önünde polislerimizi, askerlerimizi, güvenlik korucularımızı şehit ederken üç maymunu oynadınız? Hainler. Niye üç maymunu oynadınız? Neden öğretmenler, imamlar, sokakta yürüyen vatandaşlar, Aybüke Hoca, bir bayan, genç bir öğretmenimiz şehit edilirken vicdansızlar niçin sesiniz çıkmadı? Necmettin öğretmenimiz şehit edilirken vicdansızlar niye sesiniz çıkmadı? Polislerimiz, askerlerimiz şehit edilirken niye sesiniz çıkmadı? Onların kanı yerde kalmayacak, bunu böyle biliniz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında eşi teröristlerin elinde rehin olan bir vatandaşla yaptığı telefon görüşmesini şöyle aktardı: “Bakınız, dün akşam bir kardeşimizin, şu anda teröristlerin elinde olan bir kardeşimizin eşini aradım. Bana ne dedi biliyor musunuz? Cumhurbaşkanım, eşim canlı veya şehit, ne olur beni onlara verin, onlar eşimi bana versinler. Bakın, eşi bana bunu söylüyor. Dedim ki, bak biz şu anda her türlü adımları atıyoruz, elimizde bu terör örgütünden çok kişi var. Biz görüşmelerimizi yapıyoruz. Biz ne yapacak yapacak inşallah ulaşacağız, biraz sabırlı ol. Benim canlı veya şehit kardeşimin eşi bunu düşünürken, be ahlaksızlar, be adiler, siz ne konuşuyorsunuz ya, siz bizimle neyin pazarlığını yapıyorsunuz? Profesör olsan ne yazar, doçent olsan ne yazar, sanatçı olsan ne yazar? Siz sözde sanatçısınız! Biz burada konuşmayacağız da nerede konuşacağız. Burası sözün bittiği yerdir, bu böyle bilinsin.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözde savaş karşıtı olan kesimlerin niçin bugüne kadar bir kez olsun bölücü örgütün evlerinden kovduğu milyonlarca Suriyeli için bir araya gelip herhangi bir açıklama yapmadıklarını sorarak “Hem bunların hiçbirini yapmayacaksınız hem de çıkıp utanmadan, arlanmadan bugün bize barıştan, adaletten bahsedeceksiniz. Biz barış konusunda bizimle yarışa çıkabilecek bir yiğit göremiyoruz. Bunların yaptığı riyakârlıktır, sahtekârlıktır. Daha doğrusu fikir soytarılığıdır. Bunun adı teröristlere canlı kalkan olmaktır. Sözüm ona barışseverlik adı altında bölücü terör örgütüne yardakçılık yapanlar, ancak bu şekilde sıfatlandırılabilir” ifadelerini kullandı.
Cerablus ve El-Bab’daki teröristlerin yok olmaktan kurtulamadıkları gibi Afrin’deki, Münbiç’teki teröristlerin de kendilerini bekleyen acı sondan kaçamayacaklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin güney sınırı terörden arındırılıncaya, ülke sınırları içinde tek bir terörist dahi kalmayıncaya kadar mücadelenin sürdüreceğini belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının sonunda şunları söyledi: “Kardeşlerim, ülkemizin içeride ve dışarıda yürüttüğü bu çok yönlü mücadele AK Parti olarak bizim mesuliyetimizi de ağırlaştırıyor. Türkiye’nin istikbal ve istiklal mücadelesinde bu kadro, yani sizlere çok önemli görevler düşüyor. Hiç kimseyi dışlamadan, ötekileştirmeden, varsa kırık kalpleri tamir ederek, vatandaşlarımızın tamamını kucaklayarak yoğun bir çalışmanın içine şimdiden girmemiz gerekiyor. Bizim boş geçirecek tek bir anımız dahi yok. Bizim hiçbir vatandaşımızı dışlamak gibi bir lüksümüz yok. AK Parti bir meşrebin, hizbin veya kökenin değil milletin partisidir. AK Parti ülkemizi 2023 hedeflerine, ardından da 2053 ve 2071 vizyonuna taşıyacak yegâne harekettir. Ben buradaki tüm kardeşlerimin bu şuurla hareket edeceğine inanıyorum. Ben 2019 seçimlerinde Çorum’dan yeni rekorlar, yeni başarılar bekliyorum. Sizlere güveniyorum. Sizin samimiyetinize inanıyorum. Rabia’nıza da inanıyorum.”