“Tarihimiz ve Medeniyetimizden Aldığımız Güç, En Büyük Avantajımız”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM 26. Dönem 3. Yasama Yılı açılışında yaptığı konuşmada; yakın ilişkiler ağıyla bağlı olduğumuz bölgelerde Türkiye’ye yönelik büyük bir sevgi ve umudun olduğunu vurgulayarak, “Türkiye, elbette Avrupa-Atlantik kurumlarıyla yakın iş birliği içindedir. Ama bu, tarihimizi ve medeniyetimizi yok saymamız anlamına kesinlikle gelmiyor. Tam tersine, tarihimiz ve medeniyetimizden aldığımız güç, bizim en büyük avantajımızdır” dedi.
“ÜLKEMİZE YÖNELİK BÜYÜK BİR SEVGİ VE UMUT VAR”
“Hele bizim gibi, 2 bin 200 yıllık devlet tecrübesine, bin 400 yıllık medeniyet müktesebatına, bin yıllık coğrafya hâkimiyetine sahip bir ülke için, bu tür gelişmeler çok daha önemli hâle gelmektedir” şeklinde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tarihî, kültürel ve sosyal olarak çok yakın ilişkiler ağıyla bağlı olduğumuz bölgelerde, ülkemize yönelik büyük bir sevgi, ama aynı zamanda büyük bir umut vardır. Sevgiye sadece teşekkürle karşılık vermek mümkündür, ama umudun bize yüklediği sorumluluklar çok ağırdır. Bu sebeple, nasıl Irak’a, Suriye’ye, Kafkasya’ya, Orta Asya’ya, Balkanlara, Doğu Avrupa’ya sırtımızı dönemiyorsak, aynı şekilde Kuzey Afrika’yı, Orta Afrika’yı, Güney Asya’yı da görmezden gelme hakkımız yoktur” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yüreklerine Türkiye sevgisi kazılı kardeşlerimizin yaşadığı Libya’daki gelişmelerin bizi ilgilendirmediğini nasıl söyleyebiliriz? Adına türküler yaktığımız Yemen’deki hadiseleri nasıl yok sayabiliriz? Ecdadımızın her köşesine damgalarını vurduğu Afganistan’ı, Pakistan’ı, Hindistan’ı nasıl ‘öteki’ görebiliriz? Arakan’daki, Türkistan’daki, Kırım’daki mazlumları nasıl yüz üstü bırakabiliriz? Körfez’deki kardeşlerimizi yaşadıkları krizlerle nasıl baş başa bırakabiliriz? Orta Doğu dediğimiz coğrafyaya gittiğinizde, mesela Kudüs’e baktığınızda gördüğünüz siluetlerin pek çoğu ecdadımızın yadigârıdır.”
“TARİHİMİZİ VE MEDENİYETİMİZİ YOK SAYAMAYIZ”
Türkiye’nin Avrupa-Atlantik kurumlarıyla yakın iş birliği içinde olduğunu fakat bu durumun tarihimizi ve medeniyetimizi yok sayma anlamına gelemeyeceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tam tersine, tarihimiz ve medeniyetimizden aldığımız güç, bizim en büyük avantajımızdır. Bugün hiç kimse Türkiye’ye baktığında, sadece Edirne’den Kars’a, Sinop’tan Hatay’a kadar olan bir ülkeyi ve içinde yaşayan 80 milyon insanı görmüyor. Türkiye denilince akla, işte bu büyük tarihî ve kültürel arka plan geliyor. Bunun için; Arakan’daki mazlumlara da el uzatacağız… Avrupa’daki vatandaşlarımızın haklarını da müdafaa edeceğiz… Orta Asya’daki, Kafkasya’daki, Balkanlardaki kardeşlerimizle de kucaklaşacağız… Suriye’den, Irak’tan, başka yerlerden kaçıp canlarını kurtarmak için ülkemize sığınan milyonlara da sahip çıkacağız… Hamdolsun, hepsini de yapabilecek güçteyiz” şeklinde konuştu.
“YARDIM EDEN BİR ÜLKE OLMAK BİZİM İÇİN ŞEREFTİR”
Türkiye’nin geçen yıl yaptığı 6 milyar dolarlık insani kalkınma yardımı ile rakam bazında Amerika’dan sonra ikinci, millî gelire oranla ise ilk sırada yer aldığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bazılarının bu durumu yadırgadığını görüyorum. Hâlbuki yardım alan değil yardım eden bir ülke olmak, üstelik bu konuda tüm dünyanın ilerisinde bulunmak bizim için bir şereftir. Bu işler için kullandığımız kaynaklar, bugün bizim hiçbir projemize, hiçbir çalışmamıza mani olmaz. Ama bu şekilde insanların gönlünde edindiğimiz yere ise paha biçilemez. Türkiye’nin bu çalışmalarıyla, hem geçmişine sahip çıktığı, hem de geleceğine yatırım yaptığı unutulmamalıdır” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Zor bir dönemden geçtiğimiz şu günlerde, geleceğe ümitle bakmak için de sebebimiz çoktur. Bölgemizdeki tüm terör örgütlerinin içeriden ve dışarıdan saldırılarıyla yıkamadıkları bir Türkiye, güçlü bir Türkiye’dir. Uluslararası alanda yalnızlaştırma çabalarına rağmen, tüm platformlarda en ön safta yer alan bir Türkiye, güçlü bir Türkiye’dir. Ekonomik, sosyal, siyasal krizlere karşı bu derece dayanaklılık gösteren bir Türkiye, güçlü bir Türkiye’dir.”
“HER KRİZ, BERABERİNDE YENİ FIRSATLARI DA GETİRİR”
Her imtihanın aynı zamanda bir imkân olduğunu, her krizin beraberinde yeni fırsatları da getirdiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin çevresinde yaşanan krizlerin fırsat pencerelerini yakalama konusunda ciddi çaba gösterdiğine dikkat çekti.
“Cumhurbaşkanından hükûmetine, iş dünyasından sivil toplum kuruluşlarına kadar tüm gücümüzle bu imkânları değerlendirmenin gayreti içindeyiz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının devamında şunları kaydetti: “Geçmişte ülkemize mesafeli yaklaşan pek çok ülkenin ve liderin, artık çok daha güvenle ve inançlı bir şekilde yanımızda yer aldığını görüyoruz. Kendi iç siyasetlerindeki dengeler sebebiyle, kamuoyu önünde ülkemiz aleyhinde beyanlarda bulunanların kapalı kapılar ardında nasıl farklı görüşler ifade ettiklerini, sizler de yakından biliyorsunuz.”
“ÜLKEMİZİN BU KRİTİK DÖNEMDEN, EN GÜÇLÜ ŞEKİLDE ÇIKMASINI BİRLİKTE SAĞLAYALIM”
Türkiye’nin 2023 hedeflerini, er veya geç gerçekleştireceğinin artık genel bir kabul hâline geldiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi daha ötesine geçiyor, 2053 ve 2071 vizyonlarımızın altını doldurma sürecini başlatıyoruz. Bu konuda Türkiye Büyük Millet Meclisimize de çok önemli görevler düşüyor. Buradan, tüm partilerimize, tüm milletvekillerimize çağrıda bulunuyorum. Gelin ülkemizin bu kritik dönemden mümkün olan en güçlü şekilde çıkmasını birlikte sağlayalım. Gelin Türkiye’nin geleceğini beraber inşa edelim. Gelin 2053 ve 2071 vizyonlarını birlikte somutlaştıralım. Gelin milletimizin karşısına farklılıklarımızla değil müştereklerimizle çıkalım. İşte o zaman ülkemizin büyüme, kalkınma, gelişme performansının katlanarak arttığını göreceğiz” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şu cümlelerle tamamladı: “2019 seçimlerinin bu güzel temennileri hayata geçireceğimiz bir dönüm noktası olmasını temenni ediyorum. Meclisimizin yeni yasama yılında yapacağı çalışmalarda ortaya koyacağı birlik, beraberlik, kardeşlik, dayanışma ruhuyla milletimize bu umudu vermesini diliyorum. Bu vesile ile geçen hafta, ahirete uğurladığımız Abdülkadir Yüksel kardeşime de huzurlarınızda Allah’tan rahmet diliyorum, ailesine başsağlığı diliyorum. Rabbim kendisini cenneti ile inşallah müşerref kılsın. Bu düşüncelerle bir kez daha, Türkiye Büyük Millet Meclisimizin 26. Dönem 3. Yasama Yılının hayırlı olmasını, başarılı geçmesini temenni ediyor, hepinize sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum.”