soykırım boyutundaki katliamlar devam etmektedir.
7 Ekim 2023 gününden itibaren İsrail ve Filistin topraklarında yaşanan çocukların, kadınların, hastaların ve sivillerin yaşamını yitirdiği saldırılar, devamında hapishaneye çevrilen Gazze’de, insanın kanını donduran ve şiddet sınırını aşan soykırım boyutundaki katliamlar devam etmektedir.
Saldırılarda Gazze’de tüm yaşam alanları hedef alınmakta, ambargo ve ablukalar ile temel insani gereksinimlerin karşılanması engellenmektedir. Bu saldırılarda Filistin Barosunun sivillere hizmet verdiği binası da bombalanmıştır.
Bölgede yaşayan insanların gıdaya, suya, ilaca ve sağlığa, elektriğe, barınmaya ve bütün temel ihtiyaçlara erişim haklarının engellenmesinin ötesinde hastaneler, camiler, kiliseler bombalanmaktadır. Bu durum soykırım suçunu oluşturmaktadır.
Uluslararası hukuk açısından, silahlı çatışmaya maruz kalan insanların yaşamlarını, haysiyet ve haklarını koruyan ve tüm dünya devletleri tarafından imzalanmış ve bağlayıcı olduğu kabul edilen 1949 Cenevre Sözleşmeleri savaş veya silahlı çatışmalar sırasında sivillerin yaşam haklarını, beden bütünlüklerini, güvenliğini korumayı ve temel insani ihtiyaçlarının giderilmesini ilgili tüm dünya devletleri için asli bir görev ve yükümlülük olarak düzenlemektedir.
Bütün bunlara rağmen, İsrail tüm dünyanın gözü önünde hukuku hiçe sayarak, insanlığı yok ederek, işgal ve yok etme politikası uygulamaktadır.
İnsanlığın kesinlikle sıradanlaştırmaması gereken bütün bu insanlık suçları karşısında, devletler duyarsız kalmakta, uluslararası hukuk işlememekte ve uluslararası kamuoyu susmaktadır. Burada susmak, yaşanan vahşette sorumlu olmaktır.
Başta çocuklar ve kadınlar olmak üzere sivillere yönelik gerçekleştirilen saldırıları lanetleyerek, hastaneleri, okulları bombalayan bir zihniyetin mutlaka uluslararası hukuk önünde hesap vermesi zorunludur.
İnsanlık ve hukuk dışı ölümcül müdahalelerin durdurulmasını sağlamak için uluslararası toplumu ve devletleri harekete geçirmek için dünyanın bütün Barolarını ve tüm dünyadaki avukat meslektaşlarımızı, hukuk ve insan hakları kuruluşlarını harekete geçmeye, insani ve vicdani çağrıları yapmaya davet ediyoruz.
Uluslararası toplumun sustuğu ve müdahalede geç kaldığı her bir dakikada sayısız masum can yaşamını yitirmektedir.
İsrail ile ticari ve askeri anlaşmaların gözden geçirilerek askıya almak dahil olmak üzere diplomatik yaptırımlar uygulanmalıdır.
Filistin halkı ile dayanışma içinde olduğumuzu, yaşanmakta olan vahşete ve insanlığın yok edilişine karşı durmak, bu katliamları durdurmak, sorumluların yargılanması için derhal harekete geçmek, bölgede insan haklarını esas alan adil ve kalıcı barışı inşa etmek için insan haklarını korumakla yükümlü uluslararası kuruluşları, uluslararası kamuoyunu ve tüm devletleri göreve davet ediyoruz.
“Yurtta barış, dünyada barış” ilkesi ile masumların, barış ve yaşama hakkı için hak ve hukuk talep etmeye devam edeceğiz.
Kayseri Barosu Başkanlığı