BU YAZIMI SANA YAZDIM!

BU YAZIMI SANA YAZDIM!


Şuan bu yazıyı okurken bir bebek Yemen’de annesinin sütü olmadığı için açlıktan öldü. Dünya’nın en acı olayı olan evlat acısına dayanamayan anne de evladının cansız bedenine sarılarak son nefesini verdi .Babayı hiç sormayın, o bir iki lokma bulabilir miyim aileme diye bir ormanlık alanda çoktan öldü ve o bölgenin en toku olan akbabaların midesine oturdu bile.

 

Kısacası, siz bu yazının daha ortalarına gelmemişken bile bir aile gözden uzak gönülden ırak olan bir yerde yok oldu gitti.Peki bunun için biz ne yaptık?

 

Durun onu da şöyle özetleyelim:

 

Kimimiz “Aman bize ne!” diyerek gazetenin sayfasını değiştirdi.

 

Kimimiz kendi yakınlarımıza gücümüz yetti de orası mı kaldı derdine düştü.

 

Kimimiz okudu okumasına fakat yazı bittikten sonra hayatının akışına kaldığı yerden devam etti.

 

Kimimiz de geçtiğimiz günlerde de olduğu gibi hemen İl Müftülükleri’ne gidip, güçlerinin yettiği kadar Yemen’de bulunan kardeşlerimizin açlıklarına ortak olup bir aileyi kurtarmak için yardımlarını buluşturdular. Geçenlerde ismini vermek istemeyen bir iş adamı kendi aracını İl Müftüsü Doç. Dr. Şahin Güven Hocamıza vererek lütfen bu aracımı yardım için satın ve Yemen’e gönderin demiş. Böyle yürekli insanların da hala var olması insanlığın ölmediğinin en güzel göstergesidir. Rabbim böyle insanları çoğaltsın diye bolca dua etmeyi unutmayalım ve örnek almamız gerektiğini hatırlayalım.

 

Dünya’nın bu yalan düzeninde açlık en büyük imtihandır.Bu imtihanı veren ülkeler varken biz bunlara yabancı kalırsak Allah (c.c) ahirette bunun hesabını herkesten sorar.

 

Yemen, Myanmar, Afganistan, Nijerya, Somali, Pakistan, Suriye, Güney Sudan, Uganda, Brundi, Kamerun, Orta Afrika bu ve bunun gibi sayamadığımız bir çok ülkede milyonlarca çocuk, açlık tehdidiyle karşı karşıya.Geç kalmadan yardımlarımızı buralara ulaştırmak için çaba sarf edelim. Hiç yoktan karınca misali ulaşamasakta o yolda ölürüz kıssasını canlandırıp, akıllarımızda o yolda bir çabamız olduğunu,duyarsız kalmadığımızı Hakkın huzuruna sunalım. Ahirete iflas etmiş bir şekilde gitmeyelim.

 

Hazret-i Mevlana -kuddise sirruh-, dünya malına muhteris olup ahirete iflas etmiş bir halde giden kimselerin haline hayret ederek şöyle buyurur:

 

“İnsana ne oluyor da altının ve dünya malının kölesi oluyor? Hak yolunda harcanmayanlar nedir? Neyi ifade eder? Dünya malının esiri olarak onun kapısında yılan gibi kıvrılıp yerlerde sürünmek zilleti, insanı göklere eli boş gönderen bir sefalet sebebi değil de nedir!..”

 

Başka bir ayette ise:

 

Münafıklardan bazıları da mal mülk verip zengin ettiği takdirde Allah’a daha çok itaat edip,fakirlere daha çok yardım edeceklerine söz verirler de Allah onlara istediklerini ihsan edince verdikleri sözleri unuturlar, cimrilik edip yoksulun hakkını vermezler!(Tevbe 9/75 ve 76)der.

 

Dünya’nın maddi duygusundan sıyrılıp manevi duygusunun tadına varmak için,iyilik yapıp o iyiliği unutup sadece buz tutmuş yüreklerde sıcak bir ateş olarak kalmak için yardıma muhtaç olan herkesin gücümüzün yettiği kadar yanında olmamız yeterli olacaktır.

 

Yazımızın sonuna gelmişken bir hatırlatma daha yapmak istiyorum.

 

SEN! Evet SEN! Yardım etmedin diye ne yazık ki …

 

’’BİR BEBEĞİMİZ DAHA ÖLDÜ…’’

Google+ WhatsApp