Numan Kurtulmuş: 'Devletin kendisine vermiş olduğu Türk Lirasını gidip dövize yatırmak bir ahlaksızlıktır'
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, piyasada özellikle gıda fiyatlarında yaşanan artışı herkesten daha iyi bildiklerini belirterek “Çarşıda pazarda unun fiyatı şu kadar oldu, sıvı yağın fiyatı bu kadar oldu diyorlar. Kusura bakmasınlar piyasada fiyatın ne olduğunu biz herkesten daha iyi biliyoruz. Meselenin olumsuz tarafını çok iyi biliyoruz çünkü acısını hissediyoruz” dedi.
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, beraberinde Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu, AK Parti Trabzon İl Başkanı Sezgin Mumcu ile birlikte düzenlenen toplantıda gazetecilerin sorularını cevapladı.
Bütçe görüşmelerinden sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) getirilecek yeni reform paketinin içeriğini ilgili açıklamada bulunan Kurtulmuş, insan hakları ve kadın hakları konusunda hukuki reformlar yapılacağını söyledi.
Kurtulmuş, kadınları ısrarlı şekilde takip edilmesinin suç kapsamına alınacağını ifade ederek “Suç yok, taciz ve saldırı yok ama birisi tarafından ısrarla takip ediliyor. Sosyal medya üzerinden, yolda yürürken takip ediliyor. Hukuki tabir olarak kullandığımız ısrarlı takibin de bir suç unsuru haline gelmesi ve Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu kapsamı içine girmesini inşallah bu paketle birlikte gerçekleştireceğiz” diye konuştu.
“Pilot dava uygulaması hayata geçirilecek”
Adalet reformu kapsamında, mahkemelerin iş yükünü azaltmak amacıyla ‘Pilot dava' uygulamasının hayata geçirileceğini açıklayan Kurtulmuş şöyle konuştu: “Bir davanın esas alınarak, o dava üzerinde oluşan kararın içtihat haline getirilmesiyle birbirinin aynısı benzeri olan binlerce davanın kapatılıp, mahkemelerin yükünün azaltılması ve o davalarda pilot davanın verdiği karar istikametinde yürünmesiyle ilgili bir çalışmamız var. Adalet Bakanlığı'mızın TBMM bütçeden sonra getireceği bu yeni reform paketi insan haklarıyla kadın hakları alanında bizim alanımızı genişleten özgürlükçü, reformcu, hak ve özgürlükler alanını genişleten adımlarımızdan birisi olacaktır” diye konuştu.
“Devletin kendisine vermiş olduğu Türk Lirasını gidip dövize yatırmak bir ahlaksızlıktır”
Bir gazetecinin, “Bazı esnaflar kendi işlerini çevirsin diye verilen kredi ile döviz bürolarına gidiyor kendi işleri için kullanmadıkları parayı dövize çevirip kenara koyuyor. Doların veya dövizin satışında bir kısıtlamaya gidilebilir mi? şeklindeki soruya Kurtulmuş, “Devletin kendisine vermiş olduğu Türk Lirasını gidip dövize yatırmak bir ahlaksızlıktır” dedi. Kurtulmuş, “Türkiye ekonomisi hem dövizin fiyatının oluşması hem piyasadaki fiyatların oluşması bakımından serbest pazar ekonomisini benimsemiş olan bir ülkedir. Asla şunu kural olarak söyleyelim ki serbest pazar ekonomisinin şartlarından geri dönüş olmaz. Devletin kendisine vermiş olduğu Türk Lirasını gidip dövize yatırmak bir ahlaksızlıktır.
Devlet sizin işlerini döndürün diye aman bu yükün altında kalmayın diye milletin adına yani milletten toplanan paralarla size vermiş olduğu ayakta kalmanızı sağlamak için vermiş olduğu böyle bir parayı maalesef tam da maksadının dışında bir şekilde kullanmak gerçekten büyük bir ahlaksızlık. Aynı şekilde ihtikar yapmak nasılsa bu malın fiyatı artacak diye raflarına ya da depolarına saklayarak ihtikar yapmak ta çok açık bir ahlaksızlık. Millete karşı yapılmış bir iştir diye düşünüyorum. Fiyatların kontrolü bakımından özellikle stokçuluk noktasındaki denetimlerin çok sıkılaştırılarak bunların cezalarının ciddi şekilde gözden geçirilerek değerlendirilmesi gerektiği kanaatindeyim. Ama asla ve asla döviz satışını yasaklamak gibi bir takım serbest pazar ekonomisinin şartlarına uymayacak olan hususları düşünmek doğru olmadığı kanaatindeyim. Bu süreçte bu kadar zor şartlarda da ben iyimser bakıyorum çok kısa bir müddet sonra her şey yerli yerine oturur yanlış yapanlar yaptığı yanlışlarla kalır bunların hesabını verir bunların altında kalır. Dolayısıyla vatandaşımız güvensin, hakikaten zor bir şey.
Bizim yaşadığımızın misli ve daha fazlasını yaşayan gelişmiş ülkeler var. Burada esas mesele, bizim doların artması dolayısıyla günlük fiyatlarda yani doların etkisinin ortaya çıkmış olmasıdır. Bunun farkındayız bunu baskı altına alacak bunu önleyecek mekanizmaları kurmak gerekiyor. Ama bunu en kolay kurulacak mekanizma da vatandaşların alım gücünü artıracak yani, kamu çalışanlarına, işçilere, esnaf sanatkara gibi desteklerle bu yükün hafifletilmesini temin etmektir. İnşallah bir müddet sonra da bu yaşadıklarımızı bir kötü tecrübe olarak hatırlayacağız” ifadelerini kullandı.
“Kusura bakmasınlar piyasada fiyatın ne olduğunu biz herkesten daha iyi biliyoruz”
Piyasada fiyatlarla ilgili her şeyi çok iyi bildiklerini ifade eden Kurtulmuş, “Türkiye çok daha esenlikli çok daha ekonomik bakımdan çok güçlü bir noktaya doğru gidecektir. Çarşıda pazarda unun fiyatı şu kadar oldu, sıvı yağın fiyatı bu kadar oldu diyorlar. Kusura bakmasınlar piyasada fiyatın ne olduğunu biz herkesten daha iyi biliyoruz. Meselenin olumsuz tarafını çok iyi biliyoruz çünkü acısını hissediyoruz. Sorumluluk sahibi olduğu için hükumet nihayetinde vatandaşımızın çektiği dertlerden birinci derecede sorumlu olan hükümettir, hükümet tarafıdır. Bir de böyle deyip hep olumsuz tarafları eleştirenlere biraz da Türkiye'nin sınır kapılarındaki kilometrelerce uzayan mal ihraç eden tırlara bakarak Türkiye'nin ihracatının nasıl büyüdüğünü, hatta ve hatta organize sanayi bölgelerine giderek organize sanayi bölgelerinde harıl harıl, artık çoğu organize bölgesinde üç vardiya üretime nasıl geçildiğini görmelerini ve Türkiye'nin bu yüzde 10'luk büyümeyi öyle kolay değil bütün vatandaşlarımızın ilgili ekonomik aktörlerin elini taşın altına koyarak harıl harıl üreterek bu süreci hızlandırdığını görmelerini de tavsiye ederim” dedi.
“İşbirlikleri açık, ittifakları gizli şekilde bir süreci sürdürüyor”
Kurtulmuş, basın toplantısında CHP ve HDP'yi eleştirerek, “Karşımızdaki ittifakın en büyük zorluğu HDP oyları olmadan Türkiye'de herhangi bir şekilde şanslı duruma gelme imkan ve ihtimalleri yok. Ama HDP'nin oylarına talip olurken HDP ile bir ittifakın içerisinde olurken oradaki bagajı da sırtlarında taşımak istemiyorlar. Zor bir iştir. Onun için işbirlikleri açık, ittifakları gizli şekilde bir süreci sürdürüyor. İstanbul ve Ankara seçimlerinde bu yana. Zaman zaman HDP yöneticilerinin hatta Kandil'i kızdıran bazı çıkışlar dolayısıyla da tabiri caizse siyasal fırça diyebileceğimiz fırçalarla da karşı karşıya kaldıklarını biliyorsunuz. Biz olmasaydık siz o kürsülerde oturamazdınız diyerek Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kürsüsünden bir siyasi partinin sıralarına dönerek hesap soran konuşmaları biliyoruz.
Yine aynı şekilde HDP'nin o zamanki eş başkanının İstanbul ve Ankara seçimlerini aldıysanız bizim oylarımızla aldınız bununda farkında olarak siyaset yapın dediğini de biliyoruz. Şimdi CHP'nin zorluğu buradadır. Ne tür siyasal yapıyla işbirliği yaptığını biliyor ama bunun bir ittifak olarak kamuoyu önünde hiçbir şekilde konuşulmasını istemiyor. Ama pratikte devam eden bir işbirliği var. Seçimlerden sonra da devam eden bir işbirliği var. Bu işin zor kısmıdır. Allah kolaylık versin CHP'liler bu işi nasıl çözecekler bilmiyorum. CHP'nin vatan sever, Kemalist, Türkiye'ye bağlı olan Türkiye'nin üniter devlet yapısına destek veren o çekirdek seçmen kitlesi zaten böylesine bir ittifaktan böylesine daha doğrusu gizli ittifaktan son derece rahatsız” dedi.