PEYGAMBER AŞIĞI ALİ ULVİ KURUCU TYB KAYSERİ’DE ANILDI
Peygamber aşığı, ilim, irfan ve şiir üstadı Ali Ulvi Kurucu Türkiye Yazarlar Birliği Kayseri Şubesi’nde düzenlenen programla anıldı. Uzun yıllar Medine-i Münevvere’de Arif Hikmet Kütüphanesi Müdürlüğü yapan ve bu görevden emekli olan rahmetli Ali Ulvi Kurucu’yu, Türkiye Yazarlar Birliği Kayseri Şube Başkanı Araştırmacı-Yazar Mehmet Hüsrevoğlu anlattı.
Türkiye Yazarlar Birliği Kayseri Şubesi Konferans Salonu’nda gerçekleşen program üyelerin katılımıyla gerçekleşti. Programda Ali Ulvi Kurucu’nun son olarak 5. cildi de yayınlanan hatıratı üzerinde duran Mehmet Hüsrevoğlu özellikle yakın tarihimizi ve son yüzyılı daha yakından anlayabilmek için hatıratların büyük önem taşıdığını bu yüzden hatıratların tarihimiz için benzersiz bir zenginlik ve hazine olduğunu ifade etti.
Mehmet Hüsrevoğlu, Ali Ulvi Kurucu’nun doğduğu yıllarda, Türkiye’nin ve özellikle Konya’nın durumuna değinerek, bu yılların Ali Ulvi Kurucu’nun hayatında çok önemli kalıcı izler bıraktığının altını çizdi. Kendisinin babası gibi alim bir şahsiyet olduğunu vurgulayan Hüsrevoğlu, Ali Ulvi Kurucu’nun ailesinin Konya’nın en önemli ve alim şahsiyetler yetiştiren bir ailenin mensubu olduğunu fakat özellikle cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren inkılaplar ve Batılılaşma hevesiyle kapanan eğitim kurumlarından, Kur’an eğitiminin sekteye uğramasından çok fazla etkilendiklerini bu yüzden de bir süre sonra Medine’ye hicret ettiklerini anlattı.
Türkiye Yazarlar Birliği Kayseri Şube Başkanı Araştırmacı-Yazar Mehmet Hüsrevoğlu konuşmasında Ali Ulvi Kurucu’nun hayatına da değinerek özellikle 5 ciltlik hatıratından çeşitli kesitler anlatarak şunları kaydetti:
“Üstad Ali Ulvi Kurucu, İslâm dünyasının ve özellikle de Osmanlının yıkılışı ile ülkemizin, Anadolu’nun maddi, manevi ve siyasi çok değişik ve farklı bin bir olay ile sarsıldığı ve yakın tarihi bizzat yaşayarak görmüş, önemli olayların içinde olmuş, birçok meşhur şahsiyetle tanışmış, bir Müslüman aydının, aydın bakışı ile bunları değerlendirmiş, bir fikir, düşünce büyüğü, mütefekkirdir. Onun 5 cildi bulan hatıraları, bizler için, bir ilim irfan ve maneviyat kaynağıdır. Aynı zamanda yakın tarihimizin şifrelerini çözme konusunda da adeta bir şifre çözücü görevi de görmektedir.
Kendisi, 1922 yılında doğmuş, seksen yıllık hayatının ilk on sekiz senesini bir Konya çocuğu olarak geçirdikten sonra altı yıl tahsil için Kahire’de bulunmuş ve ömrünün kalan elli altı senesini Medine-i Münevvere’de yaşayarak, 2002 tarihinde orada vefat etmiştir. Cumhuriyet sonrasında İslamiyet’i yaşayan, öğretmek ve yaşatmak için çalışan ve özellikle Konya’daki ve Anadolu’daki İslami uyanışın öncüsü olan bir mücahid alimler ailesine mensuptur. Hacı Veyis Efendi’nin torunu ve İbrahim Efendi’nin oğludur. Ali Ulvi Bey’in babası, üç oğluna dinî tahsil yaptırmak arzusu ile 1939 yılında Medine’ye göç ederek yerleşmişti. Kahire’de El-Ezher’de tahsilini tamamlayan Ali Ulvi Bey, 1946 yılında Medine’ye dönerek, burada bazı memuriyetlerde bulunduktan sonra, Mescid-i Nebevi’nin duvarına bitişik “Mahmudiye” ve hemen karşısında bulunan “Şeyhülislam Arif Hikmet Bey” kütüphanelerine müdür olmuş ve 1985 yılında buradan emekliye ayrılmıştır.
O günlerde yurtlarından uzaklaşmak zorunda kalan Osmanlı ilim ve devlet adamları gibi, için için kaynayan ve istiklalin yollarını arayan Müslüman milletlerin fikir ve siyaset önderleri de bu iki şehirde yani Medine ve Kahire’nin yanı sıra, Şam, Beyrut gibi şehirlerin yolunu tutmuşlar ve bu şehirlerde kendilerine yeni bir hayat kurmuşlardı. Üstad Ali Ulvi Kurucu Bey, Medine’de görev yaptığı süre zarfında buraya uğrayan ilim, irfan ve siyaset adamlarının birçoğu ile çok yakın ve samimî dostluklar kurmuştu. Üstad’ın, Konya’da geçen ilk gençlik zamanına dair hatıraları, hem o günlerin Türkiye’sine bir ayna tutan, hem iman ağacımızın ne fedakârlıklar pahasına yaşadığını ve hem de o devrin mağdur ve mazlum, ancak bir o kadar samimî mü’minlerini gösteren, hüzün dolu sayfalar olarak okunmaya değer çok kıymetli bir eserdir. Merhum Üstad, Kahire’deki talebelik yıllarında Şeyhülislam Mustafa Sabri, Zâhid Kevserî ve İhsan Efendiler gibi Türkiye’den gelmiş veya Filistin Müftüsü Şerif el-Hüseynî ve Arap dünyasında “İhvânül Müslimîn” hareketini başlatmış olan Hasanül Bennâ gibi birçok mühim şahsiyetle birlikte yaşamış, çevrelerine katılmış ve onlarla yakın münasebetler kurmuştur. Medine’de bulunduğu elli altı sene zarfında ise, gerek Anadolu’dan ve gerek İslâm dünyasının her tarafından göç edip buraya yerleşmiş olan veya Hac ve Umre için burayı ziyarete gelen, ilim, irfan ve mâneviyat sahasının tanınmış şahsiyetleriyle beraber bulunmuştur.
Ali Ulvi Kurucu, Arapça öğrendikten ve hafızlığını da tamam ettikten sonra 1938 yılında ailesi ile birlikte Medine’ye göç etti. İki erkek ve bir kız çocuğa sahip olan Kurucu Hoca, yüksek öğrenimini Kahire el-Ezher Üniversitesi'nde tamamladı. Medine’de uzun süre Evkaf Dairesinin İnşaat ve Sicillat Emini olarak görev yaptı. Daha sonra Sultan Mahmud’un yaptırdığı Mahmudiye Kütüphanesi'nde, bir süre sonra da Şeyhülislam Arif Hikmet Kütüphanesi'nde çalıştı. 1985’te emekli oldu. Medine’de 60 yılını Peygamber Efendimizin yanı başında geçirdi. Emekli olduktan sonra Medine’de dünyanın her tarafından gelen ilim adamlarını ağırlardı. Senenin belli bir dönemini, Türkiye’de geçirmeye özen göstererek, Türkiye olan irtibatını hiç kesmedi. Kur’ân hafızı olan Ali Ulvi Kurucu, geniş bir hadis kültürüne de sahipti. Yine kendisi, Tarih, mûsikî ve hat konularına özel ilgi duyardı. Aruz ölçüsüyle yazdığı bazı şiirler bestelendi. 2002 tarihinde Medine’de vefat ederek Cennetü’l Bakî Kabristanı'na defnedildi.”
TYB Kayseri Şube Başkanı Mehmet Hüsrevoğlu, Üstad Ali Ulvi Kurucu’nun hatıratına yansıyan önemli bazı noktaları da hatırlatarak, Ali Ulvi Kurucu’nun hatıratının yakın tarihimizi doğru anlayabilmek için ne kadar önemli olduğunun altını çizdi. Program hatıra fotoğrafı ile sona erdi.
TYB Türkiye Yazarlar Birliği Kayseri Şubesi
Basın Bürosu