''Askerlerimiz Afrin’de Destan Yazıyo''
AK Parti Amasya 6. Olağan İl Kongresi’nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kahraman askerlerimiz dün Fırat Kalkanı bölgesinde destan yazdı. Bugün Afrin’de destan yazıyor. Yarın sınırlarımız boyunca teröristlerin bulunduğu diğer yerlerde de aynı destanı yazacak” dedi.
Amasya Kapalı Spor Salonunda gerçekleştirilen kongre öncesinde kendisini bekleyen vatandaşlara bir selamlama konuşması yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarihî sömürü ve işgallerle dolu olanların askerimize ‘İşgal kuvveti’ demelerini eleştirerek “Bu milletin tarihinde işgal yok” dedi. Türkiye’nin Suriye topraklarında gözü olmadığını tekrarlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afrin’e de, El-Bab’ta, Cerablus’ta olduğu gibi Türkiye’de yaşayan Suriyelileri güvenle evlerine göndermek için girdiklerini, bunun için çalıştıklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan daha sonra kongrenin yapılacağı salona geçerek partililere hitap etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine 16 Nisan halk oylamasındaki yüzde 56’lık ‘evet’ oranı sebebiyle Amasyalılara teşekkür ederek başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan Amasya’nın tarihî önemine değindi ve Amasya’nın 5 bin 700 kilometrekarelik toprağıyla kendisi küçük olsa da 24 milyon kilometrekarelik Osmanlı’ya yıllarca şehzade, sultan ve paşa yetiştiren bir şehir olduğunu kaydetti. Amasya’nın Timur’un sarstığı Osmanlı’yı yeniden derleyip toparlayan Çelebi Mehmet’in, çağ kapatıp çağ açan Fatih Sultan Mehmet Han’ın, ince ruhlu padişah Sultan Bayezid’in şehri olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Amasya’nın aynı zamanda Yavuz Sultan Selim’in gözlerini dünyaya açtığı şehir olduğunu ifade etti. Amasya’nın Osmanlı’nın büyük devlet adamları Ak Şemseddin’in ve Karamustafa Paşa’nın da şehri olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunun için Amasya tarih boyunca hep istikamet çizen bir şehirdir, Amasya’nın böyle bir özelliği var. Bunun için Amasya Kurtuluş Savaşına da yön veren bir şehir olmuştur. Bugün de Amasya Harşena Dağı gibi mağrur bir şehirdir, sıradan değil. Bugün de Amasya Yeşil Irmak gibi topraklarından tarih akan, destan akan, aşk, yiğitlik, mertlik akan bir şehirdir. Dün Ferhat Şirin’e kavuşmak için bu yalçın kayaları delip su yolu açtığı bu şehrin, bugün de büyük ve güçlü Türkiye’ye giden yolun üzerindeki engelleri aşmanın öncülüğünü yapacağına ben inanıyorum; siz inanıyor musunuz?” şeklinde konuştu.
Afrin Harekâtı’nda şu ana kadar 484 teröristin etkisiz hâle getirildiğini, Özgür Suriye Ordusuyla birlikte toplamda 20 şehit olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabbim onları sevgili Peygamberimize komşu yaptı. İnşallah bizleri de aynı makama layık kılsın” dedi.
Fırat Kalkanı Harekatı ile temizlenen alana Türkiye’de yaşayan 130 bin Suriyelinin geri döndüğünü söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı şeyin Afrin’de ve İdlib’de de gerçekleşeceğinin altını çizdi. Bu topraklara sahiplerinin geri döneceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan “Bizim gözümüz yok bu topraklarda, böyle bir derdimiz yok. Biz Batının herhangi bir ülkesi değiliz. Biz Türk’üz ve Türkiye’yiz ve bu yolculuğa da böyle çıktık, böyle gidiyoruz” şeklinde konuştu.
“Amasya’nın gençleri bu ülkenin, bu milletin, evet, istiklaline ve istikbaline göz dikenlere dünyayı dar etmeye hazır mı?” diye soran Cumhurbaşkanı Erdoğan “Sizlerde işte bu ruh, işte bu heyecan, işte bu azim olduğu müddetçe Allah’ın izniyle yedi düvel bir araya gelse ülkemizdeki tek bir çakıl taşını dahi yerinden oynatamaz. Amasya’dan yükselen bu ses var ya, işte bu ses bırakınız sınırlarımıza yığılan o terörist bozuntularını, dünyanın dört bir yanında bize şaşı bakan herkesi tir tir titretiyor” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizim Nene Hatunlarımız var, bizim Şerife Bacılarımız var ve hepsi de dimdik ayaktalar ve cephedeler. Bu sabah ekranda izliyorum bayan jandarmalarımızı, maşallah, dimdik silahlarıyla beraber. Baktım ki verilen görevi yerine getiriyorlar, cepheyse cephe diyorlar, burasıysa burası, öyle yetiştiler, öyle devam ediyorlar. Bizim kimsenin toprağında, malında, mülkünde, ırzında, namusunda gözümüz yok. Ancak, bizim inancımıza, ezanımıza, bayrağımıza, sınırlarımıza, insanımızın can ve mal güvenliğine bir tehdit olduğu zaman da hiç kimse kusura bakmasın, gözümüz kimseyi görmez. Kimseden de izin almayız ha, öyle bir şeyi beklemesinler.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının devamında Arif Nihat Asya’nın dizelerine atıfla, “Biz hangi destanı okuduğumuzu hangi destanı yazacağımızı da biliyoruz. Kahraman askerlerimizin dün Fırat Kalkanı bölgesinde destan yazdı. Bugün Afrin’de destan yazıyor. Yarın sınırlarımız boyunca teröristlerin bulunduğu diğer yerlerde aynı destanı yazacaklar” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının devamında Türkiye’nin terör örgütüyle mücadelesini karalamak isteyenleri eleştirdi. Bu kesimlerin ‘savaşa hayır’ diyerek bildiri yayınladıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Peki, bu zatlar terör örgütü Suriye’de on binlerce insanı sırf kendilerine tabi olmuyor diye öldürürken, milyonlarca insanı evinden, yurdundan ederken neredeydiler? Bu zatların aklına terör örgütüne 5 bin tır, 2 bin kargo uçağı dolusu silah verilirken savaşa hayır demek hiç mi gelmedi? Terör örgütüne bu silahlar herhalde süs eşyası olsun diye verilmedi. Kilis’e, Reyhanlı’ya, Şanlıurfa’nın ilçelerine düşen roketler, bombalar herhalde gül niyetine atılmadı. Bizim vatandaşlarımız, bizim askerimiz, bizim polisimiz ölürken, benim Aybüke öğretmenim şehit olurken, benim Necmettin öğretmenim şehit olurken değerli kardeşlerim, bunların sesini hiç duydunuz mu? Benim kaymakamlarım şehit olurken duydunuz mu? Bu kişiler iş teröristlere gelince nasıl oluyor da bir anda ortalığa dökülebiliyorlar?” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör örgütü öğretmenleri okul önünde, öğrencileri yatılı eğitim gördükleri yurtlarında, pansiyonlarında, anneleri alışverişe çıktıkları sokak ortasında, babaları evlatlarının gözü önünde, imamları ibadet için çıktıkları cami yolunda, polisleri uyudukları yataklarında, kaymakamları halka hizmet verdiği masasının altına koydukları bombayla odasında, kurban eti dağıtmaya çıkmış gençleri, Yasin Börü’leri kıstırdıkları binada, binlerce masumu en savunmasız hâllerinde katlederken bu kesimlerden hiç ses çıkmadığını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi çıkmış bu sözde Tabipler Birliği savaşa hayır diyor. Ne tabibi ya, senin her yerin tabip olsa ne yazar? Öyle profesör, sözde profesör, senin her yerin profesör olsa ne yazar? İçimizdeki profesörleri tenzih ederim, bunlar farklı şey” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bu kesimlerin yüz binlerce Arap, Kürt, Türkmen, terör örgütlerinin zulmünden kaçıp ülkemize sığındıklarında en küçük bir üzüntü beyanı, yardım çağrısı yapmadıklarını, Suriye’de ve Irak’ta asırlardır oturdukları evleri, köyleri, kasabaları, şehirleri terör örgütü tarafından yağmalanan, yakıp yıkılan, gasp edilen insanlar için kıllarını kıpırdatmadıklarını hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan “Bunlar aydın değil mankurt sürüsü. Bunlar zihinlerini ve imkânlarını, tüm ideolojilerini karşıtlığı üzerine oturttukları ve bunu da âdeta varlık sebepleri gibi gösterdikleri emperyalizmin emrine vermiş uşaklardır” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerine şöyle devam etti: “Ömründe gerçekten ihtiyaç sahibi, gerçekten masum, gerçekten mazlum tek bir Kürt’ün, tek bir Arap’ın, tek bir Türkmen’in, Afrikalının, Asyalının başını okşamamış, elini tutmamış bu güruhun ‘savaşa hayır’ narası, ruhlarındaki ihanetin dışa vurumundan başka bir şey değildir. Bunlar ‘savaşa hayır’ diyerek aslında ‘zulme evet’ diyorlar. Aslında bölgenin terör örgütü eliyle işgaline ‘evet’ diyorlar. Asıl kirlilik budur, asıl ‘hayır’ denmesi gereken onursuz duruş budur. İşte onun için buradan, Amasya’dan Türk milleti adına bu güruha topunuza da ‘hayır’ diyoruz. Tıpkı daha önce benzer girişimleri yapanlar olduğu gibi, bunları da millet ve devlet olarak hafızamıza kaydediyoruz. Ataların dediği gibi, keser döner sap döner, gün gelir hesap döner.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her dönemde, her devirde olduğu gibi bugün de siyasetten akademiye, medyadan iş dünyasına kadar ülkesini ve milletini sırtından hançerlemeye kalkan bir avuç gafil çıkabileceğini kaydetti. Gezi olaylarında Türk milletinin metanetini, dirayetini, irfanını, 17-25 Aralık emniyet yargı darbe girişiminde bu sağlam duruşu gördüklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı seçiminde bu iradenin tezahürünü bizzat yaşadıklarını belirtti. 2015 yılındaki sandıkta ve hendeklerdi girişilen kaos denemelerinde de bu sarsılmaz duruşa şahit olduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz’da Türk milletinin gerçekleştirdiği kıyamın ise tarifi mümkün olmayan bir hadise olduğunu vurguladı. Böylesine büyük bir kırılmanın hemen ardından ordunun başlattığı Fırat Kalkanı Harekâtı’nın bambaşka bir sayfanın açılışını gösterdiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı şekilde emniyet güçlerinin bölücü terör örgütünü Türkiye’den söküp atmak için yürüttükleri operasyonların da yeni bir dönemin habercisi olduğunu belirtti. İdlib’de süren çatışmasızlık bölgeleri ve bu bölgelerin oluşturulması harekâtı ve dokuz gün önce de Afrin’de başlatılan Zeytin Dalı Operasyonu’nun Türkiye’nin kararlılığını bir kez daha ispatladığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnşallah bu imtihanları başarıyla verecek ülkemizi ve milletimizi aydınlık yarınlara kavuşturacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının devamında, 81 vilayeti kalkındırma, büyütme, geliştirme çabalarını da asla ihmal etmediklerini söyleyerek Amasya’ya yapılan yatırımları şu şekilde aktardı: “Geçtiğimiz 15 yılda ülkemizi 3,5 kat büyütürken Amasya da bundan nasibine düşeni aldı. Bugüne kadar Amasya’ya yaptığımız 9 katrilyon liralık yatırımla şehrimizi her alanda çok önemli hizmetlere kavuşturduk. Şehrimizin lokomotifi Amasya Üniversitesi 18 bin öğrencisiyle giderek daha da büyüyen bir eğitim öğretim kurumu oldu. Sağlıkta yedisi hastane, dördü sağlık ocağı 11 yeni tesisi sizlerin hizmetine sunduk. TOKİ kanalıyla 5 bine yakın konutun inşasına başladık, bunların büyük bölümünü de hak sahiplerine teslim ettik. Amasya’nın sadece 29 kilometre olan bölünmüş yol uzunluğuna, bakın 79 senede 29 kilometre, biz buna ne ilave ettik? 220 kilometre ilaveyle 249 kilometreye çıkarttık. Tüneller, viyadükler, köprülerle geçit vermeyen dağları, dereleri aştık. Samsun-Amasya-Çorum-Ankara hızlı terin hattının proje ihalesi yapıldı, inşallah yakında inşasına başlanacak. Yerköy-Aksaray hattının açılmasıyla Samsun’da Karadeniz’den başlayıp Mersin Limanına, Akdeniz’e kadar ulaşacak demir yolu projesinin önemli duraklarından biri de Amasya olacak. Geçtiğimiz yıl 224 bin kişiye hizmet veren Merzifon Havalimanı’nı şehrimizin ve çevre illerin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde modernize ettik. Sefer sayıları ile güzergâhların arttırılması konusunda beklentilerinizi biliyorum. Bunun için ilgili birimlerimizle gereken çalışmaları yapacağız. Türk Hava Yollarına da gerekli talimatları verdik. Barajlar, sulama tesisleri, içme suyu tesisleri gibi yatırımlarla Amasya’nın boşa akan sularını inşallah berekete dönüştürüyoruz. Çiftçilerimize verdiğimiz desteklerle, teşviklerle, hibelerle tarım sektörümüzü geliştiriyoruz. Önümüzdeki dönemde inşallah çok daha büyük hizmetleri Amasya’mızla buluşturacağız. Bunun için 2019’a kadar durmak, dinlenmek yok. “
Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerinin devamında bugünün Türkiye’sinin dünkü Türkiye’den daha güçlü, daha müreffeh, daha özgüven sahibi olduğunu, yarınki Türkiye’nin de bugünden çok daha büyük olacağını kaydetti. Son beş yılda Türkiye’nin önüne çıkartılan onca engelin asıl amacının işte bu kutlu yürüyüşü durdurmak olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin zoru görünce vazgeçeceğini sandıklarını, kendilerinin de tehditlere, kumpaslara, ayak oyunlarına boğun eğip çekip gideceklerini sandıklarını, hesaplarını böyle yaptıklarını ifade etti. Bu hesapları yapanların ne milleti, ne de kendilerini tanımadıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan “Durmak yerine biz daha da hızlandık. Geri çekilmek yerine daha da ileri atıldık. Vazgeçmek yerine daha da kararlı hâle geldik. Dağılmak, bölünmek, ayrılmak yerine daha da kuvvetli bir şekilde birleştik, bütünleştik. Dünyadan tecrit olmak yerine milyonlarca kardeşimizin gönlünde âdeta taht kurduk. Çünkü Türkiye umudun adıdır” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin umudun yeşerdiği her yerde var olduğunu ve olmaya da devam edeceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eğer biz Afrin’de bölücü teröristlerle çarpışırken Afrika’daki, Balkanlar’daki, Kafkasya’daki kardeşlerimizin dualarını yanımızda buluyorsak doğru yoldayız demektir. Bak, Somali’de bize dua ediyorlar ya, Sudan’da dua ediyorlar ya, Afrika’da dua ediyorlar ya. Şu devlet şöyle demiş, bu kuruluş böyle demiş, bunların hiçbirinin önemi yok. Biz Allah ne demiş buna bakarız, milletimiz ne istiyor ona bakarız. Aynı zamanda kalplerini bize çevirmiş kardeşlerimizin ne yaptığına bakarız” şeklinde konuştu.
Afrin’de bölge halkının ‘Türkler geldi, artık güvendeyiz.’ dediklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan “Ey Rabbim, sana hamdolsun, tarih yeniden ayağa kalkıyor. Türkler geldiği zaman oraya adalet gelir. Türkler geldiği zaman oraya güven gelir. Türkler geldiği zaman oraya hizmet gelir. Tarih böyle ayağa kalktı” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının sonunda, DEAŞ’lı teröristlerden temizlenen Cerablus, Rai, El-Bab bölgesine 130 bin Suriyelinin geri dönüp yerleştiğini söyleyerek aynı şeyi Afrin’de yaptıklarını bir kez daha tekrarladı. Bu şekilde adım adım tüm Suriye sınırımızı teröristlerden temizleyeceklerini ve yıllardır ülkede yaşayan Suriyelilerin evlerine dönebilmelerini sağlayacaklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan “Birbirimiz Allah için seveceğiz. Makam, mevki, para pul için sevmeyeceğiz. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Bu kardeşliğimizi böldürtmeyeceğiz, ezanımızı susturmayacağız, yolumuza emin adımlarla yürüyeceğiz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun” dedi.