'Sosyal medya' teklifinin sahibi MHP'li Öztürk: Meclis tatile girmeden yasalaşsın
Sosyal medya platformlarında açılan sahte hesapların önlenmesine ilişkin geçen ay TBMM Başkanlığı'na kanun teklifi veren MHP Kırıkkale Milletvekili Halil Öztürk, sosyal medya ile ilgili yasal düzenlemenin kaçınılmaz olduğunu söyledi. Öztürk, "Bizim teklifimiz var, AK Parti’nin hazırlayacağı bir teklif var. Bugünden tedbirimizi alalım. Bütün parti grupları desteklesin. Meclis tatile girmeden yasalaşsın istiyoruz" dedi.
'İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun'da değişiklik yapılmasını öngören kanun teklifinin sahibi olan Öztürk, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamaları ardından yeniden gündeme gelen sosyal medya düzenlemesine ilişkin DHA'ya açıklama yaptı. Öztürk, sosyal medya terörünün, MHP’nin gündeminde olduğunu belirterek, "Sadece MHP’nin gündeme getirdiği bir konu değildir. Bu konuda Türkiye'de her insan mağdur olabilmekte ve mağdur adayı olabilmekte. Son zamanlarda yaşanan bu sosyal medya terörü, kişisel itibar suikastı, devlet, hükümet aleyhine yürütülen algı operasyonları, bunların sayısı çoğaltılabilir. Sosyal medya kullanıcıları bunlardan kimisi troller, kimisi sahte hesap üzerinden gerçeğe aykırı sahte haber yaparak algı yürütüyorlar, kişilere hakaret ediyorlar, kişilere iftira atarak itibar kaybı yaşatabiliyorlar" dedi.
'CEZASINI ÇEKSİN İSTİYORUZ'
Halil Öztürk, sosyal medya ile ilgili artık bir yasal düzenlemenin kaçınılmaz olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu:
"Biz bir kanun teklifi hazırladık, sunduk. Sayın Genel Başkanımız da bu teklifin arkasında durduğunu ifade etti. Bu kanunun bir an önce çıkmasını defalarca ifade etti. Bugün de Sayın Cumhurbaşkanımızın bu konuda bir ifadesi var. 'Meclis tatile girmeden bu konunun kanunlaşıp çözülmesi'. Bu ifadeleri bizi oldukça ümitlendirdi. Biz de Sayın Cumhurbaşkanının ifadeleri doğrultusunda AK Parti Grubu'nun da bir çalışma yapacağını, bizim kanun teklifimizle birleşerek yasalaşacağını ümit ediyoruz. Bu bir gereklilik, bunun kaçarı yok. Bugün bana yapılan itibar suikasti, yarın sana yapılabilir. Toplumun önde gelen insanlarına yapılıyor, bunu doğru bulmuyoruz. Biz, 'sosyal medya tümüyle kapatılsın' demiyoruz. Biz diyoruz ki; birisi sosyal medya üzerinden bir şey paylaşacaksa, o da şayet suç teşkil ediyorsa, kişi işlediği suçun cezasını çeksin. Hesabın kime ait olduğunu bulalım ve Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) karşılığı varsa cezasını çeksin istiyoruz."
'BÜTÜN PARTİ GRUPLARI DESTEKLESİN'
Facebook, Twitter gibi şirketlerin küresel olduğuna işaret eden Öztürk, "Türkiye'de bunların temsilcileri kim, bilmiyoruz. Onlar da geliyorlar algı operasyonları yapıyorlar. Trollere zemin hazırlıyorlar. Onun için diyoruz ki bunun AK Parti, MHP ve CHP’si yok. Herkes bu tür saldırılara maruz kalabilir. Bizim teklifimiz var, AK Parti’nin hazırlayacağı bir teklif var. Bugünden tedbirimizi alalım. Bütün parti grupları desteklesin. Meclis tatile girmeden yasalaşsın istiyoruz" ifadelerini kullandı.
AK PARTİ'Lİ TUNÇ: SANAL ORTAMDA DİYE CEZALANDIRMAMAK OLMAZ
TBMM Adalet Komisyonu Başkanvekili ve AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç da son dönemde sosyal medyada özellikle kadınlar seçilerek yapılan hakaretleri hatırlatarak, internet yayınları ile ilgili bir düzenlemeye ihtiyaç olduğunu vurguladı. Sosyal medyanın giderek ağırlık kazanan bir mecra olduğuna belirten Yılmaz Tunç, "Bir husus gerçek hayatta suç ise bu sosyal medya aracılığıyla işlenmesi durumda da aynı şekilde suçtur. TCK'da suç olan fiilleri siz, sosyal medyada da aynı şekilde işlerseniz, TCK’nın ilgili maddelerine göre cezalandırılırsınız. Bazı maddelerde ise alenen işlediği için ağırlaştırıcı hükümler vardır. Sosyal medyada eğer bir kişiye hakaret etmişseniz, TCK’da hakaretin cezası bellidir, iftiranın cezası bellidir. Örneğin çocukların istismarı; sosyal medya aracılığı ile bir cinsel taciz vuku bulmuşsa bunları sanal ortamda diye cezalandırmamak mümkün değil" dedi.
'SUÇA ORTAK OLUR'
İnternet yayınlarının düzenlenmesi ile ilgili 5651 sayılı kanunun 2007 yılında çıkarıldığını hatırlatan Tunç, "O günden bugüne kadar da uygulanıyor. Erişim sağlayıcılara, internet sitelerine önemli sorumluluklar getiren bir kanun. İçerik sağlayıcılar, erişim sağlayıcılar; sosyal medyada kimliğini gizleyerek, bir takım kişi hak ve özgürlüklerini ihlal eden suç unsuru olan paylaşımlar gerçekleştirilmişse bu paylaşımları çıkarmak zorunda. Soruşturma ve kovuşturma makamlarına da bu paylaşımları yapanların isimlerini ve numaralarını bildirmek zorunda. Bildirmediği takdirde o suça ortak olur. O paylaşımları kaldırmak zorunda. Kaldırılmadığını da gördük. Kaldırıldığı zaman da ifade özgürlüğünden bahsediliyor. Anayasa, Bileşmiş Milletler Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde 'herkesin düşünce ve kanaatlerini özgürce ifade etmekte serbesttir' der. Ancak, bunun sınırlarını da sayar. Bunun sınırları, kamu düzeni, milli güvenlik, kişilerin özgürlüklerine müdahale, suç işlenmesinin önlenmesi, devlet sırrı, casusluk gibi durumlarda ifade özgürlüğü sınırlanabilir. Bu sınırları Anayasa ve kanunlar ortaya koymuş. Eğer bu sınırları ihlal ederseniz o zaman düşünce ve ifade özgürlüğünden bahsetmek elbette mümkün olmaz" diye konuştu.
'YASAL DÜZENLEMEYE İHTİYAC VAR'
Tunç, bu konuda geniş kapsamlı bir yasal düzenlemeye ihtiyaç olduğunu vurgulayarak, "Sosyal medyada giderek çeşitli sorunlar ortayı çıkıyor. Bu sorunları gidermek için milletvekillerin görüşleri ve teklifleri var. Bu anlamda geniş kapsamlı bir yasal düzenlemeye ihtiyaç söz konusu. Çalışmalar da bu kapsamda yapılıyor. Herkes düşünce, ifade özgürlüğüne sahiptir; ancak bu suç işlenmesini masum göstermez. Dolayısıyla sosyal medyada da suç işliyorsa TCK’ya göre yaptırımı vardır, gerekli cezaya çarptırılır" ifadelerini kullandı.