(Özel Haber) "yargıtay´ın Kararı Nihai Bir Karar Değildir"
Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Beşir Fatih Doğan, Yargıtay´ın kayıp-kaçak elektrik parasının tüketicinin faturasına yansıtılmaması kararına ilişkin, "Hukuk Genel Kurulu,
Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Beşir Fatih Doğan, Yargıtay´ın kayıp-kaçak elektrik parasının tüketicinin faturasına yansıtılmaması kararına ilişkin, "Hukuk Genel Kurulu, çoğunlukla aldığı kararla kayıp kaçak bedelinin tüketicilerden alınamayacağına karar vermiştir. Bu karar nihai bir karar değildir. Henüz adli süreç sona ermemiştir. Bu aşamada karar düzeltme talebinde bulunulmuştur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu bu karar düzeltme talebi konusunda bir karar verecektir. Tüketiciler başvurdukları takdirde kayıp, kaçak bedellerini geri alabilirler demek tüketicileri yanıltıcı bir ifadedir" dedi.
Yargıtay, kayıp-kaçak elektrik parasının kayıp ve kaçaklarla hiçbir ilgisi olmayan tüketicilerin faturasına yansıtılmasını hukuka aykırı buldu. Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Beşir Fatih Doğan, Yargıtay´ın almış olduğu kararı değerlendirdi.
"2011 YILINDA ELEKTRİK FATURALARINDA KAYIP, KAÇAK BEDELİNİ AYRI BİR KALEM OLARAK GÖSTERİLMESİYLE BAŞLADI"
Kayıp, kaçak bedeli elektrik faturalarında var olduğu, yeni bir bedelmiş gibi yansıtılmasının doğru olmadığını belirten Doğan, şunları söyledi:
"Tüketiciler faturalarında bir kayıp kaçak bedeli ödedikleri gerekçesiyle ve bunun hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle Tüketici Hâkim Heyetlerine, Tüketici Mahkemelerine başvurarak bu kayıp kaçak bedelinin iptal edilmesini talep etmektedirler. Olayın birkaç boyutu var. Bu boyutları değerlendirerek onunun sıhhatli bir şekilde değerlendirebileceğini düşünüyorum. Kayıp, kaçak bedeli dediğimiz bir maliyet unsurudur. Nasıl ki pazardan bir ürün aldığımız zaman çürük çıkan ürünün bedeline yansıtılıyorsa burada da kayıp, kaçak bedeli bir maliyet unsuru olarak faturalarımıza yansıtılmaktadır. Kayıp, kaçak bedeli elektrik faturaları var olduğu sürece vardı. Bu yeni bir bedelmiş gibi yansıtılması çok doğru değil. Bunun yeni bir bedelmiş gibi yansıtılmasının nedeni 2011 yılında elektrik faturalarında kayıp, kaçak bedelini ayrı bir kalem olarak gösterilmesiyle başladı. Bunun sebebi ise, Avrupa Birliği direktifleri gereğince şeffaflaşma adına faturada yer alan unsurların ayrı ayrı gösterilmesi gerektiğinden hareketle Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu bu konuda bir karar alarak ayrı ayrı gösterilmesini düzenledi. Bu gösterilmeye başlandıktan sonra da konu kamuoyunun gündemine getirildi."
"TAHSİL EDİP ETMEME KONUSUNDA PERAKENDE SATIŞ ŞİRKETLERİNİN HİÇ BİR İNİSİYATİFİ BULUNMAMAKTADIR"
Perakende satış şirketleri kayıp, kaçak bedelinin tahsil etmek zorunda olduğunu ifade eden Doğan, şunları aktardı:
"Perakende satış şirketleri düzenlemeye tabi bir piyasada faaliyet göstermektedirler. Düzenlemeye tabi faaliyet göstermek, bu piyasada faaliyet gösteren şirketlerin hem gelir hem de giderlerinin düzenleyici otorite tarafından düzenlenmesi demektir. Bunun sonucu olarak da Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), perakende satış şirketlerine kayıp, kaçak bedelini tahsil etme konusunda bir yükümlülük yüklemektedir. Perakende satış şirketleri bakımından kayıp kaçak bedelinin tahsili mevzuattan kaynaklanan yükümlülüktür. Bunu tahsil etmek zorundadırlar. Tahsil edip etmeme konusunda perakende satış şirketlerinin hiç bir İnisiyatifi bulunmamaktadır. EPDK, bu düzenlemeyi kanuna dayalımı yapmaktadır. Tabi ki EPDK´nın piyasayı düzenleme yetkisi kanuna dayanmaktadır. Bunu düzenleme yetkisi kapsamında elektriğin birim fiyatına faturalarına yansıtılacak bedelleri düzenleme yetkisi EPDK´ya aittir. EPDK bir maliyet unsuru olarak kayıp kaçak bedelini faturalara yansıtmaktadır."
"KARAR NİHAİ BİR KARAR DEĞİLDİR. HENÜZ ADLİ SÜREÇ SONA ERMEMİŞTİR"
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu´na karar düzeltme talebinde bulunulduğunu söyleyen Doğan, Şöyle devam etti:
"Bu olayın bir adli yargı boyutu birde idari yargı boyutu var. İdari yargı boyutunda kayıp kaçak bedelinin tahsil edilmesi konusunda ilişkin kurul kararlarının iptali için Danıştay´da hali hazırda birçok dava bulunmaktadır. Bu davalar esastan incelenmektedir. Henüz bir karar verilmemiştir. Dolayısıyla idari yargı boyutu beklemektedir. Adli yargı boyutu ise, Yargıtay´ın bazı daireleri farklı yönlerde kararlar vermişlerdir. Bazı daireleri kayıp, kaçak bedellerinin alınamayacağını, bazı daireler ise alınması gerektiğine karar verdi. Bu farklı görüşler neticesinde konu Hukuk Genel Kurulu´na intikal etmiştir. Hukuk Genel Kurulu, çoğunlukla aldığı kararla kayıp kaçak bedelinin tüketicilerden alınamayacağına karar vermiştir. Bu karar nihai bir karar değildir. Henüz adli süreç sona ermemiştir. Bu aşamada karar düzetme talebinde bulunulmuştur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu bu karar düzeltme talebi konusunda bir karar verecektir. Tüketiciler başvurdukları takdirde kayıp, kaçak bedellerini geri alabilirler demek tüketicileri yanıltıcı bir ifadedir. Adli yargının kararı henüz nihai aşamaya gelmemiştir. Tüketiciler bir dava açarlar ise, akabinde Yargıtay Hukuk Genel Kurulu karar düzeltme aşamasında görüşünü değiştirir ve tam tersine bir karar verir ise, mahkemelere başvuran tüketiciler mahkeme masraflarını ödemek zorunda kalırlar ve mağdur olurlar. Tüketicilerin, hali hazırda Yargıtay´ın kararını nihayete ermesini beklemesinde fayda vardır."
Adli yargının konuda yetkili olmadığını ifade eden Doğan, şunları kaydetti:
"Bu piyasa düzenleme tabi piyasadır. Bu piyasanın bir düzenleyicisi bir otoriteri vardır. Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu kanunu kendisine verdiği yetkiyle bu düzenlemeyi yapmıştır. Perakende satış şirketleri de gereğinde kayıp, kaçak bedellerini tahsil etmektedir. Bu noktada yetki idari yargıdadır. Adli yargının bu konuda yetkili olmadığı kanaatindeyim."
(ÖÇ-YHY-Y)
23.10.2014 17:28:44 TSI